23 Aralık 2024 Pazartesi
İstanbul 11°
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Boş zaman devrimi

Cemil Gözel

Cemil Gözel

Eski Yazar

A+ A-

Yapay zekâ ve robot teknolojisinin gelişimi, birçok şeyin yanı sıra bir “boş zaman” tartışmasıdır. Zorunlu çalışma-boş zaman ilişkisi, kapitalist formasyon içerisinde, gerçek bireyselliğin veya kendini gerçekleştirmenin gelişmesi bağlamında her zaman çelişkili bir konu olmuştur.

Emeğin üretkenliğinin artmasıyla birlikte üretim fazlasının ortaya çıkışından burjuva dünyasına kadar insanların kendisini gerçekleştirmesi, yani bireysel olarak kişiliğini entelektüel düzeyde geliştirmesi maddi üretim faaliyetinin dışında gerçekleşebiliyordu. Gelişebilen insan, hem gelişmesi için hem de bu gelişmesinin sürdürülebilmesi için çalışmazdı, üretim fazlasından pay alırdı.

Üretim fazlası, egemen sınıfın denetiminde, bir kesimi boş zaman sahibi yaptı. Boş zamanın üretim fazlasına el koyan egemen sınıfın denetiminde olması, onun imtiyazlı olduğunu gösterir. Burjuva dünyasına kadar boş zaman tam imtiyazlı bir kavramdır. Yani boş zamana sahip olanlar, -Marx’ın kavramıyla söyleyecek olursak- toplumun “hâkim manevî kuvvet”ini yaratma vasfıyla yüklüdürler. Maddî üretim araçlarına sahip olan egemen sınıf, toplumun manevî üretim araçlarını, boş zaman sahibi yaptığı bu kesim aracılığıyla üretir ve denetlerdi.

Giriş paragrafında vurguladığımız gibi, burjuva dünyasında bu konu çelişkili ve karmaşık bir hâl aldı. Bunun en önemli nedeni, boş zamanın zorunlu çalışmaya bağlı olmasıdır. Burjuva dünyasının çalışmaya, kendinden önceki toplumsal formasyonlarda görülmeyen bir değer vermesi, üretken çalışma ile bireysel bilincin gelişimini bir anlamda birleştirmiş, iç içe geçirmiştir, bir anlamda ise ayrıştırmış, altüst etmiştir. Çünkü üretken faaliyete bağlı olarak zorunlu çalışmanın belirleyiciliği, burjuva çalışma hayatının önceliğidir. Yani zorunlu çalışma boş zamanı içermektedir.

Boş zaman kavramını merkez alan bir tartışma, hem çalışma-özel yaşam-boş zaman arasındaki ilişkinin, hem de boş zamanın toplumsal tarihinin eleştirisi olarak doğan yeni ihtiyaçların dönüşümünü dikkate almak zorundadır. Konunun, kapitalizmde, kapitalizm öncesine göre çelişkili olmasının anahtarı tam buradadır ve kapitalizm sonrasında bu çelişkilerin ne boyutlarda çözülebileceği, sosyalizmin olanaklarına bağlı olarak önemli bir tartışma başlığıdır.

Kapitalizm öncesinde boş zaman egemen bir sınıf tarafından ideoloji ve toplumsal rıza üretimi için bölüştürülüyordu. Burjuva dünyasında çalışmaya yeni bir değer yüklenmesi üretim tarzlarını da yeniledi ve boş zamanı yarı imtiyazlı hâle getirdi. Yani egemen sınıfın bölüştürdüğü boş zaman dışında, zorunlu olarak çalışmak zorunda olan sınıf, zorunlu çalışmaya bağlı bir boş zamana kavuştu.

Aslında bizim konuyu bağlayacağımız ve soru soracağımız yer şurasıdır: Kapitalizm öncesi imtiyazlı olan, kapitalizmle birlikte yarı imtiyazlı hâle gelen boş zaman üzerindeki tam/yarı imtiyazın tamamen ortadan kalkmasının/silinmesinin ekonomik olanakları doğmuş mudur ve bunun gerçekleşeceği ideolojik zemin mevcut mudur?

Teori dergisi Eylül sayısında bu sorulara doyurucu yanıtlar veriyor. Örneğin Doğu Perinçek manifesto niteliğindeki makalesinde, yapay zekânın sınıfsız toplumun habercisi olduğunu kesinliyor. Sınıfsız toplumda ya da başka bir ifade ile bolluk toplumunda, boş zaman üzerindeki imtiyaz da ortadan kalkacaktır. Yani tarih, boş zaman üzerindeki imtiyazın ortadan kalkacağı bir yönde ilerliyor ve yapay zekâ bunun en önemli göstergesi.