Bugün Belçika, yarın İstanbul
Belçika’daki görüntüleri izlediniz. PKK yandaşlarının örgüt paçavraları ile başlattıkları yürüyüşler, bir iki gün içinde Türklere yönelik faşist bir saldırı dalgasına dönüştü. Sosyal medya üzerinden örgütlenen PKK’lı çeteler, ellerinde silahlar ve yangın bombaları ile Türklerin yoğun olarak yaşadığı mahalleleri bastılar. Dükkanları, kahvehaneleri, işyerlerini kundakladılar, otomobilleri yaktılar, evleri taşladılar.
Türk aileler evlerinde endişe içinde polisin gelmesini beklediler. Ancak Belçika polisi saatlerce süren olaylara müdahale etmedi. Saldırganlar ellerini kollarını sallayarak geldikleri yerlere döndüler.
ORGANİZE BİR İŞ
Eldeki veriler, olayların kendiliğinden gelişmediğini, gizli bir el tarafından bir haftadır özel olarak tırmandırıldığı gösteriyor. Olayların fitilini ateşleyen teröristler Türk vatandaşı değil, Suriye kökenliler. Almanya, Hollanda ve Fransa’dan otobüsler dolusu militan Belçika’ya taşınıyor. PKK’ya bağlı sosyal medya hesapları sürekli olarak “Gidelim Türkleri öldürelim” şeklinde yayın yapıyor. PKK tüm Avrupa’da “terör örgütü” olarak listelenmesine rağmen, bu ülkelerin güvenlik güçleri hiçbir şeye müdahale etmiyor, adeta “buyurun geçin” diyor…
Belçika, gurbetçilerimizin ezici bir şekilde anavatanı desteklediği ve Türk-Kürt geriliminin hiç yaşanmadığı bir ülke. Türkiye seçimlerinde PKK uzantısı partilerin oyu sembolik düzeyde kalıyor. Belli ki gizli bir el, Belçika Türk toplumunun huzurunu kaçırmak, gurbetçilerimizin dirlik ve düzenini bozmak için harekete geçmiş. Bu gizli elin hedefinin Belçika ile sınırlı olmadığını tahmin etmek güç değil. PKK üzerinden Avrupa’daki Kürt çocuklarını terörize edip Türk çocukları ile kavga ettirmek istiyorlar.
Peki bu kimin işine yarar dersiniz? PKK burada sadece maşadır. Asıl karlı çıkacak olan Avrupa’daki Türkiye düşmanı akımlar ve Avrupa devletleri olacaktır. AB ülkeleri uzunca bir süredir Avrupalı Türklerin Türkiye’ye olan muhabbetinden ve Erdoğan’a verdiği destekten rahatsız. Türkleri milli duyguları üzerinden kışkırtarak zayıf bir pozisyona itmeyi ve şeytanlaştırmayı deniyorlar. Başarabilirlerse onların çifte vatandaşlık, oy hakkı gibi medeni haklarına saldıracaklar. Ve bu işi de kandırdıkları, alet ettikleri mülteci Kürt çocuklarını kullanarak yapacaklar.
İSTANBUL’DA İZMİR’DE BENZER SENARYO OLABİLİR
Belçika’daki olaylar bizim seçimler için de önemli mesajlar veriyor. PKK/DEM, CHP ile kurduğu kent ittifakı sayesinde İstanbul’da ve başka büyükşehirlerde yönetime ortak olacak. Bazı ilçelerin belediye başkanlığı PKK’ya müzahir isimlere teslim edilecek. İstanbul’da ve başka şehirlerde PKK/DEM’li belediye başkan yardımcıları olacak. PKK/DEM, Batı’daki pek çok kentte meclis grubu kuracak…
Sonra bir bakmışsınız İstanbul’un İzmir’in sokaklarında PKK paçavraları ile eylem yapan, insanların dükkanlarına, evlerine saldıran tipler çıkıvermiş ortaya. Arından sokaklarda kavga ve şiddet… Hatta beki belediye araçları ile kazılan hendekler, belediye iş makineleri ile yollara döşenen patlayıcılar, milletvekili araçları ile sevk edilen Kalaşnikov tüfekler, bombalar, mahallelerde okullarda terörün hedefi haline gelen masum insanlar…
Belediye seçimi diye başladığınız iş, CHP’li kurnaz müteahhitlerin iktidar hırsı yüzünden büyük bir terör dalgasına dönüşebilir. Hem de İstanbul’un İzmir’in orta yerinde… Unutmayın, Belçika’da bu tezgahı kurup işlettikleri yer, Türklerin en güçlü olduğu, yaklaşık yüz bin Türk’ün yaşadığı Limburg vilayeti. Onun için olmaz olmaz demeyin… CHP’nin PKK/DEM sevdası bu düzeyde iken öyle bir olur ki aklınız şaşar.