23 Kasım 2024 Cumartesi
İstanbul 16°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Bir fesat girişimi: Pompeo ziyareti

Ferdi Tanhan

Ferdi Tanhan

Site Yazarı

A+ A-

ABD Dışişleri Bakanlığı, 10 Kasım günü bir açıklama yaptı. Açıklamaya göre Dışişleri Bakanı Pompeo İstanbul’da Fener Rum Ortodoks Patriği’yle görüşecek. Görüşmede ise “Türkiye ve bölgedeki dini meselelerin ele alınarak, ABD’nin tüm dünya genelinde dini özgürlükler konusundaki güçlü duruşunun vurgulanacağı” açıklanıyor. ABD, Türkiye’nin anayasasını, egemenlik haklarını ve Lozan Antlaşması’nı açıkça çiğneyeceğini ilan ediyor.

ABD’yi en son Kafkasya’da da hezimete uğrattık. Suriye’nin kuzeyinde, Doğu Akdeniz’de ve Kafkasya’da ülkemizi kuşatmaya çalışan, FETÖ aracılığıyla darbeler tertipleyen ABD’nin sırtını yere getirmeye devam ediyoruz. Bunların üzerine Biden, silahla yapamadığını içte çeşitli muhalefet partilerini ve sivil toplum kuruluşlarını birleştirerek seçim yoluyla yapmaya çalışacağını belirtmişti. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ise “ABD’nin Türkiye’deki bütün demokratikleşme hareketlerini desteklemelerini isteriz.” diyerek ABD planlarında rol üstlenmek için hazır ola geçmişti.

POMPEO ZİYARETİNİN AMAÇLARI

ABD açısından Patrik ziyaretinin birinci anlamını keşfetmiş bulunuyoruz. ABD’nin demokratikleşme hareketlerini(!) destekleme şeklidir bu. Pompeo’nun dini özgürlükler konusuna vurgu yaparak Türkiye’yi farklı dinlere karşı özgürlüğün olmadığı bir ülke olarak gösterme isteği de bu amacı doğrulamaktadır.

İkincisi, Moskova ve Ankara’nın arasını açmak için Fener Rum Patrikhanesi kullanılmaktadır. Patrikhane’ye ‘ekümenik’ gibi evrensel sıfatlar takan Pompeo, hem Türkiye’nin egemenliğini tanımadığını ilan etmekte hem de Rusya’ya karşı bir kışkırtma yapmaktadır. Stratejik önemdeki Türkiye-Rusya dostluğuna Fener Rum Patrikhanesi aracılığıyla Türkiye topraklarından zarar verme planı söz konusudur. FRP’yi Rusya’ya karşı kullanmak isteyen emperyalist merkezlere karşı Türkiye’nin esaslı tedbirler alması hayati önemdedir.

Bu iki husus bile Pompeo’nun düşmanca niyetlerini göstermeye yeterken ülkemizi ziyaret eden bir dışişleri bakanı diplomatik teamülleri açıkça çiğneyerek resmi muhataplarıyla görüşmeden, görünüşte dini bir kurumu ziyaret edecektir. Pompeo; Fransa, Gürcistan, İsrail, Birleşik Arap Emirlikleri, Katar ve Suudi Arabistan’da devlet ya da hükümet başkanlarıyla görüşürken, Türkiye programında sadece Fener Rum Rum Patrikhanesi ziyaretinin yer alması maksatlıdır. Türkiye’yi küçük düşürmeye çalışan, FRP’yi Rusya’ya karşı kullanmak isteyen ve ülkemizin iç işlerine müdahale eden Pompeo’nun Patrikhane ziyaretine kesinlikle müsaade edilmemelidir.

ABD’nin Patrikhane’yi hangi amaçlarla önemsediği herkesin malumu aslında. Peki Fener Rum Patrikhanesi, yabancı devletlerin bakanlarıyla görüşerek hangi amaca hizmet ediyor?

ATATÜRK’ÜN CEVABI

Bu sorumuza Büyük Devrimci Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk, Nutuk’ta şöyle yanıt veriyor: “İstanbul Rum Patrikhanesinde teşekkül eden Mavri Mira Heyeti vilayetler dahilinde çeteler teşkil ve idare etmek, mitingler ve propagandalar yaptırmakla meşgul.”
Atatürk’ten aldığımız tarih bilinciyle görüyoruz ki İkinci Kurtuluş Savaşı verdiğimiz bugünlerde Fener Rum Patrikhanesi yine Türkiye düşmanlığıyla meşgul. Bu sayede 25 Aralık 1922’de Atatürk’ün, Le Journal Gazetesi muhabiri Paul Herriot’a Çankaya’da verdiği demeçte Patrikhaneyi neden bir fesat ve ihanet ocağı olarak tanımladığını çok iyi anlıyoruz.

“Bir fesat ve ihanet ocağı olan, ülkede ayrılık ve uyuşmazlık tohumları saçan, Hristiyan vatandaşlarımızın huzur ve refahı için de uğursuzluk ve felâket simgesi olan Rum Patrikhanesi’ni artık topraklarımızda barındırmayız. Bu tehlikeli örgütü ülkemizde tutmamız için ne gibi vesile ve nedenler ileri sürülebilir? Türkiye’nin Rum Patrikhanesi için topraklarında bir sığınak göstermeye ne zorunluluğu vardır? …” [1]

PATRİKHANE’NİN İŞBİRLİKÇİ TARİHİ

Bugün Patrikhane Türk Devleti’nin bir kurumu statüsündedir. Türkiye topraklarında kalmasına izin verdiğimiz Patrikhanenin, Türkiye’de bulunan diğer azınlıklara ait herhangi bir kilise ve sinagogdan farklı bir ayrıcalığı yoktur. Lozan Antlaşması ile Patrikhanenin, siyasi ve idari sözde hak ve imtiyazlarının hepsi kaldırılmıştır.

Fener Rum Patrikhanesi diğer milletlerin kurumları ve temsilcileri ile görüşürken Türkiye Cumhuriyeti’nin temel prensiplerine uymak ve ülkemizin çıkarlarını esas almak zorundadır. Ancak Patrik Bartholomeos yaptıklarıyla, Mondros Mütarekesi’nden sonra İtilaf kuvvetlerine hitap eden bir beyanname neşrederek Türk vatanının işgal edilmesini isteyen Fener Rum Patrikhanesi’nin ihanet geleneğini sürdürdüğünü göstermektedir. Kurtuluş Savaşı yıllarında yerli Rumların fiilen Yunan ordusuna katılmasını emreden bu kuruluş Türkiye’nin Atlantik’e bağlandığı yakın tarihte yeniden şımartılmıştır. Sovyetler Birliği’nin yıkılmasının ardından, Ortodokslar içinde etkisini büyütmek isteyen ABD, Patrikhane’yi desteklemeye başlamış ve “ekümenik patrik” ünvanını edinmesi için faaliyetlerine açıkça katılmıştır. Bu çalışmalar ABD’nin, Türkiye içinde bir Vatikan yaratma projesidir. Ne yazık ki arkada kalan dönemde bütün bunlara AB’ye girebilmek ve ABD ile ilişkileri bozmamak adına göz yumulmuştu. Türkiye’nin Atlantik zincirlerini kırması, FRP’nin konumunu güçlendiren girişimlere bundan sonra müsamaha gösterilmemesini gerekli kılmaktadır. FRP’nin etkinlik ve nüfuzunu azaltmak için Türkiye ve Rusya her alanda olduğu gibi ortak hareket etmelidir.

Düşünebiliyor musunuz, Fatih Kaymakamlığı’na bağlı bir Kilise Papazı 2004 yılı Aralık ayında, Atina ve Brüksel’e Türkiye’den taleplerini içeren bir mesaj gönderiyor.[2] Yunanistan’da devlet başkanı statüsünde askeri törenlerle karşılanıyor.[3] Yunanistan’ın sağladığı, özel bir uçakla Vatikan’a giderek Papa 2. Jean Paul ile görüşüyor. ABD Başkanı Clinton tarafından Devlet Başkanlarına düzenlenen bir protokolle ağırlanıyor. Amerikan Kongresi tarafından Onur Madalyasıyla ödüllendiriliyor. En son ABD Dışişleri Bakanı Türkiye’nin egemenlik haklarını açıkça çiğneyerek onu ziyaret etmeye geliyor. Bu koşullarda Patrik Bartholomeos’un bir din adamı olduğunu kim söyleyebilir? İhanetin böylesine dur demek için önümüzde hangi engel vardır? Fener Rum Patrikhanesi, Bartholomeos’un elinde bir casusluk ve nifak merkezi haline getirilmiştir. Kendisi, Patrik Athenegoras, Metropolit Emilyanos ve Makarios gibi Türkiye aleyhinde faaliyet gösteren militan Papazların günümüzdeki temsilcisidir.

PAPA EFTİM GELENEĞİ

Bu topraklar hoşgörünün diyarıdır, kavimler kapısıdır. Bu topraklarda yaşayan herkesin bu vatana vefa borcu vardır. Bartholomeos ise FRP Patriği olmak için gerekli olan T.C. Vatandaşı olma koşulunun bile kaldırılmasını istemektedir. Bartholomeos yaşadığı topraklara değil, ABD’ye bağlıdır ve bizim olan bütün değerlere düşmanlık göstermektedir. Burada mesele dini farklılıklar değil vatana ve millete bağlılıktır.

Pontus Devleti kurma girişimlerine isyan ederek Fener Patrikhanesini tanımadığını ilan eden Papa Eftim ise bizimdir. Papa Eftim’in kurduğu bağımsız Türk Patrikhanesi o dönem Türk Kurtuluş Savaşı’nı desteklemiş, Fener Rum Patrikhanesi’nin ihanetlerine rağmen Anadolu Hristiyanlarını bilinçlendirmiştir. Eftim, Fener Rum Patrikhanesi’nin ihanetini sergilediği için aforoz edilmiştir. Papa Eftimi satın alamadılar, yolundan çeviremediler ve milletinden koparamadılar. Papa Eftim’in şu sözleri vatanseverliğin büyük birleştirici gücünün dinsel, mezhepsel hiçbir bağlılığa ihtiyaç duymadığını da göstermektedir:

“Ben Türk dostu Eftim değil, Türkoğlu Türk Eftim’im. Ben, her zaman, her yerde Türk olduğumu beyan ettim. Bir yabancı, Türk dostu olabilir. Fakat benim gibi, halis bir Türk vatandaşının, yabancı bir Türk dostu gibi gösterilmesi, O’nun milliyetinden şüphe edilmesine delalet eder ki, bundan incinmemek, üzülmemek imkânsızdır. Bana Türk demeyip, Türk dostu diyenleri hiçbir surette affedemem.”

BARTHOLOMEOS’LAR YENİLECEK

Hepimizin bildiği üzere Papa Eftim’in kurduğu bu Patrikhane ailesinin yönetiminde günümüze kadar gelmiştir. Hatta Ergenekon kumpasında Papa Eftim’in torunu Sevgi Erenerol da FETÖ’cüler tarafından hedef alınmış ve müebbet hapis cezasına çarptırılmıştır. FETÖ ve Fener Rum Patrikhanesi arasında siyasal çizginin benzerliği kimseyi şaşırtmamalıdır. İkisi de aynı merkezden, ABD’den yönetilmektedir.

Bartholomeos’lar tarihte olduğu gibi yine yenilecektir. Ekümeniklik gibi iddialarla büyük hayaller peşinde koşanlar hezimete uğrayacaktır. Papa Eftim gibi milletine, vatanına bağlı, cesur ve karakterli yurttaşlarımız Türkiye Cumhuriyeti’ne büyük vatanseverlik duygularıyla bağlıdır. Bu bağları koparmaya ne Bartholomeos’un ne de Pompeo’nun” Megali İdeaları yetmez. Türkiye’nin azınlık cemaatleri ve din adamları Türk milletinin ayrılmaz bir parçasıdır.

Bu kez “Küçük Asya Faciası”nı ABD yaşayacaktır.


[1] Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Cilt III, (1918 – 1937), Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu, Atatürk

[2] Emruhan Yalçan, Fener Rum Ortodoks Patrikhanesi’nin Ekümenikliği Tartışmaları ve Gerçekler, Ankara Üniversitesi Türk İnkılâp Tarihi Enstitüsü Atatürk Yolu Dergisi S 50, Güz 2012, s. 491

[3] https://www.haberler.com/atina-fener-rum-patrigi-bartholomeos-un-haberi/

Atatürk Moskova Ankara