Bir savcı eksikti -(TAMAMI)
Sporda şiddetin önlenmesi için görevlendirilen spor savcıları, ligin ikinci yarısı ile birlikte resmen işbaşı yapacakmış. Spor Bakanı Suat Kılıç, Türkiye’nin 2020 olimpiyat adaylığı konusunda yaptıkları kapsamlı çalışmayı anlatırken açıklamış. Böylece federasyon gözlemcilerinin de işi azalacak, ya da kalmayacak. Zira bu savcılar olumsuz bir durumda anında rapor hazırlayarak adli işlemleri başlatacakmış. Böylece her türlü tedbir hızla alınmış olacak... mış. Yani anlaşılan onların tayinleri de Ergenekon savcıları gibi olmuş bitmiş. Ne diyelim, hayırlı olsun.
Sayın Mehmet Ali Şahin’in spor bakanlığı, Mehmet Atalay’ın genel müdürlüğü zamanında 5149 sayılı kanundan başladık. Bizim de karınca kararınca katkımız olmuştu. Sonra 5200, beşbin bilmem kaç falan derken bugün savcılara dek geldik. Daha nereye gideceğimiz belli değil. Yakında savcıları korumak için etrafına jandarma da veririz. Böylece tribünlerde seyirci kalmayacağı için şiddet falan da olmaz. Ve de çok güzel bir şekilde şiddeti önlemiş oluruz!
Sayın Bakan, sevgili ilgili ve bilgililer. Ne olur “benim oğlum bina okur döner, döner yine okur” yapmayı bırakın artık. O taraftar tribünlerine giderseniz, aralarında taraftar kaşkolları ve bereleri ile sivil polisler olduğunu göreceksiniz. Siz görmeseniz de tribün gediklilerine sorarsanız göstereceklerdir. Hele kritik maçlarda sayıları orttığı için zorunlu olarak ya başkasının yerine ya da merdivenlere otururlar. Sonra anons başlar. “kurallar gereği tribün merdivenlerinin boş bırakılması gerektir, lütfen...” falan filan. Boşalt boşalta bilirsen. Önemli olan yasa çıkarmak, önlem almak değil, var olanları uygulamaktır. Şunu bir anlasanız.
Satmanın tam sırası
Fenerbahçeli Stoch’un Gençlerbirliği’ne attığı gol FIFA Puskas yılın golü ödülünü kazandı. Doğrusu beklenmiyordu ama aldığı oy sayısı hiç de küçümsenecek gibi değil, diğer rakiplerini zorluk derecesi ve golün niteliği açısından ikiye katladı. Bir kez daha tebrikler Fenerbahçe’nin seyrek oynayan futbolcusuna.
Şimdi iş burada düğümleniyor. Tüm ısrarlara karşın Stoch beklenen açıklamaları yapmadı. Fenerbahçe, arkadaşları ve Aykut Kocaman için güzel şeyler söyledi. Hatta “ne ben Caner’den üstünüm dedim, ne de başka bir şey” dedi. İdolünün Messi olduğunu belirterek “o başka bir dünyadan gibi “ diye konuştu. Kavga dövüş bekleyenlerin hevesleri kursaklarında kaldı.
Bu noktada başka bir şey var. Şimdi tam sırası, dünyada adı duyuldu, teklifler gelmeye başladı. Eğer doğruysa Rusya’dan 8 milyon avroluk bir bedel sözleri duyuldu. Bence böyle bir rakama yükseldilerse profesyonellik onu ederinin en yüksek değerindeyken satmak. Fenerbahçe ve özellikle Aziz Yıldırım bu konuda becerili ve cesaretlidir. Daha önce Baliç’i Real Madrid’e 25 milyon dolar, Okocha’yı Fransa’ya 18 milyon dolar, yine Anelka’yı yaklaşık aynı rakamlara İngilizlere satmışlardı. Öyleyse kızmamak, böyle futbolculara kulüplerine karşı görevlerini yerine getirdiği için teşekkür etmek gerek.
Orman gönüllerin başkanı
Beşiktaş Başkanı Fikret Orman’ı giderek daha çok takdir ediyorum. Doğrusunu isterseniz “babasının oğlu” olacağından şüphem yoktu. Ama bu kadar çabuk olgunlaşacağını, sürekli zeytin dalı elinde gezeceğini düşünemezdim. Bu arada teslimiyetçi olarak görmediğimi de belirtmek isterim. Kararlı, ben barışa varım ama isterseniz kavgaya da hazırım görüntüsünü veriyor.
Doğrusunu isterseniz, teslim aldığı Beşiktaş’ın durumu onu stresli, sinirli, kavgacı yapabilirdi. Daha büyük olasılık da buydu. Ancak Sayın Orman tüm bunları bilerek siyah beyazlıların başına geçtiğini söyledi. Sorunlarla birlikte yaşanabileceğini, bu yapılırken, üst sıralarda bir futbol takımı oluşturulabileceğini gösterdi. Kandırıkçılara güzel bir ders verdi.
Ancak, televizyonlarda kendi ağzından duyduğum sözler beni resmen sıçrattı. Biliyorsunuz. Beşiktaş ile Bursaspor arasında büyük bir gerginlik var. Bu öncelikle taraftarlar arasında. Ve de Beşiktaş başkanı inanılmaz bir medeni cesaret örneği gösterdi. Bunu ortadan kaldırmak için Bursa’yı ve Bursaspor’u ziyaret edeceğini, ilk adımı atacağını söyledi. Helal olsun, şimdi ikinci adım yeşil beyazlılarda. Haydi bakalım Bursalılar, iki takımın taraftarları. Sıra sizde, ekmek kırın, başınızdan geçirin. İstemezseniz öpüşmeyin ama allah aşkına birbirinizi artık doğramayın.
Yarın Lefter abiye gidiyoruz
Hafta başıydı, telefonla Haluk Hergün aradı. Futbolun Ordinaryüsü Lefter kitabını yazan kardeş. Kitabında benden de alıntılar yapmıştı. “Ağabey pazar günü Lefter ağabeyin anması var, Büyükada’ya gideceğiz, belki gelmek istersin diye haber veriyorum” dedi. Ne kadar sevindiğimi anlatamam. Sonra Fenerbahçe’nin resmi sitesinde ve Aydınlık başta olmak üzere diğer gazetelerde konu duyuruldu.
Sevenleri ve futbol meraklıları için buraya yazıyorum. Ben eğer büyük bir aksilik olmazsa Büyükada’dayım. Gelmek isteyenler içen yazıyorum. Bostancı’dan Büyükada’ya saat 09.30 da motor var. Belki özel seferler de yapılır. Tören 11.00’de başlayacakmış.