Bir seçim senaryosu -(TAMAMI)
Tanıdıklarımın hepsi bunalmış durumda.Yolda gördüklerim, seyahatlerimde tanıştıklarım hep aynı soruyu soruyor, “Hocam, bunlardan nasıl kurtulacağız?” “Bunlar” dedikleri AKP iktidarı. Demokratik düzenden sivil dikatatörlüğe geçiş çabaları, İslamın baskıcı yanı ile toplumu yönetmek isteği, yargıya güvenin yok edilmesi, özel hayatın güvencesizleştirilmesi, üniversitelerin, basının susturulması, işsizliğin artması, iş güvenliğinin yok sayılması, özgür sendikacılık yerine tek adama biat etmiş sendikaların yaratılması bu ülkeyi ve çağdaş yaşama tutkulu tüm insanları derinden tedirgin etmektedir. Düşünen, duyarlı, yurtsever insanlar bu ülkenin geleceğinden ve kişisel özgürlüklerinin yok edilmesinden endişelidirler. Yukarıdaki soruyu soranların büyük bir çoğunluğunun sordukları soruya verdikleri cevap olumsuzdur ve bu iktidarın bilinmeyen bir tarihe kadar başımızda kalacağı ve ülkeyi istediği gibi keyfe keder yöneteceği yolundadır.
Seneye Cumhurbaşkanlığı seçimi var. Bu seçimin sonucu bu soruya olumlu bir yanıt getirebilir diye düşünüyoruz. Nasıl mı?
AKP Anayasayı Öcalan’ın istekleri ve Başbakan’ın beklentileri doğrultusunda değiştirmek, Başkanlık sistemini kurmak, ülkeyi bölünmeye götürecek, Türk adını Anayasadan çıkarmak gibi çok köklü ve kabul edilemez konularda değiştirmek istemektedir. Bu hayalin gerçekleşmesinin ülke için bir felaket olacağı açıktır.
Anayasa’nın 175. maddesi Anayasa’nın değiştirilmesinin kurallarını koymuştur. Buna göre değişiklik teklifinin kabulü Meclisin üye tam sayısının beşte üçü çoğunluğunun gizli oyu ile mümkün olabilecektir. Bu oran bulunamadığı takdirde değişiklik teklifinin referanduruma sunulması zorunludur.
AKP değişiklik teklifine BDP ile (Ne yaman çelişkidir bu.) olumlu oy vereceğini açıklamıştır. İki partinin oyları Anayasa’nın aradığı beşte üç oy oranına ulaşamamaktadır ve böylece referandum kaçınılmaz olacaktır.
Anayasa değişiklik teklifinin referandumda çoğunluk tarafından kabul göreceği kesin değildir. En başta AKP’ye oy vermiş seçmenler bu değişikliğin önemli bölümlerine karşıdır. AKP’ye oy vermiş bir çok şehit ana babası vardır ve bunlar AKP’yi, PKK tutumundan dolayı asla affetmeyecektir. Ayrıca Meclis’te temsil edilsin edilmesin bütün diğer partiler bu değişikliğe “hayır” oyu vereceklerdir. Fethullah cemaatinin nasıl davaranacağı bilinmemekle birlikte onların da bir Tayyip diktatörlüğüne razı olacaklarını sanmıyoruz.
Diyelim ve varsayalım ki, Anayasa değişikliği referandumda kabul edildi ve Cumhurbaşkanlığı seçimine gidildi. Iki aday olacağı kesin gibidir. Bu adaylardan Tayyip kindar, kavgacı, Amerika’ya teslim olmuş, ülke bağımsızlığına duyarsız aday olarak bilinecektir. Gül daha yumuşak, daha uyumlu olmaya meyyal ve uzlaşmacı kimliği ile anılacaktır. Her ikisi de aynı dağın yeli ve aynı ağacın dallarıdır ama seçmenin Gül’ü seçme olasılığı daha ağır basmaktadır. CHP, MHP, ÖDP, diğer partiler ve cemaatin Gül’e oy vereceğini sanıyoruz. Böyle bir durum, AKP’nin hayallerinin iskambilden bir şato gibi yıkılması anlamına gelecektir ve Tayyip siyasetteki etkisini önemli ölçüde yitirecek ve karizması çizilmiş olacaktır. Bu sonuç Tayyip’in siyasetten çekilmesine, AKP’nin bölünmesine neden olacak ve yapılacak genel seçimde AKP iktidarı son bulacak ve koalisyon dönemlerinin başlamasına neden olabilecektir. Böyle düşünmemizin nedeni Cumhurbaşkanlığı seçimini kaybetmiş ve karizması çizilmiş bir eski Başbakan’ın artık siyaset sahnesinden çekilme zorunluluğudur. Tayyip gider, kavga biter ve ülke huzura kavuşur diye düşünüyoruz.