09 Ocak 2025 Perşembe
İstanbul 16°
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Bu toplum nelere tanık oldu -(TAMAMI)

Kurtul Altuğ

Kurtul Altuğ

Eski Yazar

A+ A-

Günün birinde CHP ile ilgili bir konuyu önüne getiren Recep Peker:

“Paşam neden Cumhuriyet Halk Partisi yazıyorsunuz? Benim partim yazsanıza” demiş. Mustafa Kemal Paşa şu kısa yanıtı vermiş:

“-Cumhuriyet Halk Partisi’nin (veya fırkasının benden sonra benim partim olarak kalacağını nereden bilebilirim?”

Recep Peker anlatıyor ki: “Öngördüğü devrimler kendisinden sonra acaba gerçekleşebilir miydi?” düşüncesi buydu.

Evet; Gazi gerçekçiydi. Nitekim ölümünden yıllar sonra 3 Mayıs 1969’da Maltepe Camii’nde Yargıtay Başkanı İmran Öktem’in cenaze töreninde olaylar çıktı. Bir grup mürteci cenaze namazının kılınmasını engellemeye çalıştı. Camii görevlileri görevlerini yerine getirmekten acizdiler. Olaylar sırasında Kara Kuvvetleri Komutanlığı Topçu Dairesi Başkan Vekili Tuğgeneral Nabi Alpartun, saldırganlar arasında kalan CHP Genel Başkanı İsmet İnönü’yü korumak için tabancasını çekti, İnönü CHP İl başkanı Rauf Kandemir’e “namazı kılınacak, namaz kılınmadan gitmem” demişti.

Atatürk bugünleri görmüş

Laiklik ilkesi daha o tarihten itibaren saldırı altındaydı. (KA. Atatürk ve Cumhuriyete saldırılar, Syf:422)

27 Mayıs’ın Adalet Bakanı Abdullah Pulat Gözübüyük’ün ağabeyi İzzet Gözübüyük Öktem’in namazı kıldırdı. Bu olay İsmet İnönü’nün deyimiyle “kesin ölçüde bir 31 Mart vakasıydı.”

Geçmişte yaşananlar bugüne nasıl geldiğimizi anlatmaya yeter mi bilemem fakat, gerçekçi Atatürk sanki partisinin gelecekteki halini daha o günlerden görmüş.

Cumhuriyet’in ilanından sonra geçen 89 yıl içinde bu toplum nelere tanık oldu da, 27 Mayıs’ın hemen arkasından 9 yıl sonra cereyan eden bu irtica provasını unuttu gitti. Şimdiki yeni CHP’ye bir bakınız bu partinin artık Atatürk’ün “benim partim” diye kendisine soru soran Genel Sekreteri’ne verdiği yanıtı doğrulamıyor mu?

O koltuğa bir komployla oturtulan Bay Kılıçdaroğlu’nun hakkında bana gelen mektupları yazsam bir kitap olur. AKP 4+4+4 yasasını nasıl çıkarttı?

Atatürk’ün kılık kıyafet devriminin yozlaştırılması ve türbanın Çankaya’da arzı endam etmesi sadece CHP’nin mi yoksa Cumhuriyet’e karşı toplumsal duyarlılığımızın, Atatürk sevgimizin korku imparatorluğunun sisleri arasında kalmasından mı?

Adım adım karşı devrim

Gözcü Gazetesi’nde yazıyordum. Rahmetli Erbakan Başbakandı. O zaman yayında olan HBB TV kanalında Osman Arolat’ın bir programında konuktum. Posta yazarı olan sonra Radikal’e geçerek yön değiştiren AB’ci şimdi de Hürriyet’in gözdelerinden İsmet Berkan ile tartışıyorduk. Ben Atatürk’ü savunuyordum, gazeteye geldiğimde telefonla arandım tanımadığım biri programı seyretmiş olmalı ki kızgındı ve bana: “Biz sizi 70 yıl çektik şimdi siz bizi çekeceksiniz!” diyordu. Önemsemedim çünkü Türkiye’deki demokratik rejimi koruyan ve kollayan kuvvetlerle cumhuriyetçiler el ele kol kola rejime sahip çıkıyorlardı...

2007 Ekim’inde Harp Akademileri’nde bir konuşma yapan Org. Büyükanıt şöyle diyordu:

“...Bunları söylemek zorundayım. Bu sözlerimden alınan ülkeler varsa bu onların sorunudur. Terörle, sözle değil özde mücadele hiçbir zaman gerçekleşmedi. Terör örgütünün sözde siyasi uzantılarının Türkiye’deki faaliyetleri dikkat çekicidir. Terör örgütüne terörist diyemeyen, terör örgütü mensuplarını kardeşlerimiz diye tanımlayanlar vardır. TSK’ya bölücü diyen bir zihniyetle karşı karşıya bulunmaktayız. Üzüntüyle söylüyorum bunlar son zamanlarda Silahlı Kuvvetlere yapılan ve etik olmayan saldırılardır. Bu saldırılar yalnız ülke içinden değil ülke dışından da gerçekleştirilmektedir...”

Şimdi 252 general ve sayısız subay hapishaneleri mesken tutmuş terörle mücadelenin hesabını veriyor! Hatta içlerinde bir de Genelkurmay Başkanı var.

O tarihteki Büyükanıt’ın tanımlaması doğru fakat mücadele azmi yok. O Genelkurmay Başkanı şimdi özgür bir general olarak dolaşıyor.

Türkiye artık Gazi’nin bıraktığı bağımsız ülke değil!

Ülkedeki bu koşullarda CHP hala o partiyi hala Atatürk’ün CHP’si olarak ilan edebiliyor? İktidarın yolundan giden bir CHP içinde birileri ayağa kalkıp: “Siz. Efendiler Atatürk’e ihanet ediyorsunuz, Cumhuriyet elden gidiyor” diyecek cesareti bulamıyor. Umudum; CHP’nin yeniden düzenlenip Atatürk’e layık bir parti olabilmesi ve ciddi bir içtenlik ve cesaretle Cumhuriyeti korumak ve kollamak görevini üstlenen İP ile omuz omuza halkımızın görevi devam ettirmesidir.