Brüksel’de NATO zırvası
Brüksel, 11-12 Temmuz 2018’de NATO Liderler Zirvesi’ne evsahipliği yaptı. 79 maddelik Sonuç Bildirisi yayımlandı. Bu metinlerin orjinalini başından sonuna kadar okumayı alışkanlık haline getirdim. Çünkü bu belgeler, ABD önderliğindeki emperyalist Batı’nın o dönemde dünyaya nasıl baktığını açık ve net şekilde gösterir. İsrail’in talepleri de bu metinlere örtülü şekilde yansıtılır.
TÜRKİYE NİÇİN MUTLU?
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın’ın bildiriden duyduğu memnuniyet basın yayın organlarında yer aldı. Ben de yanlış bir belgeyi okuduğum kanısına kapılarak, metni bir kez daha teyit etme ihtiyacı duydum.Türkiye açısından 23’üncü madde önemli! Güneyden Türkiye’ye yönelik güvenlik risk ve tehditleri gündeme getiriliyor. “NATO’nun kısa bir ikaz süresinde bölgede askeri olarak varlık göstereceği” ifade ediliyor. Tehdidi algılamada bir sorun olduğu anlaşılıyor. Türkiye için bu bölgedeki gerçek tehdit ABD’nin kara gücü olan PYD/PKK’dır. ABD kaynakları ile Türkiye’nin toprak bütünlüğünü tehdit ediyor. NATO gücü bölgeye gelirse, PYD’ye sistematik olarak yardım eder. Tehdit en az üçe katlanır. Hayatın gerçekleri ile beyinlerde oluşan fantezileri birbirine karıştırmayalım!
TERÖRİZMİ ASIL FİNANSE EDEN KİM?
Bildiri IŞİD’i öne çıkarırken, PKK/PYD’yi görmezden geliyor. En trajikomik yönü ise her türlü terörizm için verilen mali desteğin kınanması (We condemn all financial support of terrorism!) Peki, eski ABD Savunma Bakanı hem de Senato’da PKK-PYD bağlantısını vurgulamadı mı? Alman iç istihbarat raporu PYD eşittir PKK demedi mi? ABD, gizli fonlarla değil, göstere göstere devletin kasasından PYD’yi paraya boğmadı mı? Sözcü Kalın, “IŞİD’in nasıl kurulduğunu ve finanse edildiğini öğrenmek istiyorsa”, bizatihi “Başkan Trump’ın sözlerine” başvurabilir.
KARADENİZ’DEKİ BARIŞ NİÇİN SORUN OLUYOR?
Türkiye’yi ilgilendiren diğer bir konu Karadeniz! NATO bu bölgedeki askeri varlığını artırdı ve daha da artırmak istiyor. Şimdi biz soralım: “Karadeniz’de kıta sahanlığı, münhasır ekonomik bölge (MEB), karasuları, deniz yan sınırı sorunları var mı? Türkiye bu havzada hangi güvenlik tehditleri ile karşı karşıya? Ege ve Doğu Akdeniz’i açgözlülere bırakarak, barış ve istikrar denizinde Rusya ile mi kapışalım?”
NATO, Füze Kalkanı projesinde, kendi canından vazgeçerek, başkasına kalkan olan ülkeleri pohpohlamayı da ihmal etmemiş! Türkiye, Romanya, Polonya ve İspanya’ya alkış tutuluyor. Bu sistemlerin “Rusya’ya karşı olmadığı” ileri sürülüyor. Şaka gibi! Kürecik için, Sarkozy, “Biz kediye kedi deriz!” niçin dedi? Acaba, Kürecik radarının İsrail’le hiçbir ilgisinin olmadığını iddia eden var mı? İran ve Rusya, niçin bu radara tepki gösterdi!
AZERBAYCAN ÜVEY EVLAT MI?
Şimdi gelelim dost ve kardeş Azerbaycan’a! Her türlü toprak ihtilafında ülkelerin toprak bütünlüğüne vurgu yapılıyor. Bir örnek verelim: “We call on Russia to reverse its recognition of the Abkhazia and South Ossetia regions of Georgia as independent states. (Rusya’yı, Gürcistan’ın Abazya ve Güney Osetya bölgelerini bağımsız devlet olarak tanımaktan vazgeçmeye davet ediyoruz!)” Peki, aynı vurgu Dağlık Karabağ ve topraklarının yüzde 20’si Ermeni işgali altında olan Azerbaycan için niçin yapılmadı? Türkiye, en azından bu konuda ısrarcı olamaz mıydı?
ASTANA ORTAKLARIMIZI DA DÖVDÜK!
Türkiye’nin Astana ortakları Rusya ve İran da hedef tahtasında! Rusya yerden yere vuruluyor. Bildiride, İran’ın nükleer programı ile ilgili kaygılar da gündeme getiriliyor. Bir metin, ancak bu kadar gerçeklerden ve somut olgulardan kopuk olur. P5+1 ile İran arasında yapılan nükleer antlaşmadan, bütün uluslararası hukuk kurallarına aykırı olarak tek taraflı olarak ABD çekilmedi mi? Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu, İran’ın antlaşma koşullarına uyduğunu beyan etmedi mi?
NATO’da onlarca toplantıya katıldım. Sakin geçen tek bir toplantıyı bile hatırlamıyorum. Kıran kırana kavga ederdik! Diyorlar ki “Biz kimseye bağımlı olmadan bütün dünyaya yönelik bir politika izliyoruz.” O zaman, en azından Astana ortaklarınızı gücendirmemek için bir çıkış yapılamaz mıydı? ABD, “ortaya şöyle bir zengin, bol soğanlı çoban salata” demiş, diğerleri de afiyetle yemiş. Hepsi bu!