01 Kasım 2024 Cuma
İstanbul 13°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Bu iktidar her muhalefete nasip olmaz

Şahin Mengü

Şahin Mengü

Eski Yazar

A+ A-

11 yıllık AKP iktidarında yapılan yolsuzluklar, eğer AKP cemaat kapışması olmasa devam edip gidecekti.

Allahtan, ortaklar arasında çıkan kavgadan dolayı 17 Aralık siyasal depremi yaşandı da, bütün yolsuzluklar gün yüzüne çıktı.

Şimdilik beş bakan ve başbakan hakkında her biri Yüce Divan'lık suç isnatları, fotoğraflar, konuşma tapeleri ile ortalara döküldü.

Böyle bir ortam, demokrasilerde muhalefet partileri açısından bulunmaz bir fırsattır.

Ama bu fırsat sadece Salı günleri yapılan grup konuşmalarında veya parti sözcülerinin, ortaokul müsameresi düzeyindeki açıklamalarıyla değerlendirilemez.

Değerlendirilemediği içinde bu olumsuzluklar toplumsal tepkiye dönüştürülemiyor.

Dönüştürülemeyince de AKP iktidarı, 17 Aralık operasyonlarının ardından savcıları, polis şeflerini değiştirerek kendini korumaya alıyor.

Bu değişikliğin nedeni, "Deniz Feneri e. v" davasında yapıldığı şekilde, yolsuzlukların üstünü örtüp, uyutup gündemden düşürmektir.

Savcılar değiştirildi, yeni savcı "Ben iddianameyi yeniden yazarım" dedi.

Bütün bunlar, soruşturmanın engellenmesi istendiği için yapılıyor, yani olayların üstü örtülüp uyutulmaya çalışılıyor.

O zaman muhalefetin yapması gereken şey, etkin bir meclis denetim yolu olan "Meclis soruşturması" açılmasını istemektir.

Gündeme egemen olursun

Adı yolsuzluğa karışmış beş bakan, basın özgürlüğünü ayaklar altına alan, oğlunun kurucusu olduğu vakfa kaynağı belli olmayan milyonlarca dolar yatan bir başbakan.

AKP'ye oy verenlerin yüzde kırk ikisinin bile yolsuzluğun varlığını kabul ettiği bir ortamda, Meclis soruşturması istemek, en az bir ay süreyle Meclis'in yolsuzlukları konuşmasını sağlar.

Önce bir bakan için Meclis soruşturması açılmasını istersin, gündeme alınıp alınmayacağının görüşüldüğü gün, bir ikincisi için aynı önergeyi verirsin ve böyle devam eder gidersin.

Böylelikle ister istemez, TRT 3'ten Meclis'teki görüşmelerin tamamı yayınlanacağı ve var olan birkaç özgür TV kanalı da burada yapılan konuşmaları vereceği için Türkiye'nin gündemine egemen olursun.

Böylelikle muhalefet partilerinin bu konuyla ilgili görüşleri, gazetelerin iç sayfalarında dördüncü, beşinci haber olarak görülmekten kurtulur ve ön plana çıkar.

Ama ne hikmettir bu yol denenmiyor.

Muhalefetin görevi

Aslına bakarsanız, böyle lime lime olmuş bir iktidar hiçbir muhalefete nasip olmaz.

Düşünüyorum da, böyle bir iktidar, bundan 10-15 sene evvel Süleyman Demirel'in, rahmetli Bülent Ecevit'in eline düşecekti de iktidar koltuğunda oturabilecekti, öyle mi?

Hiç zannetmiyorum ki mümkün olabilsindi.

Muhalefet partileri iktidarları tehdit etmezler, silkelerler, hatta tabiri yerindeyse, terbiye ederler.

Elinde ses bandı varsa çıkar açıklarsın.

İktidara dönüp "Sen açıkla, açıklamazsan, ben açıklarım" gibi çocuksu tehditlerde bulunmazsın.

Böyle bir belge varsa bunu açıklamak, kamuoyunun bilgisine sunmak, hatta yüce divanın yolunu açmak muhalefetin görevidir.

İktidar partisi içten içe kaynarken, yetmişe yakın milletvekilinin kopma ihtimalinin varlığından söz edilirken, bu mekanizmanın işletilmiyor olması çok manidar görülüyor.

Deneyimli bir siyasetçinin, bu yolu ana muhalefet partisinin yetkililerine önermesine rağmen bu yola gidilmediği için manidar diyorum.

Bırakın deneyimli siyaset adamının önermesini, AKP'li Bülent Arınç bile hafif alay kokan bir üslupla, fezlekelerin Meclis'e gelip gelmediği tartışılırken "Meclis soruşturması isteyin, siyasi sonuçları da olur, siz nasıl muhalefetsiniz" diye yol bile gösterdi.

Aslında fazla da söylenecek bir söz yok, böyle dökülen bir iktidar her muhalefete nasip olmaz, ama tabii ciddi muhalefet yapma kapasiteniz ve niyetiniz var ise.