26 Aralık 2024 Perşembe
İstanbul 10°
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Brüksel’de tarihi smaç

Cem Zeren

Cem Zeren

Gazete Yazarı

A+ A-

Bu yılın tek şampiyonuyuz. Milletler Ligi, önceki adıyla Grand Prix, 1993’ten beri her yıl düzenleniyor. Bu organizasyonun düzenlendiği yıllarda ya Avrupa Şampiyonası gibi kıta şampiyonaları ya Dünya Şampiyonası ya Dünya Kupası ya da Olimpiyatlar düzenleniyor. Hem Grand-Prix’yi hem Avrupa Şampiyonluğu’nu kazanan ülke 1999’dan beri olmadı. 1997 ve 1999’da Rusya iki şampiyonayı da kazanmıştı. 2000’li yıllarda yılı domine eden tek Avrupa ülkesi olduk. Hem Grand Prix’yi hem Olimpiyatları 2000’de Küba 2008’de Brezilya kazandı. 2021’de Milletler Ligi’ni kazanan ABD, 2020 Olimpiyatları pandemi nedeniyle 2021’de düzenlenince, iki kupayı da kazandı; ancak Dominik Cumhuriyeti’nin Şampiyon olduğu 2021 Kuzey Amerika Şampiyonası’nda anca 4. olabildi. Özetle, bir yıl içinde katıldığı her turnuvayı kazanan 1997 ve 1999’da Rusya vardı, 2000’de Küba ve 2008’de Brezilya… Böyle bir başarı 24 yıldır Avrupa’da 15 yıldır Dünya’da olmadı. Kadın voleybolunda bu yılın tek şampiyonu; Türkiye! Bu başarı ile ülkenin her bireyi gurur duyuyor; sadece Türk Milleti değil, bu başarı mazlum milletlere de umut veriyor.

Milli spor karşılaşmaları; galibiyetiyle yenilgisiyle milletimizi birleştiren olaylardır. Milletimiz zorlukların içinden geliyor. Daha 7 ay önce, 11 ilimiz yıkıldı. Ölülerimiz, sürekli sakat kalanlarımız, kaybolanlarımız oldu. Köylerimizi ve şehirlerimizi baştan yapıyoruz. Tüm yakınlarını kaybetmiş bir çocuğa nasıl umut verebilirsiniz? Devletseniz, ona ana-baba olursunuz; milletseniz, aramızdaki farklılıkların anlamsız olduğu gösterir yumruk olursunuz.

Kızlarımızın bu başarısını; kendini milletten üstün zanneden birileri çıkıp da sahiplenirse; o kişiler milletin utancıdır. Bu başarı Türk Milletinin gururudur. Kim bu başarıları milleti bölmenin aracı olarak kullanırsa, milletin baş düşmanıdır. Bu başarılar, acılara direnen milletimizin her ferdinin umududur. Avrupa Birliği’nin başkentinde kızlarımız tarihimizin sembollerine değil, yüzyıllarca dünyayı sömüren kafaya smaç yaptılar. Brüksel’de tribünlerde Milli Takımımızı destekleyenleri tek siyasi görüşün temsilcisi gibi görecek kadar körleşebilir misiniz? Salonda birçok başörtülü vatandaşımız da vardı. Kadını erkeği ile “Türkiye” diye bağırıyorlardı, Türkiye için birleşiyorlardı.

Brüksel’i Türkiye’ye çevirenleri siyasi görüşlerine göre ayırt etmeye, hiçbir tetikçinin gücü yetmez. Hele ki bu başarıyı Hükümet karşıtlarının başarısı gibi gösterenler tam bir şaşkınlık içerisinde. Türk voleybolu, tarihinin en büyük başarısını hangi Hükümet zamanında yaşıyor? Hangi Spor Bakanı zamanında yaşıyor? Her yaştan kadın voleybolcularımızın başarılarını hangi televizyon kanalı sayesinde izliyoruz?

BİR OLALIM BERABER OLALIM

TVF Başkanı Akif Üstündağ’ın yarı final maçı sonrası “Türkiye için hiçbir şey yapmayanlar düşünsün” açıklamasına üzülmüştüm. Bu takım, başarıları ile daha birleştirici açıklamaları hak ediyordu. Başkan’ın final maçından yaptığı açıklama kendisine ve bu şampiyonluğa yakışan bir açıklama oldu: “Türkiye hak etti. Tadını çıkaralım, mutlu olalım, bir olalım, beraber olalım. Ülkemiz için her cephede savaşalım!” Bu zaferden ayrıştırıcı iletiler çıkarmaya çalışanlara en güzel yanıttı “Bir olalım, beraber olalım” iletisi.

Kadınlarımız; Türkiye’de emperyalizme bağımlı bir siyasi iktidar sağlayabilmek için darbeler yapan ve son darbesi 2016’da yenilgiye uğrayan ABD’de Milletler Ligi Şampiyonu oldu, Türk insanını hor gören ve özellikle Türk kadınını çarşafların içinde hayal eden Avrupa’nın başkenti Brüksel’de Avrupa Şampiyonu oldu. Cumhuriyetimizin 100. yılındaki bu iki anlamlı şampiyonluk; Türk kadınını hayatın dışına hapsolmuş hayal eden Batı Dünyasına atılan bir şamardır.

Brüksel’de tarihi smaç - Resim : 1

MAZLUM ULUSLARIN KUPASI

Başka hangi ülkenin karşılaşmalarında, ülkenin bayrağının yanında ülkenin kurucusunun da resmini görürsünüz? Tribünlerdeki Atatürk resimleri, emperyalizme gösteriliyor. Atatürk posterli tribünler; onca darbeye ve baskıya rağmen, bu milleti Atatürk’ün önderliğinden vazgeçiremeyen emperyalizme “100 yıl önce yendik, yeni yeniyoruz, hep kazanacağız” iletisini verdi. Sahadaki kızlarımız da; dini kullanarak ülkemize karanlık biçenlere Türk kadınının Cumhuriyet’in kazanımlarını asla terk etmeyeceğini ve emperyalizmin coğrafyamıza biçtiği hayallerin gerçekleşmeyeceğini kanıtladı. Mali’de, Nijer’de, Gabon’da; Irak’ta, Suriye’de, İran’da; Venezuela’da, Küba’da, Guatemala’da; kadınlarımız, Atatürk posterleriyle dolu salonda emperyalizme direnen tüm halklara Şampiyonluk kazandırdılar

CEV; madalya ve kupadan önce, sponsorun isminin yazılı olduğu kocaman çekleri takımlara verdi. Diğer takım oyuncuları koca çekle boy boy fotoğraflar çektirirken; kupayı alırken, Milli Takım oyuncularımız çeki alıp arkalarına fırlattılar. Bu tavır da çok anlamlı idi. Bu şampiyonluğun değeri parayla ölçülemeyecek büyüklüktedir. Kaldı ki Wimbledon tekler şampiyonunun 2.750.000 Amerikan Doları kazandığı bir yılda, Avrupa Şampiyonu bir takıma kocaman çek üzerinde 500.000 Euro ödül verdiğini duyurmak; CEV için organizasyonunu küçümseyici bir ifadedir. Neyse ki, kızlarımız bu çeki alıp arkalarına attılar; CEV’i de bu ayıptan kurtardılar.

GİZEM’İN GÖZYAŞLARINDAN LARKİN VE WİLBEKİN UTANSIN

Eda’nın uluslararası yayında “Cumhuriyetimizin 100. Yılı” vurgusunu yapmasıyla gururlandık. Gizem Örge’nin milli takıma alınmadığı zamanları anımsatarak “Baba, buradayım baba” haykırışı da sporcularımızın milli takımda oynama tutkusunu gösteriyordu. Gizem’in duygu dolu sözlerinden sonra; TBF Yönetiminin takımlarında Türk statüsünde oynayan ama Milli Takım’da oynamayı reddeden Larkin ve Wilbekin hakkında verdiği disiplin cezası ve bu ceza sonrası yönetmeliklere uygun şekilde bir daha Türk statüsünde oynayamayacaklarına dair verdiği kararın ne kadar doğru ve değerli olduğunu da anladık. Oyuncusu Gizem’in gözyaşlarına değer veriyorsa Fenerbahçe ve Efes de TBF’nin bu kararını desteklemeli!

Kupayı alır almaz kızlarımız “Erik Dalı” oyanamk için kollarını açtılar, ama müzik gelmedi. Eda “DJ çalmak istemedi, ama sonunda ısrarlara dayanamadı” dedi. Bu şampiyonluklar; Brüksel’de Burdur yöresine ait bir türküyü, tıpkı Teksas’ta olduğu gibi, çaldırınca daha iyi anlaşılıyor.

Yarı finalde final setinde 9 sayılık seride servis atan Elif, her girdiğinde takımın hem savunmasına hem hücumuna katkı sağlayan Derya, Ebrar ve Vargas’ı ezberleyen rakiplere karşı ezber bozan İlkin, yarı finalin 2. setinde servisinde 5 sayılık seri yakalayan Hande, savunmaya liberomuz Gizem’in yanına arka oyuncu olarak gelip ralilerin uzamasını sağlayan Ayça, oynadığı 6 maçta turnuvanın en iyi manşet istatistiğine ulaşan Simge, az sette oyuna girmiş olsalar da her zaman blok tehdidini kenardan da gösteren Kübra ve Aslı da; Atatürk Devrimleriyle yetişen kızlarımızın yanına Küba Devrimi’nin bir meyvesi olarak çok yakışan Vargas, İstiklal Marşımızı gözlerimizi yaşartarak söyleyen Ebrar, Türk Duvarı unvanını hak eden Zehra, yıllardır paslarıyla takımı başarıyla oynatan Cansu, 81 metrekarenin her santimetrekaresine hakim Gizem, sadece oyunuyla değil taviz vermez duruşuyla Kaptan Eda kadar hak ettiler. Hatta, Brüksel’de forma giymeyen hayatını voleybola veren tüm oyuncularımızın, ailelerinin, kulüplerinin, yöneticilerinin bu Şampiyonlukta emeği vardır.

Geçtiğimiz sene Sırbistan ile Dünya Şampiyonu olan Daniele Santarelli Türkiye’ye gelir gelmez kazandığı 2 Şampiyonluk ile niteliğini gösterdi. Dünya sıralamasındaki yerimizle büyük ölçüde 2024 Olimpiyatlarına katılmayı hak etmiş olsak bile, 16 Eylül'de Tokyo’da başlayacak Olimpiyat Elemesi karşılaşmalarında galibiyet serisini devam ettirmeliyiz. Amerika ve Avrupa kıtalarından sonra, Asya’da da bir Şampiyonluk kazanarak 1 yazda 3 kıtada Şampiyon olan tek ülke unvanını alalım…

Filenin Sultanları Voleybol