08 Eylül 2024 Pazar
İstanbul 22°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Bizim çocuklar ‘mazlum ulusların şampiyonu’ (2)

Cem Zeren

Cem Zeren

Gazete Yazarı

A+ A-

Türkiye’ye gelmeye cesareti olmayan Atlantik’in tetikçisi olmuş; Atatürk’ü çektiği rezil film ile aşağılamaya kalkan biri; uzaklardan Merih’in hareketi ile yüzde yüzün sevincini yüzde beşe indirdiğini yazmış. Halbuki Merih, yüzde beşin sandığımız bir hareketi yüzde yüzün yapmıştı. Bu milletin destanları, hikayeleri, bayrağı, kurucu lideri sadece bir kesime ait olamaz; tüm milletindir. Sağcısı, solcusu; Bozkurt destanına sahip çıktı.

Türkiye, çeyrek finale çıkarken Berlin Olimpiyat Stadı’ndaki 50.000 kişi Bozkurt işareti yapıyordu. Hani Almanya’da bu işareti izin veremezdin, Antifacı terörist? Hatta Berlin sokaklarında on binlerce Türk, Mehter Marşı ile stada yürüdü, bozkurt işareti yaparak. Bugüne kadar emperyalizmin bizi bölmek için kullandığı değerlerimize millet topyekûn sahip çıkıyordu. Emperyalizmin elindeki silahı millet bir günde elinden alıyordu.

Çeyrek finale dek; tüm karşılaşmalarda dördüncü hakem olarak, şampiyona öncesi bu amaçla eğitilen 6 hakeme görev verildi. Grup aşamasında, her gün 3-4 karşılaşma oynanırken, bu 4 hakem şehir şehir dolaşarak maçlara yetişti. Tam maçlar azaldı, turnuvanın bitmesine 7 maç kaldı. Ne oldu da 6 hakeme değil de, bazı baş hakemleri dördüncü hakem yaptınız?

Çeyrek final ve sonrasında orta hakeminden VAR’ına hep hakemler birkaç ülke federasyonundan seçildi. Alman, Fransız, İngiliz, İtalyan, UEFA Başkanı’nın ülkesi Slovenya ve Batı’nın tetikçisi Polonya’nın ırkçı toplantılara katılan hakemi. Hollanda maçından önce görünen köy kılavuz istemiyordu.

CLÉMENT TURPİN HOLLANDA’YI KURTARDI

Türkiye-Hollanda maçının dördüncü hakemi; Portekiz maçında başhakemlik yapan geçmişinde şikecilik olan Alman Felix Zwayer oldu. Birilerinin koruyup yükselttiği bu şikeci tetikçi görevini başarı ile yaptı. Daha maçın başında, oyunun durduğu bir ara, teknik ekibe çizilen sınırların içindeki Montella, sahadaki Arda’ya taktikler verirken araya girip bu iletişimi kesmeye çalıştı. Hiçbir karşılaşmada engellenmeyen bu iletişim konu Türkiye olunca neden engelleniyordu?

Maçın başhakemi ise açılış maçının Fransız hakemi Clément Turpin idi. Açılış maçındaki VAR hakemi Jerome Brisard ve ekibi, Hollanda-Türkiye maçının da VAR ekibi oldu. Brisard’ı Başakşehir-Antwerp maçındaki kötü yönetiminden de tanıyorduk. Turpin’in yönettiği Almanya-İskoçya açılış maçında neler olmuştu? Turpin; Almanya lehine penaltı vermişti, Brisard faulü ceza alanının dışına taşımış ve penaltıyı iptal etmişti. Turpin; İlkay’a yapılan faulde İskoç Porteous’a kart göstermemişti, Brisard kırmızı kart göstertmişti. Turpin, Almanya’ya gol vermişti; Brisard golü ofsayt olarak iptal ettirmişti. Turpin ne verdiyse, VAR’dan dönmüştü. Böyle bir hakeme çeyrek final karşılaşması verilir miydi, hem de aynı VAR ile?

Türkiye-Hollanda çeyrek final karşılaşması başladı. Daha maçın başı De Vrij son adam olarak ceza alanının önündeki Barış’ı tekme tokat hem ayaklarına çelme takarak hem vücudunu tutarak yere indirdi. Turpin tehlikeli bir yerden faul ve kırmızı kart verilmesi gereken pozisyonu görmezden geldi. Almanya-İskoçya maçında her şeye karışan VAR’ın gıkı çıkmadı. Xavi Simons, Mert Müldür’ün kaval kemiğine ağırlığını vererek bastı, her yerde kırmızı kart olan bu faulü ne Turpin ne VAR’daki Brisard gördü.

Kaan Ayhan, tam gol atarken ceza alanında dizine tekme yedi ve düştü. Belki kırmızı kartın da gösterilmesi gereken ama penaltısı kesin olan pozisyonu Turpin de VAR da es geçti. Yediğimiz 2. golden önce Gakpo, Mert Müldür’ün ayaklarını yerden keserek faul yaptı. Yine gören olmadı. Van de Ven, iki kramponuyla beraber Samet’in vücuduna sakatlamak için girdi, kırmızı kartı geçtim insanlık suçu işledi. Yine ne gören ne duyan oldu, Samet ise sakatlandı. Maçtan sonra Fransa’nın en eski televizyon kanalı TF1’in web sitesi maçı özetliyordu: “Turpin Hollanda’yı kurtardı.”

Çeyrek final karşılaşmalarından sonra bir yarı finali UEFA Başkanı’nın vatandaşı Slavko Vincic yönetti, diğer yarı finali Türkiye maçlarının tetikçisi şikeci Felix Zwayer. Finali ile bir başka Fransız Letexier.

Letexier, şampiyona boyunca Hırvatistan-Arnavutluk, Danimarka-Sırbistan ve İspanya-Gürcistan maçlarını yönetmişti. Bir tane bile zor karşılaşma yönetmeden kendini finalde buldu. Finalde VAR; Almanya-İskoçya maçında tüm kararları değiştiren ama Hollanda-Türkiye maçında hiçbir şeye karışmayan Brisard ve ekibine emanet edilmişti. Hiçbir tetikçilik ödülsüz bırakılmıyor.

HAKEMİ REHİN ALAN BİR KAFA BAŞKANLIK YAPAMAZ

Perşembe günü TFF Genel Kurulu var. İki aday var. Adaylardan biri Hakem Çağatay Şahan’ı dört saat soyunma odasında rehin tutan Trabzonspor eski başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu. Şiddete ödül vermek isteyenler bu tercihi kullanabilir, ama Türk futbolunun şiddete artık dayanacak gücü yok. Diğer aday da, Almanya’daki haksızlıklara sesini çıkaramayan Mehmet Büyükekşi. TFF’yi bu iki aday arasında çaresiz bırakmayın. Perşembe günkü seçim ertelenmelidir ve Türk futbolunun başına adı hiçbir şekilde şiddet veya FETÖ ile anılmayan bir başkan bulunmalıdır.

emperyalizm Atlantik Atatürk Berlin UEFA