Birkaç küçük konu
Birçok kamu kurumunda, bankalarda, özellikle veznelerde memurlarla vatandaşlar arasına konulan bankoların yüksek olmasından dolayı tekerlekli sandalye kullanan engellilerin büyük zorluklar yaşadıklarını görüyoruz. Görevli kişiyle engelli vatandaşın arasına duvar gibi dikilen bu bankolar, engelli bireyle memurun diyalog kurmasını tamamen engelliyor. Halbuki sorun çok basit bir şekilde halledilebilir. Bankolardan en az bir tanesinin engelli vatandaşların kullanabileceği seviyeye çekilmesi bu mağduriyeti anında gideriverir.
İŞARET DİLİ TERCÜMANI
Kamu kurumlarının, hastanelerin, bankaların, yerel yönetimlerin vs. işaret dili bilen memur istihdam etmesi zorunlu hâle getirilmelidir. Bu konuda yoğun şikâyetler alıyoruz. İşitme engelli vatandaşlar resmi ve özel bütün kurumlarda dertlerini anlatamamaktan bitap düşüyorlar. Derdini anlatamamanın ne kadar yıpratıcı olduğu anlaşılmalı ve bu vatandaşların derdine derman olunmalı. Ki o da kolay: Her kuruma bir tane işaret dili tercümanı istihdam etmek... Bunun maliyetini hesap ederek binlerce engellinin huzuru pahasına böyle önemli bir sorunu görmezden gelmiyorlardır yöneticilerimiz şüphesiz!
Şehirlerarası yolculuklarda yol üstü lokantalar, kafeteryalar, dinlenme tesislerinde engellilerin büyük zorluklar yaşadıklarına çok sık tanık oluyoruz. Tesislere erişim en ciddi sorun. Bu tesislerin yüzde doksanında engelli lavabosu bulunmamakta. Sırf bu yüzden, yol boyu sıvı tüketmemeye çalışır, bunu belli etmemek için de utanç içinde bin türlü bahane üretiriz. Hele ki uzun yolculuklar engelliler için cehennemdir adeta. Onca pahalı tesisi kurup da bir engelli lavabosunu ihmal etmek anlaşılır gibi değil. Kafalar kâr odaklı çalışınca ve asli amaç olan vatandaşa hizmet etme ihmal edilince bu sonuçla karşılaşmak ne yazık ki kaçınılmaz oluyor. Bu tesisleri yönetenlerin, yolculuğa çıkan ve ihtiyaç molası için buralara uğrayan yöneticilerin hiç mi yakınlarında engelli yok merak ediyorum. Bu duyarsızlık nasıl açıklanır onu da bilemiyorum. Aslında yönetici olmanın gereği, yanında yöresinde engelli olmasa da dezavantajlı insanların varlığına dair fikri bir olgunluğa erişmiş olmak değil midir? Ülkemizde şimdilik bunlar hayal olsa da umudumuzu yitirmeden sabırla bekleyeceğiz. Sabretme konusunda biz engellilerin üstüne yoktur.
OPET’E TEŞEKKÜR
Bu konuyla ilgili Opet için bir parantez açmalıyım, zira Opet’in ülke çapındaki bütün şubelerinde engelli lavabosu istisnasız bulunmaktadır. Ülkenin hangi köşesine giderse gitsin, engelli yurttaşlar Opet’in varlığından dolayı müthiş rahat hissediyorlar kendilerini. Sosyal sorumluluğa bu derece önem verip bunu uygulayan böylesi iş yerleri ülkemizde maalesef çok az. Bundan dolayı Opet yöneticilerine teşekkürü bir borç biliyorum. Umarım diğer yol üstü tesislerine Opet örnek olur, onlar da kendi bünyelerinde böyle bir girişim başlatır ve uygulamaya geçerler en kısa zamanda.
Önümüzdeki Cuma günü Kurban Bayramı. Aydınlık gazetesi bayram günleri çıkmıyor. Bu vesileyle şimdiden her gününüzün bayram tadıyla geçmesini dileyeyim diyorum amma bayramların eski tadı kalmadı. Barış, özgürlük filan dilesem, sakıncalı duruma düşmekten korkarım. En iyisi mi ben kolayından size canı gönülden iyi bayramlar dileyeyim. Yüzünüz hep gülsün, gönlünüz ferah olsun.