Borçlanma ekonomisi neden bitti?
ALİ BABACAN geçen yıl, 2019 Kasım ayında ne demişti "Borcu ben bulurum." O kadar yetenekli ki, dili tatlı ve güven verici ki, karşılığında hiçbir şey vermeden Babacan’ı görünce akan sular duruyor, keselerin ağzı açılıyor.
Aşağıda Sn. Dr. Mahfi Eğilmez’in yeni piyasaya çıkan "Türkiye Ekonomisi" adlı kitabının 63. sayfasında yer alan tabloyu görüyorsunuz.
Bu tabloda Sn. Eğilmez, Türkiye’nin yıllar itibarıyla TL ve USD/TL ortalama kur karşılığı dolar olarak GSYH (Gayri Safi Yurtiçi Hâsıla-büyüme rakamları olarak ta niteleniyor) rakamlarını veriyor.
Sn. Eğilmez kitabında "Tablo 22’ye göre, TL cinsinden sürekli ve ciddi artışlar sergileyen GSYH, dolar cinsinden 2013 yılında doruk noktasına eriştikten sonra gerilemiş. Bu gerilemede en önemli etki USD/TL kurunun son yıllarda TL aleyhine hızla bozulması olarak karşımıza çıkmaktadır" demektedir.
Tabloya bakıldığında Sn. Eğilmez’in haklı olduğu gözlenebilmektedir.
Ben Mahfi Eğilmez’in bu tespitine farklı bir taraftan daha yaklaşacağım. Bu yaklaşımdan sonuç olarak neden Türkiye’de BORÇLANMA EKONOMİSİNİN SONA ULAŞTIĞINI daha rahat gözlemleyeceğiz.
2013’TE NE OLDU?
Evet tabloya bakarsak dolar bazında Türkiye’nin 2013 yılına kadar ciddi şekilde büyüdüğünü görebiliriz. 2013 yılında 952 milyar dolar ile neredeyse 1 trilyon dolara yaklaşmışız. Bu büyümenin tüketim, ithalat ağırlıklı ekonomi gibi tartışmalara bu yazı kapsamında girmiyorum. Ancak nesnel olarak neden borçlanmanın bu büyümenin temeli olduğu, bu tarihten sonra neden küçülmeye başlandığı, bundan sonra neden bu politikaların terkedilip, sürekli vurguladığım "DEVLET - ÖZEL SEKTÖR (KARMA EKONOMİ) VE PLANLI EKONOMİ - İTHAL İKAMESİ" olarak özetlenebilecek programa geçilmesi gerektiği daha net belli olacak.
2013 yılındaki 952 milyar dolarlık rekordan sonra GSYH inişe geçiyor. 2016 yılında ufak bir düzeltme yapsa da düşüş devam ediyor, 2018 yılında 789 milyar dolarlık bir tutar karşımıza çıkıyor.
Peki, 2013’te ne oldu da bizim GSYH küçülmeye başladı, aynı zamanda kur artışlarında da ivme yükseldi.
ESKİ DÖNEM GERİ GELMEZ
Olan aslında FED (ABD Merkez Bankası) 2008 yılında aldığı bilanço büyütme (Para basıp, dünyaya dağıtma) politikasının 2013 yılsonu itibarıyla bittiğini, yaklaşık 4.5 kat büyüyen FED bilançosunu makul düzeye çekmek (Yani bastığı dolarları geri toplama) kararı almasıydı.
Türkiye’nin büyümesinin işte esas kaynağı buydu. Özelleştirilen KİT’lerden gelen kaynak, satacak KİT kalmadığı için zaten tükenmişti. Bir de borçlanma kaynağı kesilince, ne kadar çırpınsanız tutunacağınız dal yok. Şimdi, ABD’nin tekrar bilanço büyütme, para basmayı tekrar başlatacağı söyleniyor. Bunun Türkiye için bir anlam ifade etmeyeceğini göreceğiz.
BABACAN YANILIYOR
Şimdi gelelim Ali Babacan’ın "ben borç bulurum" söylemine ve gerçeğe. Burada sözüm tabi sadece Ali Babacan’a değil. Öncelikle iktidara; "BORÇLANMA İLE BÜYÜME BİTMİŞTİR" Bir de siz ABD’yi Batı Asya’dan kovalayan Avrasya güçlerinin en önde gelenlerindensiniz. Size kıt kaynaklarından verecek. Çok zor. Buna kargalar bile güler.
BORÇ VE ELİNİZDEKİ DEĞERLERİ SATARAK BÜYÜME BİTMİŞTİR.
KARMA EKONOMİ-PLANLI BÜYÜME-İTHAL İKAMESİ. BUNDAN SONRA BÜYÜMENİN ANAHTARI BUDUR.
KRONİKLEŞEN İŞSİZLİĞİN ÖNÜNE GEÇMENİN YOLU BUDUR.
KISACA ÜRETİM DEVRİMİ PROGRAMIDIR!