‘Bir kere...’
Karaman’daki bir ilkokulda sınıf öğretmeni olarak görev yapan 54 yaşındaki Muammer B., Ensar Vakfı ve İmam Hatip Mezunları Derneği’ne ait kiralık evlerde kursa gelen, 9 ve 10 yaşlarında çok sayıda öğrenciye tecavüz ettiği gerekçesiyle, bir süre önce mahkemece tutuklanıp cezaevine gönderilmişti.
Öğretmen Muammer B.’nin, ilköğretim öğrencisi 10 çocuğa tecavüz ettiği resmi raporla kesinleşirken, bu sayının 45’ten fazla olabileceği iddia ediliyor.
***
Bu haberde adı geçen Ensar Vakfı, Nakşibendi Tarikatı’nın 1979’da kurduğu bir vakıf...
Tarikat üyeleri, Recep Tayip Erdoğan’ın daha birkaç yıl önce açıkladığı “dindar ve kindar nesil yetiştirme amacı”nın peşine, daha o yıllarda düştüler.
Özellikle Refahyol iktidarı döneminde palazlanan Ensar Vakfı’na, AKP hükümetleri aklın alamayacağı kadar kamu arazisi ve binası bağışladı.
Hatta Recep Tayyip Erdoğan’ın oğlu ve “gölge” Milli Eğitim Bakanı Bilal Erdoğan, Ensar Vakfı’nın Bahçelievler Şubesi’nin açılışında yaptığı konuşmada, “Bu vakfın çalışmalarını yakından takip ediyorum. Hatta eşimden sonra en çok görüştüğüm kişi Ensar Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı İsmail Cenk Dilberoğlu’dur” demişti.
***
Ancak Vakıf asıl ününe bir ay önce Emine Erdoğan’ın, AKP iktidarlarından önceki dönemi “90 yıllık enkaz” olarak nitelendirdiği yemek davetiyle kavuştu.
***
Görünen o ki; AKP’liler, işin içine tecavüz de girse Ensar Vakfı’na yaptıkları yatırımdan vazgeçmeyecek...
Bunun kanıtı Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sema Ramazanoğlu’nun insanın kanını donduran açıklaması:
“Buna bir kere rastlanmış olması hizmetleri ile ön plana çıkmış bir kurumumuzu karalamak için gerekçe olamaz!”
***
Bir kereyle bir şey olmazmış!
Olur... Bunu da bir kadın olarak en iyi kendisi bilir!
Tarih boyunca bu topraklar üzerinde o “bir kere” yüzünden yüz binlerce cinayet işlendi.
***
Eğer bugün bu hale geldiysek “bir kere”ler yüzünden geldik Bakan Hanım...
Bu yüzden insanlıktan çıktık!
Aynaya bakın ve söyleyin:
O alçak adam aynı şey sizin oğlunuza, kızınıza yapsaydı; yine bu kadar hoşgörülü olur muydunuz?
Bu sapık adamı “öğretmen” diye çocukların arasına sokan vakfı yine bu kadar korur muydunuz?
ÇELİK DE KANDIRILMIŞ!
“Sana göre Hüseyin Çelik kimdir?” diye sorsanız... Vereceğim yanıt, “Milli Eğitim Bakanlığı döneminde, eğitimi ‘milli’likten çıkarıp ‘dini’leştiren, bakanlığın en kritik kadrolarına ve tüm okulların başına badem bıyıklı sözde eğitimcileri atayan, yeni nesilleri çağdaşlıktan çıkarıp şeriata hazırlamak için eğitim sistemini defalarca değiştiren; gerici, şeriatçı MİLİTAN bir siyasetçi” derim.
Hal böyleyken; artık Erdoğan’la yolları ayrılan ve Fethullahçıların yanında duran bu siyasetçi, tüm suçu eski Başbakan’ına atmış...
“Dini siyasete karıştırmayacağını söyleyerek bizi kandırdı” demiş... Kendisinin ne kadar laiklik yanlısı olduğunu anlatmaya çalışmış...
***
Şaka maka...
ABD’lilerin dillendirip durduğu şu “darbe olasılığı” gerçek midir nedir?
Baksanıza, Hüseyin Çelik bile bedel ödemekten kurtulmak için, neredeyse “Türk’üm, doğruyum”u söyleyecek!
GÜNÜN SORUSU
AKP’nin yarattığı zenginlerden müteahhit Ali Ağaoğlu kameraların önüne geçmiş ve İstiklal Caddesi’ndeki patlamadan sonra ortanca (!) hanımını alarak patlamanın olduğu yere gittiğini söylemiş... Aklınca şaka yaparak şöyle devam etmiş: “Millet fakir, karanfil bırakıyor; ben gül bıraktım.”
Zamanı geldiğinde bizim sana ve senin gibilere neler bırakacağımızı hiç düşünüyor musun?
Zarrab, tutuklanacağını bilerek mi ABD’ye gitti?
ABD’nin Miami kentinde tutuklanan İran asıllı işadamı Reza Zarrab ile ilgili inanılmaz rivayetler var...
İddialara göre Reza tutuklanacağını bile bile ABD’ye gitmiş...
Çünkü Türkiye’de öldürülmekten korkuyormuş...
Bir zamanlar aynı uçaklarda dolaşıp birlikte milyonlarca dolar kazandığı bazı siyasetçilerin, geçmişe dair izleri silmek için kendisini “kaza süsü verilmiş bir cinayetle ortadan kaldırmalarından” endişe ediyormuş...
Bu yüzden de İran’daki ortağı Babek Zencani’nin tutuklanmasının ardından artık kendisi için de yolun bittiğini görmüş...
Birileri de kulağına, “Git ABD adaletine teslim ol... İtirafçı olmak istediğini söyle ve İran’daki, Türkiye’deki ortaklarını, sana çıkar karşılığında yardım eden siyasetçileri ve bürokratları açıkla... Büyük bir ceza indirimi almaya hak kazan. Bir kaç yıl yatıp çık... Bu süreçte, yapacağın itiraflarla o siyasetçilerin dönemi kapanacağı için, çıktığında çok daha rahat olursun” diye akıl vermiş...
“Bu birileri”, uzunca süredir ABD’de ikamet eden Fethullah Gülen’in en yakın çevresinde yer alıyormuş...
***
Bu Reza meselesi, ortalığı bayağı şenlendirecek gibi görünüyor!
156+268!
Abdullah Gül’e sormaya devam ediyoruz. Sıra Vasıp Eren’de:
***
“Abdullah Bey...
Hepimiz her geçen gün ölüme bir adım daha yaklaşıyoruz. Ben her sabah bu düşünceyle güne başlıyorum. Günah işlememeye, bilmeden de olsa işlediğim günahları affettirmek için bir şeyler yapmaya çalışıyorum. Yoksullara yardım ediyorum. Hayır işlerinde çalışıyorum. Peki, siz... Siz nasıl affettireceksiniz kendinizi? Sorgu meleklerinin karşısında da susacak mısınız? “
GÜNÜN İSYANI
AKP Gaziantep Milletvekili Şamil Tayyar, ABD’de tutuklanan Reza Zarrab ile ilgili yorum yaparken, “Allah belasını versin, bana ne Reza Zarrab’dan” demiş... İsyanım kendisine:
Madem bu kadar delikanlıydın, 17-25 Aralık döneminde Reza Zarrab’a sahip çıkan AKP’li vekillere neden aynı sözü söylemedin?