Boyun eğmeyen şiirler: Çayırhan Hükümleri

(Büyük Türk Kamutayı, Çayırhan milli mücadelesi üzerine toplandı ve Yüksek Savaş Divan Kurulu aşağıdaki hükümleri oybirliğiyle onayladı.)

I.

Duydunuz mu yeraltından yükselen gürlemeleri?

İyi dinlesin ihanet sahipleri, Seyit Onbaşı naralarıdır.

Kaldırıp topun ağzına sürüyor ağır devrim güllelerini,

Çayırhan tünellerinden taşıyor öfke çayır bayır:

Yakacak yine cayır cayır, halk malını talan edenleri. 

II.

Kuyular gayya kuyusu olacak, dolacak tüm hainlerle,  

Cennetimizi Cehenneme çevirenler tadacak ateşi.

Varlığını inkâr eden, doğan güne şirk koşan zebaniler:

Gazabına uğrayacak yedirip doyuran Büyük Milletin.

III.

Yeraltı milli ordusu sancak açmış işgalci üzerine,

Dinleyin Sakarya Meydanı’ndan gelen nal seslerini.

İkinci Kurtuluş Savaşımız başlamıştır, çalın davulları,

Yerli yabancı karışmışlar, ihanet mümessilleridir:

Hiçbir yere kaçamayacak halkın ekmeğini çalanlar.

IV.

Ey mazlum varını yağmalayan servet istilacıları,

Ey Büyük Milleti kendi yurdundan kovmak isteyenler,

Bebeklerin ekmeğini yiyip sütünü yere dökenler:

Elbette hak kılıcın ve yasanın gazabı sizleri bulacak.

V.

Şüphe yok ki, düşmanın kadrolu uşaklarıdır onlar,

Küresel celladın Atlantik değirmenine su taşıyanlar,

Hamuru mayamızı, haki toprağımızı yağmalayanlar.

Tutulacak dilleri soyguncu ihanet sahiplerinin de:

Kuşku yok, Çayırhan siperleri ebedi çukurları olacak.

VI.

Yıldızlar yuh çekiyor ve kıble yeli ve ilahi fırtına.

Size yuh çekiyor ey! Taş, toprak ve istiklal şehitleri.

Ey katiller sürüsü, ey emperyalist zalimin çerileri,

Demir göğün, demir yerin arasında ezilecek olanlar:

Ecdadın yüzünüze tükürüğü, “Yarabbi şükür” mü?

VII.

Vatan satanlar, yediği ekmeği ayağıyla çiğneyenler,

Aramızdadır, asla kurtulamayacak azabın nicesinden.

Nefes kesen isyan rüzgârı Ankara ovasını sarsacak:

Zalim kaçamayacak asil Mehmetçiğin pençesinden.