25 Kasım 2024 Pazartesi
İstanbul
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Brexit kime yarayacak? (2)

Ali Develioğlu

Ali Develioğlu

Site Yazarı

A+ A-

İlk bölümde eski başbakan Theresa May`e, ayni anda Brexit`i hem gerçekleştirmek hem de önlemek şeklinde çifte ve zıt görev verildiğine değinmiştik. Ama AB de üç yıldır hem İngiltere`nin yumuşak çıkışı için hem de hiç çıkmaması için uğraşıp durmuştu! Ne yardan ne serden geçilememesi herşeyi felce uğratmıştı.

Nereden çıktı bu Brexit! O günlere dönüp bir bakalım.

2015 ve 2016 yılları özeldir: bu dönemde Avrupa ve Türkiye olağanüstü gelişmelere tanık oldu. Devasa göç, bombalı kitle katliamları ve bazı derin siyasal olaylar sanki aralarında anlaşmalıymış gibi hep bu döneme denk geldi!

2015 yılı: Paris IŞİD saldırısı (12 Ocak 2015, 14 ölü), İstanbul IŞİD saldırısı (20 Temmuz 2015, 35 ölü), Aylan Kurdi`nin cesedinin Ege sahilinde karaya vurması ve AB`ye milyonluk mülteci fırtınasının başlaması (2 Eylül 2015), İstanbul İŞİD saldırısı (10 Ekim 2015, 110 ölü), Paris IŞİD saldırısı (13 Kasım 2015, 120 ölü), Rus uçağının düşürülmesi ve Türkiye - Rusya arasının soğuması (24 Kasım 2015, Putin "Sırtımızdan bıçaklandık" diyecekti)...

2016 yılı: Ankara`da PKK bombalı saldırıları (17 şubat, 13 Mart, 7 Haziran 2016, onlarca ölü) , Brüksel IŞİD saldırısı (22 Mart 2016, 35 ölü), İngiltere`de Brexit referandumu (23 Haziran 2016), İstanbul IŞİD saldırısı (28 Haziran 2016, 47 ölü), Türkiye`de FETÖ darbe girişimi (15 Temmuz 2016), Antep IŞİD saldırısı (20 Ağustos 2016, 55 ölü), Amerikan seçimleri ve Trump`ın kazanması (8 Kasım 2016), İstanbul PKK saldırısı (10 Aralık 2016, 49 ölü), İstanbul`da Rus elçisi Karlov`un öldürülmesi (18 Aralık 2016), İstanbul Raina yılbaşı gecesi katliamı ( 31 Aralık 2016, 39 ölü)...

Hem Avrupa hem Türkiye`de 2015 öncesi nadir görülen bu kitlesel bomba terörü, 2017 başından itibaren nedense birdenbire durulacaktı!

BREXIT`IN GIDASI MÜLTECİ AKINI VE BOMBA TERÖRÜYDÜ!

AB`ye milyonları bulan mülteci göcü de öyle! Aylan Kürdi adlı çocuğun cesedinin o günlerde Ege kumsalına vurmasıyla başlayan AB`ye göç fırtınası bizzat ABD tarafından yönlendirilmişti. İçlerinde CIA ajanlarının bulunduğu kriminel şebekelerin de devreye sokulmasıyla yüzbinlerce Suriyeli çoluk çocuk ve aile, başta İzmir ve Bodrum olmak üzere Ege kıyılarına yığılıverdiler. Batı`dan binlerce lastik bot geldi. Yunan adalarına kolayca kaçabilmeleri için, Yunan ve Türk sahil koruması birilerince felce uğratıldı!

Aylan`ın Doğan Haber Ajansı tarafından çekilen fotorafı Washington Post ve Wall Street Journal`a transfer edildi ve bu medyada `tarihi bir fotoraf ` olarak adlandırılıldı. Ardından tüm Amerikan medyasına yayılan bu fotoraf ve yayınlar Avrupa`yı mülteci paniğine sürükledi. ABD yanlıları Schengen anlaşmasının iptalini talep ettiler! Merkel`ı sıkıştırdılar.

Tam o günlerde Brüksel, Rusya`nın Suriye`de IŞİD`e karşı 1 ay sonra başlatacağı operasyona karşı, NATO`nun karşı bir operasyon yapmasını engellemekteydi!

Brexit referandumuna 2 gün kala, 21 Haziran günü, Amerikan ordusu Stratejik Komando merkezi ( STRATCOM) kumandanı amiral Cecil Haney başkanlığında 250 en üst düzey Amerikan generali New Mexico eyaletindeki Albuquerque kentinde toplandı. Bu toplantıda Amerikan nükleer gücünün modernizasyonu için bütçede ekstra 1 trilyon ayrılması kararlaştırıldı.

O dönem aynı zamanda ABD`de neocon Obama-Clinton ekibi Beyaz Saray`dan süpürülürken, Trump ekibinin iktidara getirildiği seçim kampanyası günlerine rastladı. Beyaz Saray`ı ele geçirme mücadelesi çok sertti, onlarca yıllık neocon hakimiyeti sarsıldı.

Eş zamanlı gerçekleşen mülteci akını ve bomba terörü hem Avrupa`da hem de Türkiye`de hızla siyasal istikrarsızlığı besledi. Tüm AB`de Amerikancı-ırkçı aşırı sağ partiler birden hızla yükselişe geçtiler. Terör ve mülteci korkusu özellikle İngiltere`de zirveye ulaştı. İngiltere`de 2015 sonu yapılan ORB International anketinde ` Bir Suriyeliyi soğukta donarken görseniz evinize alır mısınız?" sorusunu İngilizlerin yüzde 80`i " Almam, soğukta bırakırım" diye yanıtlıyordu!

TÜRKİYE RUSYA`YA, İNGİLTERE AB`YE KARŞI KIŞKIRTILDI

Türkiye Rusya`ya karşı, İngiltere ise AB`ye karşı kışkırtıldı. Ortak bir merkez, hem Avrasya hem Avrupa`ya nifak sokmak istemişti! Biriyle AB, diğeriyle Avrasya bölünmeye çalışılıyordu!

Brexit`in kazandığı referandum 23 Haziran`a, FETÖ darbe girişimi ise 15 Temmuza rastgeldi, aralarında sadece 21 gün fark vardı!

Başbakan Cameron, Brexitçilerin Trumpçı olduğunu bile bile Brexti`ten Rusya`yı suçlayarak saçmaladı! Putin, 24 Haziran`da Pekin`e gitti, Çin-Rusya stratejik işbirliği anlaşmasını imzaladı.

KENDİ AVRUPA BİRLİĞİ PROJESİNİ BRÜKSEL`E KAPTIRAN WASHINGTON!

Washington`un İngiltere`de, zaten 2008 krizinden zararla çıkan halkın terör ve mülteci paniğini nasıl kışkırtıp Brexit havuzuna doldurmayı başardığına az sonra değineceğiz. Roosevelt ve Churchill`den beri süren ABD-AB Atlantik paktı zayıf halka İngiltere`den çözülüyordu. AB`yi 70 yıl önce İngiltere başlatmış, İngiltere bitirecekti!

Birleşik Avrupa projesini, İngiliz Churchill`in arabuluculuğuyla kendi himayesi altında barıştırarak ABD başlatmıştı. Batının topyekün çıkarlarını koruyacak yeni Atlantik paktının, 1950`ler sonrası askeri ayağını NATO, siyasal-ekonomik ayağını Avrupa Birliği oluşturacaktı. 2008 -2013 küresel krizine ve Avrasya`nın yükselişine kadar işleri iyi gitti.

Atlantik Paktı bu krizden yaralı çıktı, dünya pazarını kısmen 5 yıllık kriz döneminde 3 misli büyüyen Çin`e kaptırdı; pasta daralınca Washington`daki müdürle Brüksel`deki sekreter arasındaki 60 yıllık aşk `Sen imkansızsın, sensizlik imkansız` şarkısındaki depresif moda dönüşecekti! Bu küresel gelişme ve Neocon yönetimlerın yoksullaştırdığı Amerikan halkı, gerileme döneminin ruhuna çok uyan bir tipi iktidara getiriverdi: Trump. İçte maaşlara biraz zam ve istihdam, dışta yeni askeri maceralar yerine küresel ekonomik zorbalık politikası ve korumacılık.

Sonuç: Bağımsızlığa yönelen Brüksel! Avrupa Birliği alt yapısını artık ABD önderliğindeki Atlantik çıkarları yerine, kendi çıkarları ve büyümesi için kullanan yeni Brüksel! Brexit referandumu arifesinde yayınlanan, AB`nin ` Küresel Strateji` raporu, Brüksel`in bu yeni rolünü `Stratejik özerklik` diye tanımlayacaktı.

ABD AÇISINDAN DOSTUN DÜŞMANIN BELİRSİZLEŞTİĞİ GEÇİŞ DÖNEMİ

Suriye politikasını Washington rotasından çıkaran, Rusya`yla Kuzey akımında anlaşan, Rusya`ya ambargoya gönülsüzleşen, Suriye`ye askeri müdahale istemeyen, ihtiraslı küresel büyüme ve AB ordusu planları yapan, NATO`ya katkısı azalmış bir AB doğuyor, yollar ayrılıyordu.

Bunun üzerine bazı ABD egemen çevrelerinde AB stratejisi de yavaş yavaş değişmeye başladı.. Yeni politika şöyle olmalıydı: AB`yi, ABD emir ve çıkarlarına uyduğu sürece destekle, uymayıp düşmana yaklaşıyorsa istikrarsızlaştır ve yanına dönmeye mecbur et! Dost ülkelerin istikrarı, diğerlerinin ise istikrarsızlığı mübahtı. Ve 60 yıllık Atlantiğin temel direği Avrupa Birliği projesi, bu çevrelerce birkaç yıldır tehdide dönüşmekte olan bir yapı olarak algılanmaya başlamıştı.

ABD için artık 60 yıllık istikrarlı Avrupa politikası kapanıyor, AB`yi istikrarsızlaştırma politikası başlıyordu.

Ama neoconların çoğu bu algılamaya önceleri katılmadı, yeni durumu kavramadı ve başlangıçta Brexit`e karşı tavır aldı. Sonra onlar da bu yönde değişti! Bu AB`nin henüz tamamlanmamış, bir `geçiş dönemi` yaşamasıyla bağlantılı bir süreçtir.

Trump yönetiminin Brexit`i kışkırtmasının diğer stratejik nedeni ise `Yeni askeri maceralar yerine ekonomik zorbalık politikası`dır. Trump hem, AB`siz İngiltere`den daha çok ticari kar sağlayacağı, hem de AB`ye ticari santaj gücünü arttırabileceği düşüncesinde. Ona göre, Gümrük Birliği`nden çıkarak, Dünya Ticaret Örgütü kurallarına tabii olacak bir İngiltere ile, ABD artık istediği gibi ticaret yapma özgürlüğüne sahip olacak, AB`nin yerini dolduracaktır!

BREXIT`Çİ AMERİKAN-İNGİLİZ TEKEL VE KURUMLARI

AB`den ayrılma savaşı veren Boris Johnson ( konuşmalarında AB`yi Nazi Almanyasına benzetiyor!) ve Farage, İngiliz tekellerinin en Amerikancı en sağcı kesimini temsil ediyorlar. Trump`la her yerde kucak kucağalar. Başkan seçilince Trump`ın ilk ağırladığı yabancı liderler bu ikisi olmuştu.

Gövdesinin yarısı ABD`de bulunan multinasyonal petrol devi British Petroleum(BP) ve yine kafası Londra`da vücudu Washington`da bulunan küresel medya devi Rupert Murdoch (21. Century Fox, FOX TV, Disney Ertertainment...) Brexit`e destek veriyorlar.

Brexit destekçisi diğer bazı dev şirketler: Borsa spekülatörü Red Kite Group (kurucusu Lord Former, İngiltere`den 80 milyar dolar ticari fazlası nedeniyle AB`ye saldırıyor), sigara sektörünün dev tekeli British American Tobacco , ABD merkezli küresel multinasyonal yatırım bankası Goldman Sachs müdürü David Sismay, Multinasyonal müzik teknoloji ve eğlence tekeli Sony Europe, kozmetik-gıda-estetik teknoloji tekeli Superdrug..... `AB`den çıkarsak özgürce yeni pazarlara girecek ve istihdam yaratacağız` yalanını yayan bunlar.

Rupert Murdoch`a göre Brexit `şahane` bir girişim ve `AB cezaevinden kurtuluş` idi. Trump `çok yetenekli bir lider`di. Murdoch`un gazeteleri İngiliz The Times, Sun ve Amerika`daki Wall Street Journal hararetle Brexit`i kamuoyuna pompaladılar. Murdoch`un has adamı Michael Gove Johnson`un Brexit yanlısı hükümetinde bakan... Brexit partisinin kurucusu ırkçı ve islam düşmanı Farage, 2014`te Murdoch`un gazetesi The Times tarafından `Yılın İngilizi` seçilmişti. Farage, Murdoch medyasında allandı pullandı ve son AB seçimlerinde 29 sandalyeyle seçimlerin galibi oldu. Brexit partisi başından beri AB`yi anlaşmasız terketmeyi , yani `sert Brexit`i savunuyor.

BREXIT AMERİKANCI GÜÇLERCE NASIL TEZGAHLANDI?

2016 yılında Washington'un bu 'Brexit Operasyonu'nun İngiltere'deki merkezinde, Cambridge Analytica (CA) ve Strategic Communication Laboraories (SCL) adlı iki Amerikan-İngiliz kuruluşu vardı. Bu ikisi hem ABD`de Trump seçim kampanyası hem de İngiltere`deki `kardeş` Brexit kampanyası için eşgüdümlü çalışmıştır. Brexit stratejisini bunlar çizdiler, ırkçı Farage ve muhafazakar Johnson gibiler de uyguladı.

ABD'ci İngiliz sağ ve aşırı sağı geniş ve disiplinli bir ağ oluşturdu. ABD'yle serbest ticaret ve zenginleşme vaadedildi, halk kandırıldı. Referandum arifesi yayılan milyarı aşkın reklam yüzmilyonlarca Amerikan dolarıyla ödendi. ABD'nin casusluk örgütleri NSA ve GCHQ da Brexit operasyonunun finansman ve örgütlenmesine katıldılar. VoteLeave, UKIP ve Leave.EU adlı AB karşıtı yeni hareketlerin önde gelenleri CA ve SCL'in elemanlarıydı. Milyarlık bahisler örgütlendi. Amerikan sosyal medya tekelleri Facebook ve Google, Brexit kampanyasına çalıştı. Trump'ın arkadaşı bazı Amerikan-İngiliz milyarderler 'AB'yi Terket' kampanyasına milyarı aşkın para sağladılar. Örnegin, E-Bay ve Paypal adlı finans firmalarının ana ortağı Peter Thiel,

Özetle Brexit zinciri: Beyaz Saray (Washinton) + Bazı Amerikan milyarderlerinin finanse ettiği, Washington merkezli Heritage Foundation adlı Think-tank kuruluşu + Cambridge Analytica ve SCL + Arron Banks adlı İngiliz mültimilyoneri ve Farage`nin başını çektiği Brexit parti ve grupları + Londra`da parlamento yakınındaki Tufton Street 55 numaralı binada oturan ve küresel iklim önlemlerine muhalif çok sayıda düşünce kuruluşu + Brexit sonrası muhafazakar partinin büyük kesimi ve Johnson hükümeti...

Brexit cephesi oluşmasında Trump`ın eski baş danışmanı ve temel stratejisti, Cumhuriyetçi Parti`nin has adamlarından Steve Bannon da büyük rol oynadı. Muhafazakar Hıristiyan Bannon, Goldman Sachs banka zinciri ile bağlantılı medya, film ve eğlence sektörü mültimilyonerleri arasında yer alıyor. Amerikalı borsa milyarderi Robert Mercer`in sahibi olduğu Cambridge Analytica`nın başkan yardımcısı Brexit kampanyası günlerinde Steve Bannon idi!

Bannon son AB seçimlerinde, AB karşıtı sağcı partileri yönlendirmek amacıyla Brüksel'de 'The Movements' isimli bir yapı oluşturdu. AB Parlamentosu'nda bölünmüş durumdaki bu partileri Farage liderliğinde bir araya getirerek güçlü bir parlamento bloğu yaratmaya çalışıyor.

Trump daha başkanlık kampanyası sırasında, 2016 Haziran`ında İngiltere ziyaret ettiğinde Brexit`i `Büyük zafer` ilan etmişti. Bu tür açıklamalarını 3 yıldır sürdürdü. Son olarak üç hafta önce, Brüksel`le yapılacak ayrılık sözleşmelerinin ABD-İngiltere ticaretini zayıflatacak maddeler içermemesini istedi. Ve Boris Johnson`u `sert Brexit`e çağırarak Farage`nin Brexit partisiyle beraber çalışmasını önerdi. Bu sözler İngilere`nin iç işlerine karışmak olarak nitelendi ve tepki gördü.

AB`NİN AYAĞINA DOLANAN İNGİLİZ `TURUNCU DEVRİMİ`: BREXIT!

İngiliz halkı Amerikancı güçler ve şirketler tarafından Brexit`e oy vermesi için işte böyle kandırılmıştı: AB İngiltere`yi milyonlarca müslüman-cihatcı göndererek istila edecekti, işleri ellerinden alınacaktı, halbuki AB`ye kölelikten vazgeçilip ABD ile serbest ticaret başlarsa İngiltere zenginleşir ve sonucunda işsizlik önlenirdi, AB ayrıca iklim çevre gibi konulara halkın vergilerini çarçur ediyordu, üstelik Merkel İngiltere`yi Hitler Almanya`sı gibi emri altına almaya çalışıyordu...

Brexit Washington`un AB`nin ayağına doladığı bir `Turuncu devrim`dir.

Rus Federasyonu için Ukrayna turuncu Devrimi neyse, Gürcistan`da Saakaşvili turuncu devrimi neyse, 1980`lerin Varşova Paktı`ndaki turuncu devrimler neyse, AB için de Brexit odur.

(Devam edecek. Bir daha ki yazımızda Brexit`in olası sonuçlarına değineceğiz)