Yandex
13 Nisan 2025 Pazar
İstanbul
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

BRICS, NATO ve Türkiye

Fikret Akfırat

Fikret Akfırat

Gazete Yazarı

A+ A-

Türkiye’nin dünyadaki mevcut ve gelecekteki konumu hem ülke içinde hem de uluslararası alanda tartışılıyor. Dünya ölçeğinde stratejik değişikliklerin yaşandığı günümüzde, orta büyüklükte bir ülke olan Türkiye’nin Batı ile Doğu ya da daha popüler nitelemeyle küresel kuzey ile küresel güney arasındaki saflaşmada hangi konumda olacağı, tartışmanın düğüm noktasını oluşturuyor. Bu çerçevede Atlantik/Batı ekseninin güvenlik/siyaset/ekonomi sacayağının kilit kurumu olan NATO’daki ve Avrupa’nın güvenliği açısından Türkiye’nin rolü önemli bir başlık. Bunun yanı sıra Türkiye’nin gelişen dünya cephesinin henüz şekillenmekte olan platformlarıyla yakınlaşan ilişkilerinin seyri önem kazanmış durumda.

HAZİRAN VE TEMMUZ AYINDA İKİ AYRI ZİRVE

ABD-Avrupa ilişkileri, NATO’nun geleceği, Türkiye’nin stratejik konumlanışı konusundaki tartışmaların yoğunlaştığı bu yıl önümüzdeki aylarda iki ayrı önemli uluslararası zirve toplanacak. İlki 24-25 Haziran’da Hollanda’nın Lahey kentinden düzenlenecek olan NATO Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi. Zirve, ABD’nin, Avrupa’nın güvenliğini daha fazla üstlenmeyeceği, NATO’nun Avrupa Müttefik Kuvvetleri Komutanlığı’ndan çekilmeyi düşündüğü yönündeki haberlerin gölgesinde toplanıyor. Üstelik, NATO’nun patronu ABD’nin Başkanı Trump’ın Zirve’ye katılıp katılmayacağını bile sorgulanıyor. Hollanda Hükümeti’nin Zirve için hazırladığı bilgilendirme web sayfasında diğer bilgilendirme başlıkları arasında “Başkan Trump NATO Zirvesi’ne katılacak mı” diye sorulmuş ve yanıt olarak “Başkan Trump'ın Lahey’deki zirveye katılmayacağını varsaymak için hiçbir neden yok.” yazılmış. Zirve, Avrupa-Atlantik sisteminin önümüzdeki dönemdeki gidişatı belirleyecek ölçüde ciddi yol ayrımına geldiği koşullarda yapılması bakımından önemli.

BRICS’in 2025 Liderler Zirvesi, 6-7 Temmuz’da dönem başkanı Brezilya’nın ev sahipliğinde yapılacak. Bu yılki Zirve’nin ana teması “Daha Kapsayıcı ve Sürdürülebilir Yönetişim için Küresel Güney İşbirliğini Güçlendirme” olarak açıklandı. BRICS, son olarak, dünyanın en kalabalık Müslüman nüfusa sahip ülkesi Endonezya’nın üyeliğe kabulüyle çok önemli bir ivme kazandı. BRICS’in Ekim 2024’te yapılan liderler zirvesinden Türkiye’ye partner ülke statüsü teklif edildi. Daha önce üyelik için başvuran Suudi Arabistan ise henüz BRICS’e dahil olmuş değil. Türkiye ve Suudi Arabistan yönetimlerinin BRICS üyeliği konusunda benzer bir konumlanış içinde olduğu, bir yandan ekonomik olarak küresel güney ile ekonomik entegrasyonu geliştirirken siyasi olarak Batı ile ilişkilerinde BRICS’i bir koz olarak kullanmaya çalıştıkları görülüyor.

BRICS’in başını çeken ülkeler açısından bakılacak olursa, platformun küresel güneyin hegemonyacılık karşısında kuvvetli bir alternatif olması için Suudi Arabistan ve Türkiye’nin katılımı belirleyici önemde kalacak.

BATI KURUMLARI: ARTIK TÜRKİYE MÜTTEFİK DEĞİL

Resmi ve sivil Batılı kurumların büyük çoğunluğu, 1945’ten bu yana Batı kampının üyesi olan Türkiye’nin, artık bir “Batı müttefiki” olmadığı değerlendirmesinde birleşiyor. Fakat bu değerlendirmenin sonucunda iki farklı yaklaşımın ortaya çıktığı görülüyor. Birincisi, Türkiye’nin Atlantik karşıtı cephe içinde görülerek Rusya, Çin ve İran gibi ülkelerle eşit olmasa da benzer muameleye maruz bırakılması gerektiği yönünde. İkinci yaklaşımın özü ise, giderek şekillenmekte olan küresel güney cephesinde kararlı bir üye olarak yer almasını önlemek için, Türkiye’nin Batı ile stratejik bağlarını sürdürmesini sağlamak. Özellikle son 10 yılda, bazen birinin bazen diğerinin öne geçtiği bu iki yaklaşım, iç içe geçmiş şekilde Türkiye ile Atlantik cephesi arasındaki ilişkileri belirledi. Farklı saiklerle de olsa hem Trump yönetiminin hem de Trump stratejisi ile çelişme halindeki Avrupa yönetimlerinin Türkiye politikasının, ikinci yaklaşım ekseninde olduğu görülüyor.

İKİLEMİN ÇÖZÜLMESİ ELZEM

1990’ların başından itibaren giderek artan bir şekilde Türkiye’de devlet ve toplum içinde Batı müttefikliği sorgulanıyor. Özellikle Körfez Savaşı ve sonrasındaki gelişmeler şu gerçeği ortaya çıkardı: Soğuk Savaş döneminde güvenlik garantisi gerekçesiyle dahil olunan Atlantik cephesi, Türkiye’nin toprak bütünlüğünü ve siyasi birliğini tehdit ediyor. Türkiye son 40 yıldır Atlantik içinde Atlantik tehditlerine karşı mücadele etmeye çalışıyor. Bu ikilemin yarattığı gerilimin daha fazla sürdürülemez olduğu noktaya geliniyor. Bütün bu süreçlerin doğal olarak Türkiye’de iç siyasete de yansımaları bulunuyor. Türkiye’de iktidar mücadelesinde saflaşmalar bu ana odağa göre şekilleniyor.

BRICS NATO Türkiye
Yorumlar (5 yorum) Yorum yapmak için tıklayınız
Yükleniyor...