Buğday fiyatı ne olacak?
Attila İlhan'ın, “Mustafa Kemal'in Sofrası” şiirinde söylediği gibi ...“sofraya buyurun sofraya / buğday konuşacağız”...
Tahıl üreticisi buğday fiyatı bekliyor. Fiyat geçen yıl haziran ayının ilk haftasında açıklanmıştı. Bu yıl da benzer bir beklenti hakim. Hatta Cumhurbaşkanı'nın (28 Mayıs'ta hangi aday seçilirse) 31 Mayıs'ta yapılacak Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı ve Yönetim Kurulu seçimlerine katılarak buğday taban alım fiyatını açıklayacağı öne sürülüyor. Geçen yıl sert ekmeklik buğdaya ton başına 6 bin 50 lira ve 1000 lira prim olmak üzere alım fiyatı açıklanmıştı. Bu sene için ise beklentiler yüksek olsa da dünyada düşen buğday fiyatları dikkate alındığında 7.5-8 TL (Son yıllardaki ortalama değer 350 dolar hesabı ile) arası bir fiyat konuşuluyor. Elbette bu fiyat üretici memnun etmeyebilir. KKTC Girne'de düzenlenen TUSAF Kongresi'nde sohbet ettiğimiz un sektörü paydaşları yapılacak taban alım fiyatlarında ilave 1 TL de kamu desteği verilmesi gerektiğini belirtiyorlar. Bunun yanında devlet desteğinin sadece Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) eliyle yapılan alımlarda değil özel sektör alımlarında da verilmesi gerektiğini savunuyorlar.
11 LİRA GERÇEKÇİ Mİ?
TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) Adana Şube Başkanı Feyzullah Korkut, buğdayın üreticiye 10.58 liraya mal olduğunu, taban fiyatın, maliyet enflasyonuna karşı en az 11 lira olması gerektiğini açıkladı. CHP Sözcüsü Faik Öztrak da bu hafta yaptığı açıklamada, “Türkiye’nin ürettiği buğday kendine yetmiyor. Her yıl 10 milyon ton buğday ithalatıyla üretim açığı kapatılıyor ve biz üretip kazanacağımıza milletin parası eloğluna gidiyor. Sonunda tabi ki dövizlerde bitiyor. Adana tarafında hasat başladı. Ama ortada hala bir taban fiyat yok. Zor durumdaki çiftçi elindeki ürünü, tüccara ucuza kaptırıyor. Seçim falan demeyin buğday fiyatını bir an önce ilan edin. Buğday fiyatı 11.5 liranın, fark primi de 1.5 liranın altına düşmemeli.” dedi.
Elbette üreticinin memnun olması ekimi artırması için fiyat ne kadar yüksek olursa o kadar iyi. Fakat bir de piyasanın gerçekleri var. Buğday fiyatı belirlenirken un üretici de düşünülmeli. Esasen un üreticisinden çok fırın esnafı ve bizim gibi yoğun ekmek tüketen toplumlarda vatandaş bütçesi düşünülmeli. Geçen yıl hazirandan beri una zam yapılmadı. TMO sektörü yönetti. Yeni fiyat açıklanınca una da zam gelecek. Ekmeğe zam da gündeme gelecek. O bakımdan fiyatın hem enflasyonu artırmayacak hem de üreticiyi küstürmeyecek bir seviyede olması gerekecek.
NEDEN İTHALAT YAPILIYOR?
Gelelim Türkiye'nin buğdayda kendine yetmediği kısmına. Bu söylem doğru değil. Kuraklığın yaşandığı geçen birkaç yıl haricinde Türkiye iç tüketim kadar yerli üretime sahip. Fakat Türkiye dünyanın en büyük un, en büyük ikinci makarna ihracatçısı. Bu ihracatın yapılabilmesi için ham maddeye ihtiyaç duyuluyor. Bu şekerde de böyle. Türkiye dünyaya on binlerce ton şekerli ürün ihracatı yapıyor. İçerdeki şeker üretimi kendimize yetiyor ama ihracata çalışan sanayici için ilave şeker dışarıdan alınıyor. Hatta dışarda fiyat pahalı olur da içerdeki üretim fazla olunca ihracatçıya da içerden şeker tedariği artıyor. Yani Öztrak'ın ithalat söylemi eksik.
İhracata çalışan dışa açık bir pazar olunca dünya ile rekabet de gündeme geliyor. Bu yüzden içerdeki taban fiyatların küresel fiyatlarla arasında uçurum olmaması gerekiyor. Diğer yandan maliyete ilişkin bilgiyi “Buğdayda rekolte iyi devir stokları yüksek” başlıklı haberimizde vermiştik.
FİYAT GECİKTİ Mİ?
Şu günlerde küresel buğday fiyatı ton başına 245-250 dolar seviyelerine kadar düştü. Dün itibarıyla dolar 20 TL oldu. Buna göre kilosu 5 TL'ye geliyor. Kapalıçarşı ve döviz büfelerinde dolar kuru 21 TL. Bu kuru dikkate alırsak 5.25 TL ediyor. Buna göre 7.5-8 TL'lik taban fiyatı makul görünüyor.
Peki, hasadın başladığı ancak fiyatın açıklandığını söylemleri ne kadar doğru? Bir defa hasat henüz başlamış değil. Özellikle Hatay, Adana gibi bölgelerde ikinci ürünün ekildiği yerlerde erkenci buğdayda hasat başlasa da burada bir hacim söz konusu değil. Bu sene bahar ayları soğuk ve yağışlı geçtiği için hasat gecikti. Fiyatın önceden açıklanması da geç kalması da sakıncalı. Alım fiyatının piyasayı düzenleyebilmesi için etki edeceği anda açıklanması ve etkili olacağı seviyede olması gerekiyor. Piyasanın gerçeklerinden uzak ve zamansız fiyat açıklanması piyasayı yönlendirmeye yetmeyeceği gibi kamunun etki gücünü de zayıflatabiliyor. Tıpkı merkez bankalarının faiz kararları ve sözlü yönlendirmeleri gibi.
'BUĞDAY SİYASETE ALET EDİLMEMELİ'
Bu yıl buğdayda 20 milyon tonun üzerinde rekolte bekleniyor. Kış kurak geçse de bahar yağışlarının fazla olması sayesinde çimlenme ve taneye sarma oranı arttı. Bir afet olmazsa hasat verimli geçecek. Geçen yıldan gelen devir stokları var. TMO bu stok seviyelerini açıklamıyor. Tahıl koridorunun da açık olması sayesinde buğdayda bu yıl bolluk senesi. Geçen yıl iyi fiyat verildiği için de çiftçi bu sene ekimi artırdı. Fiyat belli olmasa da TMO depoları alımlar için açık. Hatta özel depolara da alın talimatı verildi. Konuştuğumuz yetkililer, “Fiyattan üretici memnun olacak. Buğday fiyatı siyasete alet edilmemeli.” diyor. TMO geçen sene son 25 yılın en yüksek hububat alımını yaptı. Tunceli'den de 1976'da sonra ilk kez alım yapıldı. Konuştuğumuz bir yetkili, Trakya'da sohbet ettiği üreticinin geçen seneki fiyat sayesinde, “Babaeskili bir buğday üretici beş yıllık borcumu kapattım.” dediğini aktardı.
'İLK BAŞTA SIZLANMA OLACAK'
TMO geçen süreçte uygun fiyatlı buğday satarak un fiyatlarını sabitledi. Ekmekte unun maliyeti yüzde 30. Un üreticisi çok para kazanmıyor ama dengeli kazanıyor. Dünyada gelişmiş ülkeler bile ekmeği çeşitli yöntemlerle sübvanse ediyor. TUSAF'ta konuştuğumuz yetkililerin aktardığına göre, kimi unu, kimi buğdayı, kimi de enerji desteği veriyor. Cenevre'de yapılan Dünya Tahıl Konferansı'nda Türkiye örnek gösterilmiş. Şikago borsasında yapılan kontrat alım satımları ise Türkiye ve çevre coğrafyasındaki fiyatları etkilemiyor. Karadeniz ülkelerindeki arz fiyatları belirliyor. Türkiye yaptığı düzenleme ile uncuya önce ihracat yap sonra gel o kısım kadar ithalat yap diyor. Böylece yurt içindeki üretici korunuyor. Buğday fiyatlarında ilk aşamada dünya fiyatları da düşük olduğu için sızlanma olacağını belirten yetkililer zamanla fiyatın oturacağını vurguladılar.