21 Kasım 2024 Perşembe
İstanbul 19°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Bu kez sert kayaya çarptı

Burçak Evren

Burçak Evren

Gazete Yazarı

A+ A-

Bir kaşık suda fırtınalar estiren Antalya Film Festivali’nden sonra bu kez de Ankara Film Festivali’nde benzer şansını zorlayan “Kanun Hükmü” filmi yine benzer olayları hedeflerken bu kez sert kayaya çarparak, deyim yerinde ise gerçek yüzünü ortaya koydu.

Sinema festivalleri yeni yapılan filmlerin bir açıdan görücüye çıkıp, birbirleriyle yarıştıkları, jüriler karşısında kendilerini sınayıp ödüllendirildikleri etkinliklerdir. Festivallerde ödül almak kadar katılmak, yarışmak da önemli bir yer tutar. Kimi zamanlar en iyi filmler değil de, şanslı olan filmler öne çıkıp ipi göğüslerler. Bu da çok doğaldır. Aynı filmlerin, değişik jüriler karşısında değişik ödüllendirmelere sahip olması, jürilerin sinemaya ilişkin bilgi ve birikimlerinden daha çok, sanata ilişkin değerlendirmelerin farklılığından ya da zenginliğinden kaynaklanır.

Ulusal film festivallerimizden bazıları –hadi açıkça belirtelim mesela Antalya Altın Portakal Film Festivali- filmlerin yarışmasından daha çok, sinema alandaki ödeşmelerin arenası yapılmak istenmektedir. Ne yazık ki, festivalin saygınlığını zedeleyen bu tür girişimler, yalnızca amaçlarına ulaşmakla yetinmezler, aynı zamanda taraftar da toplayarak festivalin geleceğini de tehlikeye sokarlar.

Malatya Film Festivali bu tür girişimlerin kurbanı oldu. Artık yapılmıyor. Antalya Film Festivali ise zaman zaman bu tür dalgalarla boğuşmasına karşılık epeyce yara alamaya devam ediyor. Sanırım, ilkelerini belirleyip, kurumlaşamadağı sürece de almaya devam edecek.

Antalya Film Festivali’nin ertelenmesine –belki de bu yıl yapılmamasına– neden olan “Kanun Hükmü” filmi ise sözünü ettiklerimizin en taze örneklerinden biri. Antalya’daki benzer olayı, bu kez Ankara Film Festivali’nde bir başka yöntemle yinelemek isteyince deyim yerinde ise duvara çarptı. En ateşli taraftarları bile onu bu kez yalnız bıraktı.

Olay ise Ankara Film Festivali’nin açıklaması ile özetle şöyle oldu:

"1 Eylül 2023 - "Kanun Hükmü" filmi 1 Eylül 2023'te Ulusal Belgesel Film Yarışması'na başvurdu. 20 Eylül 2023 - Başvurular tamamlandı. Proje kooridnatörü, başvuru yapan 105 filmin teknik koşullarını inceledi. Değerlendirme sonucu 98 film, öğretim üyesi ve belgesel film yönetmenlerinden oluşan, bağımsız üç kişilik bir ön jürinin değerlendirmesine sunuldu.

23 Eylül 2023 - Koordinatörümüz, filimin yönetmeni Nejla Demirci'ye 'Belgesel filminiz için ilettiğiniz şifreyi izleme linki kabul etmiyor. Kontrol edip doğru olan izleme linkini ve şifreyi bize iletebilirseniz seviniriz. Bilginize' diye e-mail attı.

29 Eylül 2023 - Ön jüri izleme bağlantısına yine erişemedi. 5 Ekim 2023 - Ön jüri değerlendirmesini yaptı ve 105 başvurudan yönetmenlik şartlarına uygun 98 belgesel film içinden 8 belgesel filmi, anlatım özellikleri, yaratıcılıkları, teknik yeterlilik, konularındaki özgünlükleri neticesinde yarışmaya değer buldular. 6 Ekim 2023 - Saat 16.01'de yönetmen Necla Demirci aradı. Açtım. 'Ee şimdi ne olacak? Ne yapmayı düşünüyorsunuz?' dedi. Şaşırdım çünkü ön jüri finalistleri belirlemişti.

Sonuç olarak film ön elemeyi geçmiş, finale kalmış ve ardından yarışmadan çıkarılmış değildir. İzleme linki erişime kapalı olduğu için ön jüri filmi değerlendirememiştir. Bu nasıl 'sansür' olabilir ya da böyle bir değerlendirme yapılabilir? Art niyetli, gerçek dışı ve hem festivalin kimliğini hem de kamuoyunu yanıltan bir tutum söz konusudur. Festival emekçilerine, finalistlere, jüri üyelerine, sinema izleyicilerine şu an büyük bir saygısızlık yapılmıyor mu?"

Kısacası yalnızca yasaklamalara değil, festivalleri kendi çıkarları için kullananlara da karşıyız...

Kim mi bunlar? Dün Antalya’yı boykot edip de, gelecek aylarda hiç bir şey olmamış gibi yapılması düşünülen festivalin yolunu tutacaklar...