Boşluğu düşle doldurmak
Medyada savaş üzerine öyle bir yorum ve yalan bombardımanı yürütülüyor ki dijital teknolojiden azıcık uzak bir köşe bulmak için perişan aranıyorsunuz. Oysa cepteliniz varsa medya her saniyenize el koymuş demektir. Küresel salgın ve 5G süreciyle birlikte her an milyonla yalanın saldırısı tüm dünyayı ve zihinlerimizi o korkunç ağ örgüsüyle nasıl da kuşattı... Şimdi o yalanları yeni yalanlarla yalanlıyorlar.Küresel oligarşinin dünyaya ve insana, gücü yetse evrene el koymak için neler yapabileceğinin akıl almaz örneklerini yaşıyoruz. Homeros, gözleri kör ama kafası ve yüreği aydınlık bir ozan olarak zorbalığa ve yozlaşmaya karşı şiirle direnmişti. Yaşamı her geçen gün daha büyük bir çöplüğe dönüştüren kapitalizme karşı bugün de karanlığa şiirle kafa tutmak zorundayız.
BİLGİSAYAR ÇAĞINDA ŞİİR
İlhan Selçuk, Neruda’nın Şiir Boşuna Yazılmış Olmayacak (Broy Y., çev.: Nesrin Arman,) kitabını okuduktan sonra, “çok güzel bir iş bu çocuklar!” demişti. Ertesi gün de yazıyı gördük gazetede:
“Homeros, yaşayıp yaşamadığı bile bilinmeyen bir şair; ama yaşadığı bilinen çoğu insandan daha gerçek... Anadolu ozanı... Ve Anadolu’ya saldırının öyküsünü kaç bin yıl önce yazmış! ... Gözleri görmeyen, yazıyı bilmeyen bir Anadolu ozanını bilgisayar çağında okuyarak önümüzü görebiliriz.” (Cumhuriyet, 10 Ekim 1993)
İlhan Selçuk, 30 yıl önce yazdığı bu yazıyla, bilgisayar çağında insanın yalan bombardımanıyla gömüldüğü toz dumana karşı önünü ancak şiirle görebileceği vargısı nasıl da güçlü bir öngörü...
ASIL GERÇEK MASALLARDA
Cevat Çapan, çevirilerinin yanı sıra şiirleriyle Türkçenin derinliğine ve enginliğine kazandırdığı genişliği ve su diplerini iki yıl önce Bir Başka Coğrafyadan (YKY, Şubat 2020) kitabıyla taşımıştı şiirseverlere:
Birden, çığlıkları arkalarında iz bırakan
üç martı hızla geçti
sana anlatacağım masalın
alacakaranlığından.
Eve vardığımda gün doğuyordu.
Giderken,
ikihaiku yazıp bırakmış Bünyamin
girişteki buğulu cama:
“Kapıyı çalıp
biri aramış seni
gün kararırken.”
“Uzun geceler
masallar anlatırdı
düşlerden önce.” (s. 14, Sınır Tanımayan Düşler)
DÜNYA ŞİİR GÜNÜNDE BULUŞMAK
Çapan; masal dünyasından gerçeğe sokulmamızı sağlayan şiirlerinde, medyanın köpükleri içinde yitip giden bizim düşlerimizi sözcüklere döktü hep. Bir Başka Coğrafyadan kitabı, Kovit19 küresel saldırısının en yoğun günlerinde şiirseverleri yaşama nasıl da bağlayan ana ilmeklerle buluşturmuştu. Şiirinin yediveren açılıp serpildiği bir süreçte, tam iki yıl sonra, Çapan’dan, O geniş Boşlukta kitabı geldi (YKY, Şubat 2020). Tam da savaş curcunasından başka her şeyi gizleyen ve yaşamı kendi savaş yalanlarına daraltan medyanın saldırısına inat, bizi insana ve doğaya dair O Geniş Boşlukta aydınlığa çıkarıyor Cevat Çapan:
Bir kelebeğin titreyen gölgesinde uzayıp gidiyor sonsuzluk, // gene de yarı uykulu düşüyorum peşine /// konarak bir çiçekten ötekine. / Sınırda, Dur! Diyor iyi saatte olsunlar. // Önce partal hurcumu karıştırıyorlar /// ve hemen buluyorlar //// o sakıncalı sabır taşını. / Sınırı geçer geçmez, günebakanlar karşılıyor beni, // serçeler, kırlangıçlar. / Gene birbirine karışıyor renklerle sesler. / Hani sen, bugün buluşalım, derdin, o gün bugün işte, şimdi, hemen.
Cevat Çapan, “kitabımın biri küresel salgında, öbürü savaş curcunasında gürültüye geldi” diye hiç hayıflanmasın: Şiirin gitgide postmodern imge çöplüğüne döndüğü günlerde, yalın ve sürekli güneşe dönen çiçekler gibi taze, okura sürekli yaşama sevinci veren, onu sürekli yaşama döndüren şiirleriyle içimizi hep kıpır kıpır edecektir Cevat Çapan.
Dünya Şiir Gününüz kutlu olsun bugünden! CSKSD ve Üvercinka şairleri de, kof yalanlara karşı boşluğu düşle doldurmaya, yeni duyarlıklarda buluşmaya çağırıyor şiirseverleri...