04 Aralık 2024 Çarşamba
İstanbul 10°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Bulaşıcı hayvan hastalıkları (1)

Cengiz Çakır

Cengiz Çakır

Gazete Yazarı

A+ A-

Hayvan hastalıklarının sağaltımı zordur ve pahalıya mal olur. Islah edilmiş ırklardan olan damızlık hayvanlar pahalıdır. Bir gebe düvenin 50-60 bin lira olduğu düşünülürse sürü halinde hayvanın verimden düşmesi, kesilmesi, ölmesi veya itlaf edilmesi işletmeyi zora sokacaktır. Böyle bir hastalık işletmenin, bütün bir köyün veya bölgenin karantinaya alınmasını gerektirir. Nitekim şap hastalığı nedeniyle 205 köyün karantinaya alındığı ve birçok hayvan pazarının kapatıldığı basına yansımıştır.

Bu yazının konusu “haber verilmesi zorunlu” bulaşıcı hastalıklardan biri olan “şap hastalığı” dır. Eş anlamlı olarak halk arasında “tabak” da denir.  Sunulan bilgiler Tarım ve Orman Bakanlığı İzmir Bornova Veteriner Kontrol Enstitüsü'nün sayfasından özetlenmiştir (Bkz.1).

ETMENİ

Şap; çift tırnaklı hayvanlarda ani gelişen ve çok bulaşıcı olan, virus kaynaklı bir hastalıktır. Hastalığın en belirgin yayılma yolu havada bulunan virusun solunum sistemi ile alınmasıdır. Bulaşık veya kuluçka dönemindeki hayvanlar solunum, deri, salgı ve atıklar, süt ve sperma ile virusu saçmaktadır. Hastalık, bulaşık hayvan ürünleri, bulaşık gereç ve aletler, insan, yabani hayvanlar, kuşlar, rüzgâr ve taşıt araçları ile de bulaşabilmektedir.

Virus çevre şartlarına oldukça dayanıklıdır. Yapağıda 24 gün, sığır derisinde 4 hafta, samanda 15 hafta, kepekte 20 hafta, toprakta 4 hafta, kuru ot ve danede 5 ay süreyle bulaşma yeteneğini koruyabilmektedir.

Yüksek sıcaklığa dayanıksızdır.  Ancak düşük sıcaklık derecelerine ve ani donma ve çözülmelere karşı oldukça dayanıklıdır. Bulaşık karkaslarda +4 C de 24-48 saatte hızla etkisizleşir. Kan, kemik iliği, lenf bezleri ve iç organlarda uzun süre dayanabilir ve ani dondurulmuş iskelet kaslarında uzun süre etkin halde kalabilir. Kimyasal etkenlere karşı dayanıksız olan şap virusu, asit ve alkali şartlarda kısa sürede etkisizleşmektedir.

BELİRTİLERİ

Sığırlarda ateş, iştahsızlık, depresyon ve süt veriminde azalma ilk bulgulardır. 24 saat içerisinde salya akışı başlar ve dil-dişetinde kesecikler şekillenir. Keseciklere tırnak aralarında, meme derisinde, ağız ve burun mukozasında rastlanabilir. Keseciklerin yırtılması sonucu geniş yaralar şekillenebilir. Dildeki yaraların genellikle birkaç günde iyileşmesine karşın, ayaklardaki ve burun bölgesindeki yaralarda çoğunlukla ikincil bakteri bulaşmaları olur. Sonuçta zatürrie veya meme iltihabı (mastitis) görülebilir, tırnak düşebilir.

Klinik bulgular şap hastalığı şüphesi yaratmakta, ancak kesin tanı laboratuvar incelemeleri sonucunda konulmaktadır. Ayırıcı tanıda; topallık, mukozal erozyonlar, salya, burun akıntısı ve meme lezyonlarına yol açan enfeksiyonlar göz önünde bulundurulmalıdır.

SEYRİ

Hastalık koyun ve keçilerde daha hafif seyreder. Koyunlarda genellikle topallık şeklinde ortaya çıkar ve süreklilik gösterir. Ağızdaki yaralar sığırdakilerden daha küçük ve daha kısa sürelidir. Genellikle hastalığın yol açtığı ekonomik kayıplar sığırlarınkinden daha düşüktür ve hastalık bulguları ancak dikkatli bir gözlemle belirlenir. 

Şap hastalığında ölüm oranı düşüktür. Hastalığın bulaşma oranı yüksek olup, et ve süt verimlerindeki hızlı düşüşe bağlı ekonomik kayıplar önem taşımaktadır.  Hastalık sütçü sürülerde süt veriminin duraklaması ve sıklıkla meme yangısı (mastitis) oluşması sonucu süt üretiminde % 25 civarında azalmaya yol açmaktadır.  Etçi sürülerde ise gelişmenin gecikmektedir.

MÜCADELE

Ülkemizde şap hastalığı ile mücadelede aşılama ve karantina yöntemi kullanılmaktadır. Ancak hayvan hareketlerinin çok fazla oluşu, doğu ve güneydoğu sınırlarımızdan kaçak hayvan girişleri, endüstriyel hayvancılığa geçilememesi ve çiftçimizin yeterince bilinçlenmemiş olması mücadeleyi güçleştirmektedir. En akılcı yöntem koruyucu önlemleri almaktır.

YETİŞTİRİCİLERİN ALACAĞI ÖNLEMLER

  • Ahır girişlerinde şap hastalığına etkili dezenfektanlar (örn: sitrik asit veya sudkostik) ile ıslatılmış paspasların sürekli bulundurulması,
  • Ahırlara hayvan bakıcılarından başka kimsenin sokulmaması, bakıcıların da iş giysileriyle girmesi,
  • Sağım öncesi ellerin, sağım makineleri ve memelerin temizliğine özen gösterilmesi,
  • Yeni hayvanların 15 gün süre ile karantinaya alınması,
  • Hayvanların bulaşık meralara gönderilmemesi,
  • Bulaşık bölgelerden ot, saman, karmayem alınmaması,
  • 4-6 ayda bir aşıların düzenli yaptırılması şeklinde sıralanabilir.

Şap hastalığının görüldüğü anda yetkililere haber verilmesi zorunludur. Köylerin girişlerindeki bulaşıcı hastalık olduğuna ilişkin uyarı işaretlerine dikkat edilmelidir. Resmi kuruluşlarının yönergelerine uyulmalıdır.

Kaynak: https://vetkontrol.tarimorman.gov.tr/bornova/Menu/76/Sap-Hastaligi