Bu kadar zor mu!
Mutlaka kazanmamız gereken Kazakistan karşısına çıkıyoruz. Rakipte bırakın uluslararası olmayı, vasat düzeyde bile futbolcu yok. Top bizde gibi görünüyor, ancak bireysel yeteneklerimizi bir türlü planlanmış takım oyununa çeviremiyoruz. Oysa Kazakistan bile hazırlanmış bir oyun planı içinde ve seyrek de olsa pozisyon buluyorlar. İlk yarının nasıl boşa harcandığı ortada.
Savunmada Gökhan Gönül, Serdar Aziz ve Semih’in solunda Hakan Balta tercih edilmişti. Savunmamızda Gökhan Gönül’ün dışında oyuna katkısı olan yoktu. Yani pasiftiler. Nitekim son çeyrek bölümde Semih çıktı, Hakan Balta ortaya geçti, Emre Taşdemir oyuna alında. O sol tarafa biraz hareket getirdi. Orta alanda ise Ozan Tufan, Mehmet Topal, Selçuk İnan vardı. Bu bölgede daha göze batan Mehmet Topal’ın çıkartılmasını anlamadım.
Belki Volkan Şen’in sağ kanada alınarak rakibin katı savunmasını açmak için hamle doğru, değişen yanlış oldu kanaatindeyim. İleride Burak’ın solunda Arda, sağında Hakan Çalhanoğlu düşünülmüştü. Hakan kanat gibi oynamayı benimseyemedi. Arda ise topla çok oynadı, kendini yordu. İlk yarının sonlarında bireysel güzel hareketleriyle önünü açık kaleci ile karşı karşıya kaldı. Ancak onun klasında bir futbolcu o pozisyonda şut atacağına bir köşeye plaselemeliydi. Nitekim kaleci topu çeldi.
Dakikalar ilerledikçe gol atamamanın sıkıntısı daral getirdi. Bekleneni veremeyenlerden Ozan Tufan’ın yerine de Umut oyuna alındı. Oyunu tümüyle rakip alana yıktık, adeta ceza alanı içindeydik. Ama ataklar iman gücüyle olduğundan net pozisyonlarda son vuruşlar rahat olmadı ve golle sonuçlanamadı. Hele Burak’ın direkten dönen şutu saç baş yoldurdu. Ümitlerimizin azaldığı bir anda Gökhan Gönül sağdan sayısız gelişlherinden birinde ortaladı. Ceza alanı içinde yakalayan Arda müthiş vurdu ve şanssızlığı kırdı. Böylece umudumuzu sürdürdük.