24 Kasım 2024 Pazar
İstanbul
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Bölgede huzur için Barzani’ye müdahale edilmeli

İhsan Sefa

İhsan Sefa

Site Yazarı

A+ A-

Büyük Ortadoğu Projesi'nin (BOP) Suriye ayağında tıkanan ABD, Irak’da elde ettiği kazanımını bir adım daha ileri götürerek buradan yürüme çabasına girmiştir. Bu maksatla da Barzani’nin kulağına şunu fısıldamış olmalı: Referandum yap bağımsızlığını ilan et , bu arada petrol denizi üzerindeki Kerkük’ü de sınırlarına kat”

ABD orada kurduracağı kukla devlet sayesinde istediği kadar üs açacak ve asker bulundurma imkanına kavuşacaktır. Kukla devlete yığacağı asker ve silahla bölgeye yerleşerek BOP’un tıkanan ayağını açabileceği hesabındadır.

Her ne kadar ABD resmi açıklamalarında dünya kamuoyunu yanıltmak için 'şimdilik erken' vs. deniliyor ise de el altından Barzani’ye destek verildiği ortadadır. Resmi olmayan Amerikan ağızlarına, yani yazarlar, çizerler ve eski bürokratlarına sık sık basın beyanatlar verdirilerek, dünya kamu oyunda Barzani haklı gösterilmeye çalışılmaktadır. İsrail zaten açıktan destek vermektedir.

Kısacası ABD ve İsrail desteğini arkasına almadan Barzani böyle bir çılgınlığa girişemezdi.

Barzani ile başlatılacak Irak'ın bölünme yangını Türkiye başta olmak üzere tüm bölge ülkelerine yansıyacaktır. ABD piyonu ikinci bir İsrail bölge ülkelerinin başına bela edilecektir. Bu arada bin yıllık Türkmen yurdu Kerkük’ü de sınırları içine almak isteyen Barzani’nin bölgede ikinci bir Türkmen katliamına girişmesi de an meselesidir.

Hatırlanacağı üzere daha BOP kısaltması gündemimize girmeden çok önce 1990'lı yılların ortalarında NATO'da görev yapan subaylarımızın önüne kasıtlı olarak konulan bölge haritalarında Suriye- Irak-Türkiye ve İran topraklarının bir bölümünü de içine alan sözde Büyük Kürdistan için son adımlar atılmaktadır. Milyonlarca insanın kanına mal olacak yeni bir emperyalist oyunla karşı karşıyayız.

KİM İSTİYOR BUNU?

ABD ve İsrail den başka bölgeye silah satmak için şimdiden iştahları kabaran Müslüman kanıyla beslenen bir kaç emperyalist ülke.

Öte yandan BM den yapılan açıklamada “Şu anda referandum yapılması yönündeki tek taraflı bir karar terör örgütü IŞİD'le mücadeleye, geri alınmış bölgelerin yeniden inşa edilmesine ve 3 milyondan fazla mülteci ve ülke içinde yerinden edilmiş kişilerin güvenli bir şekilde geri dönüşüne gölge düşüreceğine inanıyor" şeklindedir. Aslında ABD ağzıyla yapılan bir açıklama. Yani diyor ki bu senin hakkın ama bölgedeki sıkıntılar daha da artabilir şimdilik biraz bekle vs.

BM niçin var? Ülkelerin bağımsızlığına toprak bütünlüğüne ve bir birlerinin hukukuna insan haklarına saygılı olmalarını sağlamak içinindir. Böyle bir açıklamanın yapılması BM nin de kimlerin kontrolünde olduğunun net bir göstergesidir. BM açıklamasında “Barzani’nin girişimi kabul edilemez “vs. denilmiyor, tam tersine Barzani’ye “ sen Irak’ı böl ama şimdi yapmaz isen iyi olur.”

KİM İSTEMİYOR?

Başta bu işten canı yanacak Türkiye, Rusya, İran, Suriye ve Irak olmak üzere Almanya gibi pek çok aklı başında ülke liderleri Irak’ın toprak bütünlüğünden yana olup şiddetle karşı çıkmaktadırlar.

Türkiye aslında Barzani’ye karşı başından beri çok sert bir tavır ile karşı çıkıp ciddi tedbirler almalıydı. Maalesef iktidarın Barzani sempatisi ile bu tedbirler alınmadı. Hesaplı tırmandırma ve başarılı bir kriz yönetimi sergilenemedi.

Eğer baştan itibaren Habur sınır kapısının kapatılması boru hattından petrol sevkiyatının kademeli olarak azaltılması ve hatta tamamen durdurulması gibi ciddi yaptırımlar uygulanabilseydi daha başından bu bela önlenebilirdi. Şimdi Türkiye bir ay öncesine göre askeri seçeneği daha ön planda tutmak mecburiyetine gelmiştir. Referandum yapılmasından sonra artık kurşun namludan çıkmış olacak ve ekonomik yaptırımla, şununla bununla dönüş olmayacaktır. Tek yol askeri müdahaledir. Askeri müdahale seçeneğinin gündeme gelmesi durumunda bunun da Rusya, İran, Irak ve Suriye ile beraber planlanıp icra edilmesi esas olmalıdır. Ülkelerin hayati menfaatleri bu mecburiyeti önlerine sürmektedir. Türkiye askeri açıdan tek başına müdahale yolunu seçmemelidir. Diğer ülkelerle beraber hareket etmek siyaseten son derece kritik ve de önemlidir. Bu şekilde dünya kamu oyu arkamızda olacaktır aksi durumda tek başımıza saldırgan ülke konumuna düşürülebilirz.