10 Ocak 2025 Cuma
İstanbul 13°
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Birkez daha Suriye cephesi önemli! -(TAMAMI)

Kurtul Altuğ

Kurtul Altuğ

Eski Yazar

A+ A-

1917 baharından 2012 baharına geldik. Demek ki tam 95 yıl geçmiş. Cumhuriyetin kuruluşunun üzerinden ise 88 yıl… Gazi Mustafa Kemal Atatürk cumhuriyetin kuruluşunu dünyaya İsmet Paşa eliyle Lozan’da onaylatmasından ise şunca yıl geçmiş. Geçmişin tarihi belgeleri üzerinde yapılan bir gezinti gösteriyor ki, birkez daha Suriye Türkiye’nin en önemli meselesi haline getiriliyor.

Dokuzuncu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel bütün siyasi hayatı boyunca Atatürk’ün kurduğu cumhuriyetin dış politikadaki ilkesini sık sık hatırlatırdı: Yurtta barış dünyada barış.

1996-97 yılları arasında yaşadığımız ve MGK kararlarında 28 Şubat tarihini taşıyan Çiller ve Erbakan’ın imzalarını taşıyan olay şu günlerde meclis alt komisyonlarında soruşturulmaya başlanacak. Oysa Meclisin kırmızı koltuklarında oturan efendilerin daha gerilere, biraz daha gerilere gitmeleri gerekiyor. 27 Mayıs’ı, 22 Şubat’ı, 21 Mayıs’ı, 12 Mart’ı sakın unutmayın. Sayın Erdoğan’ın hesabının ne olduğunu bilemem ama Yeni CHP Genel Başkanı’nın düşüncelerini kestirebiliyorum. İkisinin tek ortak yanı var:
“Önce Cumhuriyeti kuranları- elbette sağ kalan varsa- sigaya çekecekler, sonra Cumhuriyetin üzerinden silindir gibi geçerek alanı boşaltacaklar.”

2B yasası bunun için çıkarıldı, meydan temizliği için. Mecliste DP’nin sonunu getiren Tahkikat Komisyonuna benzer komisyonlar kurulmak üzere. Alt komisyonlar kuruldu şimdi yaşayan tanıklar aranıyor bile. 1960 Tahkikat Komisyonunun hedefi “İsmet Paşa’yı demir parmaklıklar gerisine atmaktı.” Ölülerin hapse atıldığı nerede görülmüş? Zamanı gelince Bay Kılıçdaroğlu’nun da bu komisyonda marifetlerini, tarihi CHP’yi ne hale getirdiğini elbet sorgulayan birileri çıkacaktır. 88 yıldır cumhuriyeti korumak ve kollamak göreviyle yükümlü sanılan TSK’nın başına gelenler de bunlar içindir. 27. Genelkurmay Başkanı Işık Koşaner ve arkadaşları neden istifa ettiler? Ya Hasdal’da tutuklu 260’ı geçen Orgeneral, Korgeneral ve sayısız subay, astsubay neden oradalar? TSK’deki istenilen saha temizliği için değil mi?

Kimse tüm yapılanların Cumhuriyet kuşaklarının hafızasının silinmesi olduğu gerçeğini düşünüyor mu bilemem. Bildiğim Misak’ı Milli sınırları içerisinde Atatürk’ün kurduğu vatanın toprakları, tüten bacalarıyla fabrikaları hep bu temizlik için yapılıyor ve “ Şu çılgın Türkler sesini bile çıkartmıyor”. Kuşkusuz Turgut Özakman'ın içi kan ağlıyordur.

Suriye cephesine gelince

İki ya da üç yıl önce sarmaş dolaş olan Beşer Esad ve Tayyip Erdoğan ailelerinin muhabbetine ne oldu ki, dünkü can kardeş “esad”, “eset” oluverdi?

Ne oldu ki 5 yıllık ikbal uğruna devrin Genelkurmay Başkanı Türkiye’ye terör planları hazırlayan Langley Havaüssü’nü alelacele ziyaret etti ve orada hazırlanan marifetin sonuçlarını Türk Ulusu bir türlü içine sindiremiyor. Yani Hasdal ve Silivri siyahi Başkan Obama’nın Küba’daki Guantanamo hasreti birdenbire arttırdı ve aynısı artık Türkiye’de.

Savaş zamanlarında ordudan firarlar çoğalabilir, bu doğaldır. İsmet Paşa Şam Cephesi’nden ayrılırken şöyle anlatıyor:

“Bizim orduda çöküş zamanlarından kalma bir yanlış fikir, hastalık gibi idaremize yerleşmiştir. Kanaatkarlığı ile şöhretli olan Türk askerinin harp ihtiyacı olarak Peksimetleriyle çarığı yeter zannolunuyordu. Cihan Harbi’nin son senesinde muharebe cephelerinin o zaman için felaketlerin sebebi olduğu gibi, bu sebebin fena tesirli hatırası İstiklal Harbi’nin son zamanlarında da bize çok zarar vermiştir. 1918 senesinde 300 bin kadar asker firarisi olduğundan bahsedilmiştir. Son 6 ay zarfında 3 orduya 15 tümeni ikmal etmek için belki 10 bin kişi gelmemiştir. (İsmet İnönü'nün Anıları)”

Türkiye Suriye’ye bir hareket yaparsa İsmet Paşa anılarında anlatıyor ki çok acı sonuçlarla karşılaşabilir.

Acaba Sayın Genelkurmay Başkanı bu gerçekleri biliyor ve ABD’li arkadaşlarına “gelin bu işten vazgeçin” demeyi düşündü mü?

Yurda dönünce anlatabilir!