Biz maymun muyuz?
Eski bir futbolcu olarak, futbolda bugünkü uygulamalara hiç mi hiç saklım ermiyor. Çaptan düşmüş molozlaşmaya başlamış futbolcular için milyon Avro'lar verip, transfer ediliyor. Biz, böyle büyük paralarla transfer edilen bazı futbholcuların daha ilk defa sahaya çıkarken sakatlanıp, bir daha oynayamadığını gördük.
Avrupa'nın veya dünyanın halen flaş olan oyuncularını getiremiyoruz. Çünkü gelmiyorlar. Emekliliklerini bekliyorlar. Malum ya Türkiye yabancıların sanki huzurevi.
Eski bir futbolcu ve yönetici olarak bir başka davranış daha bana ters geliyor. Sözüm ona yabancı futbolcuları iyi diye alıyoruz. Normal olarak, biz de iyi oynar diye düşünüyoruz. Yani, görevleri iyi oynamak. Madem ki görevleri iyi oynamak, o zaman iyi oynadıkları için neden yüksek primler veriyoruz. Haydi veriyoruz da başarısız oldukları zaman niye bunun tersini yapıp ceza vermiyoruz. Nedenini bilen varsa anlatsın. Siz eski kafalısınız. Size ters geliyor denebilir. Bu da bir başka bakış açısıdır ama biz Avrupa'daki her şeyi taklit edecek maymun muyuz? Neden kendi ülke ekonomimiz doğrultusunda bir uygulama yaratamıyoruz? Bizim de geleneklerimiz var. Neden bir takım yenilikler getiremiyoruz? Getiremiyoruz çünkü bu konulara kafa yoracak bunun bir sorun olduğunu düşünecek insanlarımız yok. Size ters gelmiyor olabilir. Bir işçi kıdem almak için 1 yıl devamlı çalışıp, başarılı olması gerekiyor. Ancak böyle kademe atlıyor. Birkaç kuruş gündeliğine ekleniyor. Yedek kulübesinde oturan futbolcunun aldığı maaş ve de primler neredeyse 25 yıl çalışmış bir işçinin kıdem tazminatı kadar. Bu yaralara dokunmayıp ne yapalım ki. Sadece, sağ açık kötü ortaladı, hakem iyiydi sol açık gol attı gibi maçı seyreden herkesin gördüğü takım olayları mı anlatalım.
Temcit pilavı gibi söylüyoruz. Dünya yıldırım hızı ile değişiyor. Tabii biz de değişiyoruz. Ne var ki buna paralel olarak gelişemiyoruz.
Acaba, batıda da böyle mi? Ülkeleri ayrı ayrı incelemek lazım. Bilmeden konuşmak doğru değil. Batıyı örnek alalım ama oralardaki futbolcuların hemen hemen hepsinin takımları da profesyonel, yöneticileri de profesyonel. Bizdeki gibi futbolu profesyonel yönetimi amatör değil. Dünya çapında holding haline gelen kulüplerimiz hobiler ile idare ediliyor. Var mı böyle bir şey?
Bu sene bildiğiniz gibi liglerde 3 kulüp arasında büyük rekabet var. Özellikle Galatasaray evrensel bir takım yapmak için Drogba'yı içlerine alıp, takımı güçlendirdiler. Fenerbahçe ve Beşiktaş da benzer durumdalar. Sonuçta bu üç takım da içerde ve dışarıda Karabük karşısında hüsrana uğradılar. Çoğu maçları da uzatma dakikalarında kazandılar. Beşiktaş, Fenerbahçe hatta 4. büyük takım sayılan Trabzonspor Türkiye Kupası'ndan elendi. Hem de bildiğiniz gibi 2. Lig takımlarına. Bunlar traji-komik olaylar ama kulüpler gırtlağına kadar borca girmiş kime ne? İş ki dumanı doğru çıksın.