‘Boynunu vurun!’
Diyanet’in, inananları sapıklığa yönelten fetvalarının ardından şimdi de Kocaeli Müftülüğü’nün sitesindeki sözler okuyanların kanını dondurdu:
“Dinini değiştirenin boynunu vurun!”
“Zina yapan cariyeleri sopalayın!”
***
Anayasa’nın 24. maddesine göre herkes vicdan, dini inanç ve kanaat hürriyetine sahip... Yani inananlar kadar inanmayanların da can, mal, düşünce, ifade, seyahat özgürlükleri anayasal güvence altında... İnananlar kadar inanmayanlar ya da başka bir dine inananlar da yasalar karşısında eşit...
Ancak tüm bunlar Kocaeli Müftülüğü’nün umurunda bile değil!
Onlara göre başka dinden olanın ya da dini inancı olmayanın katli vacip...
***
Kocaeli Cumhuriyet Başsavcısı...
Bu ülkenin resmi makamı, dini kullanarak vatandaşları kışkırtıyor.
Daha da vahimi, “kelle alma”ya teşvik ediyor.
Kadınlara yönelik şiddeti pompalıyor!
Bunlar suç değilse... Suç ne?
Savcılık makamı olarak bu suçlara karşı harekete geçmeyecekseniz; harekete geçmek için daha nasıl bir suç işlenmesini bekliyorsunuz?
***
Diyanet İşleri Başkanlığı’ndaki bazı yobazlar iyice azdı!
Allah’ı ve Kuran’ı kullanarak yasayı ve anayasayı yok sayıyorlar...
Kimseden korkmuyorlar.
Düşmanlık tohumu ekiyorlar.
Kin yayıyorlar!
Ve henüz biri bile meydan okudukları “hukuk devleti” tarafından müstahak oldukları cezalara çarptırılmadılar.
Bırakın yasal işlemleri...
Haklarında en küçük bir idari işlem bile yapılmadı.
Eminim şimdi aynı şey; Kocaeli Müftüsü ve bu fetvaları o müftülüğün internet sitelerine koyanlar için de geçerli olacak...
Diyanet İşleri Başkanı çıkıp bu fetvayı verenlere bir çift söz bile söylemeyecek!
Onları bırakıp bizi “Diyanet’i yıpratmak”la eleştirecek...
Paralı askerlerine hedef gösterecek...
Onlar da benim yazdığım bu gibi yazıları yazanları “dinsiz” ilan edip köpeklerin önüne atacak...
***
Bu tür olaylardan sonra ben artık siyasi iktidarı suçlamıyorum.
Çünkü ne olduklarını biliyorum.
Beni hayal kırıklığına uğratanlar, yargı mensupları...
Onca eğitimi boşa mı aldınız be abiler; madem “dik” duramayacaktınız, o koltukları neden işgal ediyorsunuz?
Korku, dağları bu kadar mı sardı?
Çağdaş hukuktan ne zaman vazgeçtiniz de haberimiz olmadı?
***
Bu fetvaları verenlere...
Ama en çok da size, yani “hukukçu” geçinip “çağdaş hukuku mezara gömenlere” yazıklar olsun!
KIBLE!
Cumhurbaşkanı Erdoğan geçtiğimiz hafta İstanbul’daki şehit cenazesinde “Kıble yanlış” diye imamları uyarınca, Diyanet harekete geçmiş...
Meclis’e sunulan tasarıya göre Türkiye’deki 86 bin caminin kıble tespiti yeniden yapılacakmış...
Personele kıble tayini ve hilal gözlemi eğitimini astronomlar verecekmiş...
***
Ülkenin hiçbir sorunu kalmadı ya kıble tayiniyle uğraşmaya başladık...
Acaba bu işe kaç para harcanacak?
Diyanet İşleri Başkanlığı açıklasa da öğrensek!
BİN EURO!
Bu ülke “adalet” duygusunu nasıl oldu da bu kadar kaybetti; gerçekten anlayamıyorum!
Güneydoğu ‘dan her gün üçer dörder şehit tabutu geliyor; iktidar tam da bugünlerde yurtdışında yaşayan vatandaşlarımıza tanınan bedelli askerlik hakkını, 6 bin Euro’dan bin Euro’ya indiriyor!
Ve bu ülkede...
Şu “biçare yazar” dışında kimse buna tepki göstermiyor.
Böyle adalet... Olmaz olsun!
GÜNÜN İSYANI!
Diyanet’in 2016 bütçesi yüzde 12,8 artarak 6,5 milyar lira olacakmış... Bu bütçe, 11 bakanlığın bütçesinden fazlaymış... İsyanım ortaya:
Öteki dünyayı, bu dünyadan pahalı hale getirenlere yazıklar olsun!
Hüseyin Çelik uyandı!
Vikipedia’da “Arap asıllı Kürt siyasetçi” olarak tanımlanıyor.
İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü mezunu...
1992’de yardımcı doçent, 1997’de ise doçent oldu.
Türk kültürü, siyasi tarihi ve edebiyatı üzerine 15 kitap yazdı!
18 Nisan 1999 Milletvekili Genel Seçimleri’nde DYP’den Van Milletvekili seçildi. 3 Temmuz 2001’de DYP’den istifa ederek AKP’nin kurucuları arasında yer aldı.
TBMM’de AKP Grup Başkan Vekilliği yaptı.
Önce Kültür Bakanı... Sonra Milli Eğitim Bakanı oldu.
Sözde açılım sürecinde AKP’nin sözcülüğünü yapıp açılımı savunan yüzlerce demeç verdi!
Şimdi “Fethullahçı” olduğu için kızakta ya AKP’yi yerden yere vurmuş ve “PKK şehirlere silah yığarken, devlet eli kolu bağlı bekledi” demiş...
***
Günaydın bayım...
Umarım AKP’yle yollarınız tamamen ayrılır da gerçekleri tüm çıplaklığıyla anlatmaya başlarsınız!
156+227!
Abdullah Gül ‘e sormaya devam ediyoruz. Söz sırası Öznur Türkkan’da... Sizin de Gül’e söyleyecekleriniz varsa [email protected] adresine gönderebilirsiniz:
“Abdullah Bey...
Ben Mustafa Mutlu okuru değilim. Yazılarını altı ayda bir internette rastlarsam okuyorum. Altı ay sonra gördüm ki; siz hâlâ konuşmamışsınız. Bundan sonra her gün Aydınlık Gazetesi alacağım ve soruları cevaplamanız için yakın arkadaş çevremi de bu kampanyaya dahil edeceğim.”
GÜNÜN SORUSU
Cumhurbaşkanı , Kaçak Saray’a saray denilmemesi için “külliye”yi icat etti ya... Meclis Başkanı İsmail Kahraman da yazışmalarında “TBMM Yerleşkesi” yerine “TBMM Külliyesi” demeye başlamış... Sorum Meclis Başkanı’na:
Devletin ismini de Türkiye Cumhuriyeti yerine “Osmanlı Külliyesi” olarak değiştirmeyi düşünüyor musunuz?