Brüt-net sendikalı işçi sayısı
Özgür ve bağımsız işçi sendikaları demokratik ülkelerde demokarasinin mihenk taşıdır. Onlar ne kadar sayıca güçlü ve üyeleri bilinçli ise demokratik düzenin temelleri o kadar güçlü demektir çünkü işçi sendikaları ve üyeleri kılcal damarlar gibi ülkenin her yanına yayılmıştır. Olanakları ile etraflarını etkileyebilir ve aydınlatabilir. Bu nedenle sendikalar demokrasinin varlığı ve sağlığı için yaşamsal önemdedir. Ülkemizde züccaciyeci dükkanının bir fil girmiş gibi demokratik düzenin kolu-kanadı iyice kırldığından ve sendikaların var olacağı parlâmenter demokratik düzen yok edilmek yerine ne olduğu belirsiz bir başkanlık sistemi kurulmak istendiğinden işçi sendikalarının doğal büyüme ve gelişme sürecini yaşadıkları söylenemez. Bu nedenle ülkemizdeki sendikaların üye sayılarını doğru okumakta yarar var.
BAKANLIĞIN İSTATİSTİKLERİ YANLIŞ
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı 6356 sayılı yasa gereği her yıl ocak ayında yayınlaması gereken işkolları işçi ve sendika üyesi sayılarını yayınladı. Bakanlığın verilerine göre 2016 yılı Ocak ayında ülkemizde 20 işkolunda 12 milyon 663 bin 783 işçi çalışmakta, 166 işçi sendikası ve bunların 1 milyon 514 bin 53 üyesi bulunmaktadır. Bu sayılara göre ülkemizde çalışan işçilerin sendikalaşma oranı % 11.96 dır. Bu oran ve sayı yanlıştır çünkü Bakanlık bu sayıya sendikaların bildirdiği üye sayılarına göre ulaşmaktadır oysa sendikalar üyelerini Bakanlığa, ölen üyelerini bile kayıttan düşmeden, brüt olarak bildirmektedir. Sendika üyesi kimdir? Bir sendikaya üye olan ve -bu çok önemli- aidat ödeyen işçidir. Üye olduğu sendikasına aidat ödeyen işçiyi o sendikanın gerçek üyesi olarak kabul etmek ve ona net sendika üyesi demek, kağıt üzerinde üye gözüken, aidat ödemeyen üyeye de fiktif üye, brüt üye dememiz gerekir. Bir üye sendikasına ancak bir toplu sözleşme kapsamında olduğu zaman aidat ödeyeceğine göre gerçek sendika üye sayısını bulmak için imzalanmış toplu sözleşme sayısını bulmak ve bu sözleşmelerin kaç işçiyi kapsdığını öğrenmek ona göre sonuç çıkarmak gerekir. İşveren Sendikaları Konfederasyonu her ay İşveren adlı bir dergi çıkarır ve her sayısında Çalışma Bakanlığının verilerini esas alarak imzalanan sözleşme sayısını ve bunların kapasdığı işçi sayısını yayınlar. En güvenli ve gerçek üye sayısına ulaşmak için ele alınması gereken kaynak budur. Ülkemizde sendikalar genelde iki yıllık sözleşme imzaladığından 2013-2014 yılları arasında imzalanan sözleşmeleri baz alırsak şu sonuca varırız: Bu dönemde kamuda ve özelde 29 bin 725 işyerini kapsayan 4155 sözleşme imzalanmış ve bu sözleşmelerden 891 bin 954 sendika üyesi işçi yararlanmıştır. Ülkemizdeki sendikalı işçilerin gerçek sayısı budur. Bu sayının toplam işçi sayısına oranı da % 6.99 dır. Ülkemizdeki gerçek sendikalaşma oranı budur.
GÜDÜMLÜ SENDİKACILIĞIN BELGESİ
Yukarıda sendikaların özgür olmadığını söyledik. Üzülerek belirtelim ki sendikacılığımızın temel niteliği iktidar partisinin kanatları altında sendikacılık yapmak olmuştur. Bakanlığın verilerine göre ülkemizde dört konfedrasyon bulunmakta ve bunların üye durumu Türk-İş 877 bin 587, Hak-İş 436 bin 314, DİSK 144 bin 291 ve Aksiyon-İş 29 bin 636 olarak belirtilmektedir. Bu sayılar da brüt ve abartılıdır ama şunu göstermektedir ki siyasi iktidarın gölgesine sığınmak kârlı bir iştir. Hiç canını sıkmadan, hiç zorlu saha çalışması yapmadan AKP kartviziti ile de sendikcılık yapılabiliyor ve işçinin değil sendika ağalarının çıkarı korunurak sendikacılık yapıldığı sanılıyor.
Sendikalarımız güçsüz olduğu için ülkemizde demokrasi topaldır. Demokrasinin varlığı ve gerekliliği için masaya yumruk vuracak, sokaklara işçi dökecek güçte işçi sendikamız yoktur. Yapılan göstermelik sendikacılığın da onurlu hiç bir yanı yoktur. Fil gibi güçlü olması gereken sendikacılığımızı bazı develer yutmaktadır. İşçilerimizin bundan haberi var mı?