21 Aralık 2024 Cumartesi
İstanbul 11°
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Bir kaşık bal için bir ömür

Recep Erçin

Recep Erçin

Eski Yazar

A+ A-

Yıllar önce Antalya'da fuar öncesi sohbet toplantısındayız. Konu baldan açılınca yılların turizmcisi (ismi bende kalsın) bir anısını anlattı: “Ankara yakınlarında beni bir hangara götürdüler. İçeri girdim iki yanda kocaman kazanlar kaynıyor. Yazıhane kısmına girdik. Kısa boylu, kel, fötr şapkalı, kocaman yeşil gözlü bir adam. Ne yapıyorsunuz burada diye sorduğumda; bal yapıyoruz, dedi. Arılar nerede diye sorduğumda; arı göbeğini kaldırıp bal mı yapabilir, balı ben yapıyorum, Dilaver abin, diye yanıt verdi.”

O dönem malum TV'lerde bir teneke alana bir teneke bedava sahte bal satılıyordu. Bunlara yönelik denetlemeler yapılsa da işin arkasındaki kişiler başka önde satış yapanlar başka olduğu için önüne zor geçildi. Çünkü taşrada güvendikleri insanlara para karşılığı bu işleri yaptırıp, sahtekarlıktan hapse girdiklerinde (zaten ülkede sürekli af çıktığından) ev veya araba verip suçu üstlenmeleri sağlanıyordu. Nihayetinde vatandaş da uyandı ve o esanslı glikoz şuruplarını tercih etmemeye başladı.

ANALİZ EDİLMESİ LAZIM

Geçenlerde Adana'da üretim yapan Anavarza Bal'ın Genel Müdürü Can Sezen İstanbul'da idi. Kendisi ile sohbet etme fırsatımız oldu. Bu hikayeyi anlatınca, “Recep bey bunun önüne geçilebildi. Ancak yol kenarları devam ediyor. Esas mesele ise raflarda. Geçmişte biz bu sahte ürünü anlatırken yol kenarı, cami önü derken bugün artık Nişantaşı'ndaki mağazada bile denetimsiz ürünler var. Çünkü enzimle ilgili hile devam ediyor. Tebliğ yayınlandı. Devlet de yatırım yaptı, kontrol ediyor. Ama raftan da ürünlerin alınıp incelenebilir hale gelmesi lazım.” dedi.

Can Sezen'in aktardığına göre her ne kadar üretimler denetlenip, glikoz şurubu ile yapılan ürünlerin önüne geçilse de bugün market raflarında yer alan balların da analiz edilmesi şart. Çünkü doğal bal dense bile analiz edilmeden tüketiciye sunulan her üründe sıkıntı olabiliyor. Can Sezen, “Biz üreticilere balı bize vermeyecekseniz bile getirin analizini yaptırın siz kendi tüketeceğiniz balı da güvenle kullanın diyoruz.” ifadelerini kullandı.

TOZ BAL YAYGINLAŞACAK

Adana'daki bal işleme tesisine 10 milyon TL ilave yatırım yaparak laboratuvar kurduklarını belirten Can Sezen, kapıya gelen her balı analiz ettiklerini söyledi. Toz balın kullanım alanının da son yıllarda yaygınlaştığını ifade eden Anavarza Bal Genel Müdürü Sezen, ABD ve Avrupa'da yaygın olarak kullanılan bu ürüne ilişkin şu detayları aktardı: “Toz bal hiçbir kimyasal kullanılmadan ekmekte bayatlamayı geciktiriyor. Yüksek ve uzun ısıl işlemde bal yerine toz bal konulması daha uygun. Çünkü yüksek ısıda balın yapısı bozularak kanserojen madde üretiyor. Toz balda ise böyle bir durum söz konusu değil. Toz balın kilosu ise sıvı bala kıyasla 2.5-3 kat pahalı.”

İHRACAT DA VERİM DE DÜŞÜK

Türkiye toplam bal üretiminin yüzde 5-10'unu ihraç edebiliyor. Dökme ihracata karşı olduğunu vurgulayan Sezen, markalı ihracatın ülkeye bıraktığı katma değere değindi. Geçen yıl ülke genelinde kayıtlı 115 bin ton bal işlendi. Türkiye'de 100 bin arıcı, 9 milyon koloni var. Her bir kovanda 40-60 bin civarı arı var. “Bunu korumalıyız.” diyen Can Sezen, üretici sayısı artıyor görünse de verimin düşük kaldığına dikkat çekti.

Kovan başına 17.5 kilogram olan verimin 12.5 kiloya düştüğünü hedefin 25 kilogram olması gerektiğini savunan Sezen, iklim krizi ve şehirleşme yüzünden daralan arıcılık alanları ve arıcıların belli bölgelerde yoğunlaşması yüzünden verimin düştüğünü sözlerine ekledi. Sezen ayrıca Çin'in arıcılıktaki başarısına işaret ederek, ülkemiz arıcılarının da eğitilerek arı sütü, propolis, polen, arı zehri gibi ürünleri de kovandan hasat ederek gelirinin artırılabileceğini anlattı.

MİGROS İLE PROJE YAPTI

Bu anlamda arıcıların yayılma alanlarının uyumlulaştırılmasının önemine işaret eden Can Sezen, ayrıca Migros ile yaptıkları projeyi anlattı: “Dünya Arı Günü kapsamında bir dizi etkinlik yaptık. Anavarza Bal olarak, Migros iş birliğiyle 100 arı yetiştiricisine arıcılık başlangıç seti hediye ediyoruz.

Tarım ve Orman İlçe Müdürlükleri, Halk Eğitim Merkezleri ve Aile Kulüpleri işbirliği ile Türkiye'nin farklı illerinde düzenlenen Millî Eğitim Bakanlığı sertifikalı 'Arı Yetiştiriciliği' kurslarına katılan ve 'İyi Tarım Uygulamaları', 'Doğru Arıcılık' eğitimlerini tamamlayan arıcılara verilecek arıcılık başlangıç paketiyle doğru bal üretiminin artarak devam etmesini hedefliyoruz.

Arıların bütün bir ömürleri boyunca ürettiği bal miktarı bir çay kaşığından fazla değil. Arılar, bir kilo bal için dünyanın çevresini altı kez dönmeye eşit ölçüde yol kat ediyorlar. Sonunda tekrar yuvasına yani kovanına dönen bu muhteşem canlılar, tüm bu uğraş ve kat ettikleri yol sonucunda, ortalama 7 hafta yaşadıkları hayatları boyunca sadece bir damla bal üretebiliyor. Dolayısıyla hem arıların hem de doğanın mucizevi besini balın kıymetini bilip korumalıyız.”

bal Adana Antalya Arıcılık