Biri büyükelçi, biri Ak Parti yöneticisi Bu kafayla nereye?

ABD Yunanistan’la anlaşma imzaladı.

“İkili Savunma İşbirliği Anlaşması”nı beş yıl uzattı.

Dedeağaç’ta kara üssü,

Larissa, Araksos, Siroz,

Girit’te Suda hava ve deniz üssü.

Yunanistan’ın tamamı ABD üssü yapılıyor.

Hedefte ilk sırada Türkiye var.

BAHÇELİ’NİN TESPİTİ

Cumhur İttifakı ortağı,

MHP Genel Başkanı Bahçeli,

Teşhisi net koydu.

“Açık açık söylüyorum.

NATO içinde Türkiye’ye karşı siper kazılmaktadır.

Ege ve Doğu Akdeniz’e mayın döşenmektedir.

Türkiye’ye gözdağı verilmektedir.

Türkiye tehdit edilmektedir.

ABD ile Fransa,

Yunanistan’ın arkasından ülkemize silah göstermektedir.”

Sonra da en kritik noktaya geldi:

“ABD, Çin’in Kuşak-Yol ile Rusya’nın enerji akım projelerini engelleyecek ara istasyonlardan birisi olarak Yunanistan’ı belirlemiş, bu ülkeye askeri yığınak yapmış, Türkiye’yi de kuşatma altında tutmayı amaçlamıştır. Bu jeopolitik bir kumardır.”

AÇIKÇA SİLAH GÖSTERİLİYOR

Bahçeli’nin teşhisi çok doğru.

ABD’nin hedefinde Türkiye, Rusya ve Çin var.

Gelişmeleri izleyen herkes aynı noktada.

Vatan Partisi yıllardır bunlara dikkat çekiyor.

Artık işin gizlisi saklısı kalmadı.

Açıkça Türkiye’ye silah gösteriyor.

WASHİNGTON BÜYÜKELÇİMİZ

Ama Washington Büyükelçimiz başka şeyler söylüyor.

Büyükelçi Murat Mercan,

ABD Savunma ve ulusal güvenliği ile ilgili analiz yapan,

“Defense One” internet sitesine bir makale yazmış.

Başlığı ilginç:

“Türkiye ile ABD arasında uzlaşma zamanı geldi”

Özetle şunları söylüyor:

“Afganistan'dan Afrika'ya huzurun sağlanmasında,

ABD ve Türkiye’nin atacağı adımların uyumu önemli.

Türkiye ABD’nin ortaklarından biridir.

Yetenekli, istekli ve güvenilir bir NATO müttefikidir.

Türkiye ve ABD birlikte çalışmalıdır.

Türk askeri varlığı,

Büyük Avrasya'daki güç dengesinin transatlantik topluluğu lehine çevrilmesine yardımcı olmaktadır.”

Büyükelçimiz dünyaya Washington’un gözlüğüyle bakıyor.

Emekli bir büyükelçinin deyimiyle,

“Türkiye’nin ABD taşeronu olmasını” istiyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamaları ortada.

Büyükelçinin söyledikleri tam tersi.

Kabul edilir bir durum değil.

Ayrıca, makalenin ABD-Yunanistan anlaşması ile aynı günlerde yayınlanması da vahim.

YASİN AKTAY’IN MAKALESİ

Aynı günlerde yayınlanan bir başka makale daha var.

Yasin Aktay’ın makalesi.

Başlığı şöyle:

“Ankara’ya gelen Taliban, Esad’ın da yolunu yapar mı?”

Makale, Afganistan Taliban yönetimi Dışişleri Bakan Vekili Muttaki’nin Türkiye ziyareti sonrasında yazıldı.

Taliban yönetimiyle ilişkiyi savunuyor.

Buraya kadar tamam.

Ama sonrası felaket.

Taliban’la temasın, Esad’la görüşmenin önünü açmasını isteyenleri eleştiriyor.

“Taliban’ı Esad ile özdeşleştirmek bu kadar mı kolay?” dedikten sonra Esad’a saydırıyor.

Esad’ı insan hakları ihlalcisi, katliamcı olmakla suçluyor.

“Taliban bize karşı mı savaşmış? Kendi halkına karşı orantısız güç kullanıp katliam mı yapmış veya yapıyor? Bu nasıl mantık, nasıl bir karşılaştırma?” diyor.

Saydırması bununla da bitmiyor, devam ediyor:

“Taliban ile Esad’ı denkleştirerek madem onunla görüştünüz o halde bununla da görüşün diye öne atılanların katil Esad’a gönüllü yardım ve yataklıktan başka nasıl bir amaçları olabilir?”

AKTAY AK PARTİ YÖNETİCİSİ

Aktay bir gazeteci olarak bu görüşleri yazsa önemli değil.

Kendi görüşü der geçersin.

Ama Aktay Ak Parti’de yönetici.

Ak Parti hâlâ bu noktadaysa vay halimize.

Bir tarafta Erdoğan-Soçi buluşması.

On, yirmi yılı kapsayacak işbirliği kararları.

Diğer tarafta;

Üzerimize silah doğrultan,

ABD ile birlikte çalışma hayalleri kuran büyükelçi.

Astana Sürecini devam ettiren Türkiye’nin,

Rusya ve İran’la ilişkisini bozacak görüşler savunan Ak Parti yöneticisi.

Bu ikisi birlikte olmaz.

Bunu görmek için kâhin olmaya da gerek yok.