Bir sosyalist lider Mehmet Ali Aybar
Bugün, Türkiye sosyalist hareketinin önemli isimlerinden Mehmet Ali Aybar’ın ölümünün 22. yıldönümü. Aybar, 10 Temmuz 1995 günü yaşamını yitirmişti. Kimdir Mehmet Ali Aybar? Türkiye sosyalist hareketi içinde önemi nereden gelmektedir? Aybar’ı anlatmaya çalışalım.
14 Şubat 1961 günlü gazeteler, yeni siyasal partilerin kurulduğunu yazıyordu. Gazetelerde, “Millete Hizmet”, “Düstur”, “Güven” gibi bir süre sonra unutulacak olan tabela partilerinin yanı sıra adının Türkiye İşçi Partisi (TİP) olan bir partinin de kurulduğu yazılıydı. Sadece Vatan gazetesi, TİP’in kuruluşuna geniş yer ayırmış, kurucuların adlarına ve yaptıkları açıklamaya yer vermişti.
TİP, 13 Şubat 1961 günü işçi kökenli 12 sendikacı tarafından kuruldu. TİP’in kuruluş bildirgesinde imzası bulunan Avni Erakalın, Şaban Yıldız, Kemal Türkler, İbrahim Güzelce, İbrahim Denizcier, Ahmet Muşlu, Rıza Kuas, Hüseyin Uslubaş, Safffet Göksüzoğlu, Salih Özkarabay, Adnan Arkın ve Kemal Nebioğlu Türk-İş’e bağlı İstanbul İşçi Sendikaları Birliği’nin üyeleriydiler. Kurucular, partinin genel başkanlığına aynı zamanda İstanbul İşçi Sendikaları Birliği Başkanı da olan Avni Erakalın’ı seçtiler. Avni Erakalın, 35 yıl sonra Doğu Perinçek’in genel başkanı olduğu İşçi Partisi’nin de üyesi olacaktı. Birliğin genel sekreteri Şaban Yıldız, TİP’in de Genel Sekreteri oldu. Maden-İş Sendikası Genel Başkanı Kemal Türkler Başkan vekilliğine, Lastik-İş Sendikası Genel Başkanı Rıza Kuas da Genel Saymanlığa getirildi.
“YAVAŞ YAVAŞ DA OLSA…”
“TİP hızlı gelişmiyordu; ama ölü doğmadığı da ortadaydı. Yurt içinde örgütlenme çalışmaları yapılıyordu. İzmit’te, Ankara’da, İzmir’de kuruluşlar yapılmıştı. Kocaeli örgütü TİP’in ilk örgütüdür. Kurucusu sendikacı İbrahim Çetkin’di. Çetkin, bilinçli, ağırbaşlı, sözünün eri bir arkadaştı. Partiye girdikten sonra tanıdım. İzmir örgütünün başında Rahmi Eşsizhan vardı. O da sivrilmiş bir sendikacıydı... Adana’da işleri çekip çeviren, sendikacı Mehmet Emin Yıldırım’dı. Sanıyorum tekstil işçisi idi... Evet yavaş da olsa parti gelişiyordu.” (Mehmet Ali Aybar, TİP Tarihi I, BDS Yayınları, İstanbul, Ocak 1988)
Bu dönemde TİP’e seçenek olarak “Çalışanların Partisi” adlı bir partinin kuruluş girişimleri yaşandı. Bu girişimin başında Türk-İş Genel Başkanı Seyfi Demirsoy’un adı geçiyor ve “Çalışanların Partisi”, başında Doğan Avcıoğlu’nun bulunduğu Yön dergisi çevresi tarafından destekleniyordu. Prof. Dr. Sadun Aren de girişimin içindeydi. Ancak bu parti hiçbir zaman kurulamadı, girişim sonuçsuz kaldı. Mehmet Ali Aybar, “Çalışanlar Partisi” kurma girişimini, Türk-İş, CHP ve Yön dergisi çevresinin TİP’e karşı bir “tuzağı” olarak değerlendirir.
TİP’İN BAŞINA AYBAR GELİYOR
TİP’in kuruluşundan bir yıl sonra, sosyalist aydınlarla temasa geçildi ve parti genel başkanlığına o dönemde avukatlık yapan eski Devletler Hukuku Doçenti Mehmet Ali Aybar önerildi. Aybar bu öneriyi kabul ederek genel başkan oldu. 9 Şubat 1962 günü Aybar, bir basın bülteni ile görevi üstlendiğini kamuoyuna duyurdu.
Mehmet Ali Aybar, 1962’den 1969’a kadar TİP’in genel başkanlığı görevini yürüttü. 1965-1973 arasında iki dönem milletvekilliği yaptı. TİP, tüzük ve programından, günlük politikasına kadar Aybar’ın damgasını taşır. Tabii Aren-Boran ekibi tarafından genel başkanlıktan alındığı güne değin.
SOSYALİST AYDINLAR TİP’E
Aybar'ın TİP'e genel başkan olmasından sonra aralarında Behice Boran, Nevzat Hatko, Sadun Aren, Demir Özlü, Fethi Naci, Nazife ve Adnan Cemgil, Yaşar Kemal, Kemal Sülker gibi isimlerin bulunduğu sosyalist aydınlar da partiye katıldılar. TİP, 1963 yılından başlayarak ülke çapındaki örgütlenmesine hız verdi, kitleselleşti. 1963'te yapılan yerel seçimlere TİP 9 ilde katıldı ve beklentilerin üzerinde bir oy aldı.
Aybar’ın önderliğindeki TİP Türkiye sosyalist hareketin gelişmesine önemli katkılarda bulundu. Düzenin dışında seçenek arayan binlerce yurttaş TİP’e üye oldu.
TKP ÜYESİYDİ
Mehmet Ali Aybar, çeşitli tevkifatlarda açığa çıkmamış bir TKP üyesiydi. Rasih Nuri İleri, Aybar için ‘Benim hücre sekreterimdi’ der. Nihat Sargın ise TKP Genel Sekreteri Zeki Baştımar’ın kendisinin yerine hazırladığı ismin Mehmet Ali Aybar olduğunu söyler.
Aybar, 1962’den 1969’a kadar TİP’in genel başkanlığı görevini yürüttü. 1965-1973 arasında iki dönem milletvekilliği yaptı. TİP, tüzük ve programından, günlük politikasına kadar Aybar’ın damgasını taşır. TİP’in çark/başaklı, Köylüye toprak/Herkese İş yazan ünlü amblemi de Aybar tarafından hazırlanmıştı. 1969’da bunun yerini, ünlü ressamımız Abidin Dino’nun eseri olan “adam” amblemi alacaktır.
MİLLİ BAKİYE SİSTEMİ
1963, 1965, 1966 ve 1969 seçimlerinde, neredeyse her mahalleden, her köyden TİP’e oy çıktı. 10 Ekim 1965 genel seçimleri TİP için bir dönüm noktası oldu. Bütün oyların yüzde 2,9’unu (276 bin oy) alarak 15 milletvekili çıkardı.
Millî bakiye sistemi, 1961 Anayasası’nın güzelliklerinden biridir. Bu seçim sistemi, temsilde adaleti en iyi sağlayan sistemdir. Türkiye’de bu sistem yalnızca 1965 seçimlerinde uygulanmıştır. Daha sonra TİP’in Meclis’e temsilini önlemek için sistem değiştirilmiştir. Bu seçimde Adalet Partisi elde ettiği yüzde 52,87 oy oranı ile 450 milletvekilliğinin 240’ını alarak hükümeti kurmuş, Türkiye İşçi Partisi aldığı yüzde 2,97 oyla 15 milletvekili, Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi aldığı yüzde 2,24 oyla 11 milletvekili ile Mecliste temsil hakkı kazanmıştır.
15 MİLLETVEKİLİ İLE MECLİS’E
TİP milletvekilleri şu isimlerden oluşuyordu: Mehmet Ali Aybar, Rıza Kuas, Muzaffer Karan, Tarık Ziya Ekinci, Sadun Aren, Yahya Kanbolat, Cemal Hakkı Selek, Adil Kurtel, Behice Boran, Yunus Koçak, Şaban Erik, Yusuf Ziya Bahadınlı, Ali Karcı, Kemal Nebioğlu ve aslında TİP listesinden bağımsız milletvekili iken TİP’e katılan Çetin Altan. Senato’da ise partiyi, Millet Partisi’nden TİP’e katılan Niyazi Ağırnaslı temsil ediyordu. 1966 yılında Cumhuriyet Senatosunun üçte birinin yenilenmesi seçimlerinde ise Fatma Hikmet İşmen TİP senatörü olarak seçildi.
27 MAYIS ÖNDERLERİNDEN KOMÜNİSTLERE KADAR
27 Mayıs Devrimi’nde Celal Bayar’ın Köşk’ten alınması operasyonuna katılan Tankçı Binbaşı Muzaffer Karan, Milli Birlik Komitesi üyesidir. MBK içindeki ayrışmadan sonra ‘14’lerin tasfiyesi sırasında Oslo’ya “sürgüne” gönderilir. Yurda döndükten sonra 28 Mayıs 1966 günü TİP’e üye olur ve milletvekili seçilir. Karan, 29 Ekim 1966 günü partisinden ayrılacak ve CHP’ye katılacaktır.
Cemal Hakkı Selek ise komünisttir. Şefik Hüsnü çevresindendir. Aybar’ın yakın arkadaşları arasındadır. Selek 1965-1969 yılları arasında TİP’in Meclis Grup Başkanvekilliği’ni yapacaktır. Çetin Altan’ın TİP’e girişini de Cemal Hakkı Selek sağlayacaktır. “Sosyalizm fakir fukaraya merhamet duyma mesleği değildir çocuklar. Sosyalizm, insanlığın vahşet çağından çıkıp uygarlığa, sahici uygarlığa geçiş aşamasıdır” diyen Selek, Pınar Selek’in dedesidir.
TİP’in Meclis grubu, Türkiye’nin o zamana kadar ve daha sonra da görmediği bir parlamento manzarası ortaya çıkarır. İşçilerin ve emekçilerin hakları kıyasıya savunulur, geleneksel siyaset kalıpları yıkılır. Meclis çatısı altında saldırıya uğrayan da onlar olur. Solun her kesimini kucaklayan Aybar’ın önderliğindeki TİP, Türkiye sosyalist hareketin gelişmesine önemli katkılarda bulundu.
ÇEKOSLOVAKYA’NIN İŞGALİ
21 Ağustos 1968 günü Sovyetler Birliği, Varşova Paktı kuvvetleriyle birlikte Çekoslovakya’yı işgal etti. Sovyet yönetimi, Çekoslovakya’nın kendi egemenlik alanı dışına çıkmasını bu yolla önledi. İşgal, bütün dünyadaki sosyalist ve komünist partiler arasında büyük tartışma yarattı. Sovyet güdümündeki partiler işgale destek verirken, Çin, İtalya, Fransa ve İspanya komünist partileri işgale karşı çıktılar.
Çekoslovakya’nın işgaline Türkiyeli sosyalistlerin değişik kesimleri değişik tavır aldılar. Ancak işgale karşı en açık tutumu alan TİP Genel Başkanı Mehmet Ali Aybar oldu. Aybar, 23 Ağustos 1968 günü yaptığı açıklamada, “Çekoslovakya olayları, askeri blokların küçük üyeleri için, asıl tehlikenin blokun lideri durumunda bulunan güçlü müttefiklerinden geldiğini ve gerçekte küçük devletler bağımsızlıklarını bu bloklara girdikleri anda kaybettiklerini çırçıplak ortaya koymuştur...
“Çek faciasının ortaya serdiği ikinci bir gerçekte; bağımsızlığın sosyalizmin vazgeçilmez bir unsuru olduğudur. Milletler kendi sosyalizmlerini kendi imkânları ile ve milli bağımsızlıklarına kıskançlıkla sarılarak kuracaklardır. Amerikan emperyalizminden de, Sovyet tahakkümünden de aynı uzaklıkta kalmaya dikkat edeceklerdir...
“Ne Amerika, ne Sovyet Rusya, ne de herhangi bir başka devletin dümen suyu. Türkiye için tek çıkar yol kayıtsız şartsız bağımsızlık yoludur. Milli şeref ve haysiyet yoludur.” (TİP Haberleri, 1 Eylül 1968, s. 3)
Yaşanan gelişmeler Aybar’ı haklı çıkardı. Sovyet yanlıları TİP’e hakim oldu ve Aybar partisinden ayrılmak zorunda kaldı.
Aybar kimdir?
5 Ekim 1908'de İstanbul'da doğan M. Ali Aybar, Galatasaray Lisesi'nden sonra İstanbul Hukuk Fakültesi'ni bitirdi. Aynı fakültede anayasa hukuku asistanı, hukuk doktoru ve devletler hukuku doçenti oldu. 1946'da yazıları nedeniyle doçentlik görevine son verildi. Aynı yıl Demokrat Parti' den (DP) milletvekili adayı oldu; ancak seçilemedi. Önce Hür, sonra Zincirli Hürriyet gazetelerini çıkardı ve buralardaki yazıları nedeniyle 1949'da 3 yıl 8 ay hapis cezasına çarptırıldı. 1950'deki genel afla serbest bırakılan Aybar iki yıl sonra avukatlığa başladı. 1962'de TİP'in genel başkanlığına getirildi. 1965 ve 1969 genel seçimlerinde bu partiden İstanbul milletvekili seçildi. Aybar, "Türkiye’ye özgü sosyalizm” şeklinde ifade ettiği sosyalizm anlayışını savundu. Bu görüşlerine karşı çıkanlar arasındaki anlaşmazlığın büyümesi üzerine 1969'da genel başkanlıktan, 1971' de de parti üyeliğinden istifa etti. 1975'te, kısa bir süre sonra Sosyalist Devrim Partisi adını alacak olan ve 12 Eylül 1980'de diğer partilerle birlikte kapatılan Sosyalist Parti'yi kurdu.