Bu da AKP'li değil mi?

-Bana Yalçın'ı bulun, yanıma gelsin!

-Derhal efendim.

***

-Beni emretmişsiniz efendim...

-Hah, Yalçın, sen bilirsin, bizim en genç vekilimiz kim ya?

-Birden toparlayamadım; ne için efendim?

-Esame listesi yapıyorum da, Suat'ın yerine genç biri lazım. Aklıma benim doktorun oğlu geldi, neydi adı çıkaramadım?..

-Hangi doktor efendim?

-Ya şu Samsun'a yazdığım çocuk, neydi adı?

-Çağatay mı efendim?

-Hah! Çağatay... Onu yapayım diyorum spor bakanı, ne dersin?

-Suat'ı da mı kulübeye çekiyorsunuz?

-Evet evet... Yeterince belâ var başımızda; 2 gensoru yemiş adam, yarın başımı ağrıtabilir. Aslında seni düşünmüştüm onun yerine ama senin de kayınço sıkıntın var kardeşim! 300 küsur kişilik grupta, 10 tane temiz adam bulmak bu kadar zor mu olur yaa?..

Benzer bir diyalog gerçekleşti mi bilemem ama "şaşırtıcı" olmadığı kesin. Çarşamba gecesi gerçekleşen kabine değişikliğiyle, "gençliğimizin idolü", "hitabet ustası" karizmatik Suat Abi de, 90 dakikayı tamamlayamadan oyundan alındı. Yerine, 37 yaşındaki Samsun Milletvekili Akif Çağatay Kılıç girdi. Oyunda kaldığı süre içinde, faullü ve riskli hareketleriyle dikkati çeken Suat Abi'nin, 2. sarıdan atılma ihtimali yüksekti.

Yeni bakan Akif Kılıç'la ilgili yaptığım "Bu da kimmiş?" araştırmasında ilginç bir durumla karşılaştım. Yeni kabinenin onayı için Başbakan Köşk'e çıkmadan, saat 21:39'da Kılıç'ın Vikipedi bilgileri güncellenmiş ve "Gençlik ve Spor Bakanıdır" ibaresi baş köşeye yerleştirilmişti. Cemaatin televizyon kanallarının, geçmiş yıllardaki hızını anımsadım birden. Onlar da olayların haberini, olay olmadan verirlerdi hatırlarsanız.

Kılıç'ın ailevi durumunda ilginç kesişim kümeleri var. 19 yıl CHP milletvekilliği yapmış bir dede, Tayyip Erdoğan'ın özel doktorluğunu yapmış bir baba, 2010-12 arasında MGK Genel Sekreterliği yapmış bir amca... Siyasi yaşamındaki ilk ustası da Cüneyd Zapsu. Sonra, başbakanın burnunun dibinde geçen yıllar, onun tercümanlığı falan... AKP'de bakan olabilmek için yeter şart bu olsa gerek, "genel başkan tercümanlığı"... "Alnı ak-başı dik" Ego'men beyler de bakan olmadan önce, "beyefendi"nin tercümanıydı.

Tayin edildiği görevle, yakından uzaktan ilgili hiç bir faaliyeti olmamış Akif Kılıç'ın. Şart da değil, başbakanı uygun gördükten sonra... Belki de takımın yaş ortalamasını düşürmek için alınmıştır kadroya. Belki de Mehmet Topal'ın mevkiinde oynayıp, "savunmaya" yardımcı olacaktır. Zira, "savunma güvenliğinin" ön plana alınacağı dakikalara gelindi artık...

2.5 yıldır Meclis'te olan "yeni" Kılıç; ne gençlikle, ne sporla ilgili tek kelam etmemiş şimdiye dek. Zaten topu topu 4 defa kürsüye çıkmış. 2011 ve 2012'deki bu 4 konuşmanın, üçü parti grubu adına bütçe vs. için, birisi de Samsun'daki sel baskınıyla ilgili. Koskoca 2013 yılı boyunca, boynu bükük bırakmış kürsüyü... Belki de "az laf-çok iş" ilkesiyle hareket ediyordur diye düşünebilirsiniz; boşuna düşünmeyin, o karnesi de, Hakan Şükür'le yarışır!

Sözlü soru önergesi, yazılı soru önergesi, genel görüşme önergesi, meclis soruşturması önergesi, gensoru önergesi gibi yasama faaliyetleriyle 2.5 yıldır tanışmamış. Kendisi, hiç kanun teklifi hazırlamamış, hiç meclis araştırma önergesi vermemiş. Peki, ne yapıyor TBMM'de? Söyleyeyim: İtalya'dan Arjantin'e, İran'dan Kanada'ya kadar ne kadar, "Parlamentolararası Dostluk Grubu" varsa, onlar da görevli. Bu gruplara, "Tatlı gezi grupları" da diyebiliriz.

Yeni bakan, eskisine taş çıkartacak gibi duruyor. Zaten başbakanın, şapkasından tavşan çıkaracak hâli yoktu. Kariyeri bambaşka olsaydı da, ağzıyla kuş tutabilseydi de, bahsettiğimiz bir AKP'li değil mi sonuçta? 5 yıl "Başbakan Yardımcısı" sıfatıyla tüm AKP icraatlarında imzası olan Abdüllatif Şener'i, partisinden ayrılınca, el üstünde tutanlara da acıyarak bakmıştım. 5 yıl -geçmişinden utanmadan- bakanlık yaparak AKP'nin resmi "suç ortağı" olan eski solcu Ertuğrul Günay'ın, koltuk gidince muhalif kesilmesine de tiksintiyle...

Ha Suat Kılıç, ha Akif Kılıç... İkisi de aynı "kın"ın kılıcı...