23 Kasım 2024 Cumartesi
İstanbul
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Bu büyüme krize davetiye çıkarır

Recep Erçin

Recep Erçin

Eski Yazar

A+ A-

Büyüme hedefleri tutmadı. Hükümet Orta Vadeli Programı'nda (OVP) 2016 için yüzde 3.2 milli gelir büyümesi öngörmüştü. Fakat dün Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan güncellenmiş gayri safi yurt içi hasıla (GSYH) verilerinde ekonominin yüzde 2.9 büyüdüğü görüldü. GSYH 2016'nın son çeyreğinde ise yüzde 3.5 büyüdü.

15 Temmuz darbe girişiminin yaşandığı 3. çeyrekte ekonominin yüzde 1.8 daraldığı açıklanmıştı. Bu oran yüzde 1.3'e revize edildi. Daha önce yüzde 4.5 açıklanan 2. çeyrek büyümesi de yüzde 5.3'e yükseltildi. İlk çeyrek büyümesi yüzde 4.5'te kaldı.

130 MİLYARLIK TÜKETİM

Geçen yıl sonunda yeni hesaplama yöntemi ve yeni milli gelir serilerine geçildiği açıklanmış ancak, ekonomistler tarafından bu yeni yöntem eleştirilere neden olmuştu. Eleştirilerin odağında verilerdeki uyumun bozulması ve ekonominin bilinenden daha hızlı büyümesinin içinin doldurulamaması vardı. TÜİK'in güncellediği ve yükselttiği büyüme verilerine rağmen 2016'daki yüzde 2.9'luk büyüme hızı hüsran yarattı. Çünkü aynı yıl nüfus hızındaki artış yüzde 1.3 oldu. Türkiye'deki 3 milyonu aşan mülteci nüfusu da dikkate alındığında düşük milli gelir artışının itici gücünün yine hane halkı tüketiminden geldiği görüldü.

Toplam 2.5 trilyonluk cari GSYH'nin 1.5 trilyonunu hane halkı harcamaları oluşturdu. Cari milli gelirde 253 milyar TL artış oldu. Bunun 130 milyarı hanelerin tüketiminden, 57.5 milyarı devlet harcamalarından 76.4 milyarı yatırım harcamalarından, 4 milyarı da stoklardan geldi. İthalat ve ihracat toplamı ise 15.4 milyar negatif etki yaptı.

DIŞA BAĞIMLILIK ARTIYOR

2016'da milli gelir dolar bazında 856.7 milyar dolar oldu. Cari açık ise 32.6 milyar dolar olarak hesaplandı. Ekonominin yüzde 2.9 büyüdüğü ortamda yüzde 3.8 cari açık verilmesi dikkat çekti.

Güncellenen yeni milli gelir serisine göre Türkiye 2015'te yüzde 6.1 büyümüş görünüyor. 2015'te cari açık 32.1 milyar, milli gelir büyüklüğü de 861.4 milyar dolardı. Buna göre büyüme hızı 3.2 puan, dolar bazlı milli gelir yüzde 0.5 düştüğü halde GSYH/cari açık oranı arttı.

Son çeyrekte ise ekonominin yüzde 3.5 büyümesine karşın cari açık büyümesi son çeyrekte yıldan yıla yüzde 8 oldu. Son çeyrek milli gelir cari işlemler açığı oranı da yüzde 3.6 olarak hesaplandı. Bu oran ekonominin yüzde 7.4 büyüdüğü 2015'in son çeyreğinde yüzde 3.3 düzeyindeydi.

Yukarıda dikkat çektiğimiz iki gelişme düşen büyüme hızına karşılık ekonominin dış kaynak bağımlılığının arttığını gözler önüne seriyor. İşte bu büyüme krize davetiye çıkarır dediğimiz nokta da burası.

PARALAR TAŞA TOPRAĞA GİTTİ

TÜİK verilerine göre toplam yatırım harcamalarında yüzde 3 artış yaşandı. Ancak bunun büyük kısmı inşaat harcamalarından geldi. Makine ve teçhizat yatırımlardaki artış yüzde 1.1'de kalırken, inşaat yatırımları yüzde 4.6 yükseldi. Cari fiyatlarla toplam 770 milyarı aşan yatırım harcamalarının 432 milyar TL'si inşaattan, 283 milyar TL'si mekina teçhizattan oluştu.

İnşaat ve makine teçhizat yatırımlarının ne kadarının özel sektör ne kadarının devlet kaynaklı olduğuna ilişkin hiçbir verinin açıklanmaması eleştirilere neden oldu.

Bu noktada tekrar cari açık kısmına dönersek. 2016'da ne olmuş? Bizim dış kaynak ihtiyacımız artmış. Bu kaynağı bir şekilde sağdan soldan bulmuşuz. Ama aldığımız kaynağın çoğunu tüketime harcamışız. Yatırım da yapmışız ama çoğu inşaata gitmiş.

SANAYİ NASIL BÜYÜDÜ?

İktisadi faaliyet kollarına göre milli gelir verileri incelendiğinde 2016 yılında tarım sektörü yüzde 4.1 ve hizmetler sektörü yüzde 0.8 küçüldü. Sanayi yüzde 4.5, imalat sanayi yüzde 3.9, inşaat yüzde 7.2 ve gayrimenkul faaliyetleri de yüzde 3.6 büyüdü.

Hizmet sektörü daralmasına karşın hane halkı harcamalarında hizmetlere yapılan harcamanın yüzde 4.2 büyümesi dikkat çekti.

Hizmet sektörünün daraldığını perakendecilerin "batıyoruz" çıkışlarından anlıyorduk. Tarımdaki düşüşün yansıması ise gıda enflasyonu olarak soframıza geldi oturdu. İnşaat malum. Temmuz sonrası kampanyalarla ayakta kaldı. Yılın son aylarındaki rekor konut satışları sektörü hareketlendirdi. Ama bunun sürdürülemez olduğunu işadamı Ali Ağaoğlu daha iki hafta önce Uludağ'da açıkladı.

Benim asıl dikkatimi çeken sanayideki yüzde 4.5'lik artış oldu. Hele imalattaki yüzde 3.9 artışa bir anlam veremedim. Çünkü imalat sanayi PMI verilerine göre sektör 2016'nın Mart ayından beri durgunluğa işaret ediyordu. Arındırılmamış sanayi üretim endeksinde ortalama artış da yıl genelinde yüzde 1.85'te kaldı.

İŞSİZLİĞİ KİM ARTIRDI?

Türkiye'de en çok istihdam sağlayan sektör hizmetler. Yukarıda da belirttiğimiz üzere hizmet sektörü 2016'da yüzde 0.8 küçüldü. TÜİK'in 2016 işgücü istatistiklerine baktığımızda daralan hizmetlerdeki istihdam artışı yüzde 5.22 olurken, yüzde 4.5 büyüyen sanayide bu artış yüzde 0.51 ile sınırlı kalıyor. 2016'da toplam işgücü artışı yüzde 2.88 olurken, istihdam artışı yüzde 2.19 oldu. İşsizlikteki artış ise yüzde 8.93 düzeyinde. Üstelik bu yeni de değil. Yıllardır işsizlik yaratan bir büyüme ile karşı karşıyayız.

Son çeyrekte ise TÜİK'e göre sanayinin toplam katma değeri yüzde 5, tarımın yüzde 1.3, inşaat yüzde 3.7 ve hizmetler yüzde 1.8 artmış. Ekonomi yüzde 3.5 büyümüş. Oysa aynı dönemdeki Ekim, Kasım ve Aralık işgücü istatistiklerine baktığımızda işsiz sayısı sırasıyla 500, 590 ve 688 bin arttı. İstihdamki artışlar ise 411 bin, 391 bin ve 221 binde kaldı. Malum resmi işsiz sayısı 3.8 milyonu aştı.

TÜİK ZENGİNLEŞTİRDİ AMA YETMEDİ

Toplam 2 trilyon 590 milyar TL'lik ekonomik büyüklüğün dolar bazında karşılığı 856.7 milyar dolar oldu. Geçen yıla göre dolar bazında 4.6 milyar dolar fakirleşme meydana geldi. 2016 yılında kişi başına GSYH cari fiyatlarla 32 bin 676 TL, ABD doları cinsinden ise 10 bin 807 dolar olarak hesaplandı. Eski milli gelir serisinde Türkiye'nin dolar bazlı milli geliri 700 milyar dolar sınırına, kişi başı geliri de 9 bin dolara düşmüştü. TÜİK'in güncellemesi sonrası Türkiye yeniden 10 bin dolar kişi başı gelir seviyesine ulaşmış oldu.

TÜİK verileri güncelleyip bizi eskisinden daha zengin ve daha hızlı büyüyen bir ülke yapsa da değişmeyen bir şey var. O da ülke ekonomisinin yavaşladığı ve buna rağmen dış kaynak bağımlılığının arttığı. Ben buradan bakınca ekonomimizin manzarasını, cicili bicili elbiseler giymiş ama gün geçtikçe daha çok uyuşturucuya ihtiyaç duyan ve günden güne eriyen madde bağımlısı bir insan olarak tasvir ediyorum.