11 Ocak 2025 Cumartesi
İstanbul
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Bir Toprak Reformu Öyküsü (TAMAMI)

Kurtul Altuğ

Kurtul Altuğ

Eski Yazar

A+ A-

KURTUL ALTUĞ

PAZAR SOHBETİ

BİR TOPRAK REFORMU ÖYKÜSÜ

Yıl 1964 İsmet Paşa 25 Aralık günü bağımsızlarla yeni kabinesini kurmuş ve 4 Ocak günü hükümeti güvenoyu almış. Katılan 405 üyenin 225’i evet 175’i hayır oyu vermiş ve 22 gün süren buhran sona ermiş. İsmet İnönü’nün Meclisteki bağımsızlarla kurduğu hükümetinde Tarım bakanı rahmetli Turan Şahin henüz 35 yaşında. İsmet Paşa’nın kabinesinde ayrıca Köy İşleri Bakanlığı da yer alıyor. O bakanlığın başında İzmir milletvekili Dr.Lebit Yurdoğlu bulunuyor. İki bakan iki koldan tek bir konu üzerinde çalışmaktalar. Cumhuriyet hükümetlerinin bir türlü üstesinden gelemediği Toprak Reformu.
İsmet Paşa’nın bir önemli konusu da Kıbrıs’a müdahale için yol araması. Paşa 25 Şubat günü Sovyetler Birliği başkanı Kruçşef’e cevabi bir mesaj göndermiş. Paşa’nın istediği BM Güvenlik Konseyinin Kıbrıs’a müdahale etmek için bir yol aramak. Kıbrıs’a müdahale ancak garantör devletlere 48 saat müddet verdikten sonra yapılabiliyor. İnönü:
“- Ültimatomu verdim. Bir reaksiyon göstermezse çıkarma yapacağız… Sabrediyoruz…” Diyor. 16 Mart’ta da Kıbrıs’a gerektiğinde müdahalede bulunmak için TBMM’den İnönü hükümetine izin tezkeresi çıkıyor. Başbakan İnönü 7 Nisan’da Kıbrıs sorunuyla ilgili olarak Makarios’a bir mektup gönderiyor. İşte tam bu sırada Türk hükümetinin Kıbrıs’a müdahale kararı üzerine başkan Johnson’dan İsmet Paşa’ya sert bir mektup geliyor. İsmet Paşa o ABD başkanının haddini aşan mektubuna son derece sert bir yanıt veriyor. Tarihe Johnson mektubu olarak geçen bu mektup; Türkiye’nin başında dirayetli ve ulusal menfaatleri önde tutan bir Başbakan oldu mu neler yapılabileceğinin en belirgin örneğidir. Onu başka bir gün anlatırız.
O sıralarda Köy İşleri Bakanı Lebit Yurdoğlu Samsun’dan başlayan bir Karadeniz gezisine çıkmak istiyor, beni arıyor, bu gezisinde kendisine katılmamı istiyor. Güneşli bir gündü ve Ankara’dan kalkan Türk Hava Yolları’nın o zaman kısa mesafeler için kullandığı tarifeli F-27 uçağının en arka koltuklarına ikimiz yerleşiyoruz.Henüz özel uçak saltanatı diye bir usulümüz yok. Uçağın içi bayağı sıcak, Lebid Yurdoğlu diyor ki:
“-İsmet Paşa der ki sıcaktan adama zarar gelmez. Sıcaktan değil soğuktan korkun.” Sohbet böylece başlıyor. Sanırım Ankara ile Samsun arası o uçakla 45-50 dakika sürecek. Zaman bol. Lebit ağabey ise sohbeti seviyor. Gezinin amacı Karadeniz bölgesindeki bir kısım kasabaları gezerek topraksız köylüye Toprak Reformunu anlatmak. İsmet Paşa hükümetinin gündeminde en önemli konu toprak reformu ya! Cumhuriyet’in ilanından beri konuşulan fakat bir türlü gerçekleştirilemeyen toprak reformu İnönü’nün döneminde gerçekleşecek. Her türlü hazırlık tamamlanmış, Turan Şahin tasarıyı hazırlamış. Biz de nabız yoklamaya gidiyoruz. Samsun’da uçaktan iniyoruz, sonradan 12 Mart Erim hükümetinde İçişleri Bakanı olacak Vali Hamdi Ömeroğlu bizi karşılıyor, Valilik Konağında yemek yiyoruz ve yollara düşüyoruz. Karadeniz’in yerleşim yapısı hayli değişik, yemyeşil tepelerin üzerine kurulan evler birbirinden hayli uzak. O zaman cep telefonu icat edilmemiş, Karadenizliler birbiriyle ıslık çalarak tepeden tepeye haberleşiyorlar. Akşamüstü yine o tepelerden birine doğru yol alıyoruz. Yolda Vali diyor ki:
“-Sayın bakanım size bir sır vereyim bu jeep’in şoförü 3 defa sınava girdi üçünü de kazanamadı!” Bakan önde şoförün yanında oturmakta .Vali ile ben arkadayız. Bakan:
“- Yapma vali bey. Desene bizim hayatımız bu jeep’in ehliyetsiz şoförüne emanet.” Diyor. Gülüşüyoruz ve Valinin makam arabasının aşamadığı o patika yolları biz sarsıla,sarsıla geçip bir tepe üzerine kurulu evin önünde duruyoruz. Ev köyün muhtarının evi, sofra hazırlanmış bizi bekliyor. Sohbet iyi ,Karadeniz yemekleri iştah açıcı. Rahmetli Lebit Yurdoğlu’nun o koca gövdesiyle masanın baş tarafında bağdaş kurup oturması hala gözlerimin önünde. Masanın üzerine balık adına ne kadar yemek varsa hepsi konulmuş. Ayrıca bölgeye mahsus özel Karadeniz yemekleri de. Masanın kapı tarafında muhtar ve köy ahalisinden bir grup dışarıya kadar kuyruk halinde bekliyorlar Bakan ne diyecek diye. Bakan yemeğini bitirdi ve köylülere hitaba başladı. Köylüler dinliyor bakan anlatıyor. Bakan bu dağ köyünde Toprak Reformundan söz ediyor.” Amacımız hepinizi toprak sahibi yapmak. Bunun için geldim. İçinizde kendine ait toprağı olan var mı?” Çıt yok. Kimsenin sesi çıkmıyor. Lebit ağabey bana dönüyor ve –
“-Anlaşıldı başka yol deneyeceğiz bunlar konuşmuyor.” Diyor. Sofradan kalkarken muhtara
“- Muhtar Köylülerden bir grup yap onları aşağıda bana getir onlarla bir konuşalım.diyor ve Kurtul sende gel gazeteci olarak bakalım bu toplantıdan çıkanları nasıl yazacaksın.”

TOPRAK REFORMUNU KİM BİLİYOR?
Aşağıdaki salonumsu halı döşeli bir odada biz sedirde oturuyoruz, muhtar ve köylüler karşımızda sıra halinde dizilmişler. Bakan konuşmaya başlıyor.: “-“Arkadaşlar size bir soru soracağım bakalım cevap verebilecek misiniz?” ve sonra karşımızda duran altı kişiye teker, teker soruyor:
”-Şu toprak reformundan ne anlıyorsunuz? Bana sırayla söyleyin.” Birinci köylü , ikinci köylü ,üçüncü köylü… Ve nihayet son köylüye kadar. Köylüler başlarını öne eğip gözlerini bakanın gözlerinden kaçırıyorlar. Son köylü soruyu anlamış ki yanıtı veriyor:
”-Sayın bakanım toprak reformu… Toprak reformu şu demek ki…” Bakan’a bakıyorum hah nihayet biri konuşacak diye yüzünü bir gülümseme kaplamış. Köylü devam ediyor:
“- Sayın bakanım o dediğini en iyi bilen muhtardır…” Yurdoğlu gülüyor koca gövdesiyle sedirden kalkarken “- anlaşıldı, anlaşıldı” diyor, bana dönüyor ve :
“- Toprak reformunu muhtar bilirmiş. Muhtar kim biliyor musun? Bu köyün toprak ağası.”
O gezi böylece sona erdi ve kim bilir buna benzer ne trajikomik olaylarla karşılaşıldı? Hükümetler geldi hükümetler gitti. Toprak Reformu hala rafta. Hele şimdi sözünü eden bir tek Perinçek var o da Silivri’de.

kurtulaltug@aydinlikgazete.com