Bulgaristan ve Türkiye sınırına duvar
Avusturya Başbakanı Karl Nehammer İçişleri Bakanı Gerhard Karner’i de yanına alarak, Bulgaristan’a 23 Ocak 2023 tarihinde bir ziyarette bulundu. Bilindiği gibi Avusturya ile Bulgaristan'ın arasında diplomatik bir soğukluk bulunmaktaydı. Bu soğukluğun nedeni Avusturya’nın Romanya ve Bulgaristan'ın Şengen’e dahil edilmesini geçtiğimiz yılın aralık ayında veto etmiş olmasıydı. Bu vetoyla her iki ülke de Şengen sınırları dışında kalmıştır. Nehammer, Avusturya’ya düzensiz göçün durmadığı sürece almış oldukları veto kararlarının arkasında duracaklarını ifade etmişti.
Avusturya’nın düşüncesine göre 2022 yılında 100.000 düzensiz göçmen gelmiş. Ülkenin İçişleri Bakanlığına göre ise bu göçmenlerin yüzde 40’nın Türkiye’den Bulgaristan üzerinden Avusturya'ya geldiği biçimindedir. Bu göçmenlerin çoğunun Afgan, Suriye, Fas, Mısır ve Somali kökenli olduğu da ayrıca belirtilen başka bir noktadır. Bulgar göçmen konusunda uzman Tihomir Bezlov sayıların doğru olmadığını belirttikten sonra, Avusturya tarafından düzensiz göçmen sayısını yeniden yeniden gözden geçirilmesini talep etmiş olduğu ve Avusturya’nın da bu talebi ret ettiği ulusal basında dile getirildi.
Avusturya, Bulgaristan ile arasındaki soğukluğu bertaraf etmek için gittiği ziyarette basına yansıdığı kadarıyla insan kaçakçılığına karşı mücadele ön konu olarak ele alınmış. Avrupa'ya kaçak yollardan insan geçirme ve düzensiz göç Bulgaristan`da iki ülke arasındaki görüşmenin ana konusu olur da, Bulgaristan Türkiye sınırı görüşülmeden olur mu? Türkiye’den Bulgaristan’a geçen göçmenlerin orada kalmak yerine, orta Avrupa ve Batı Avrupa ülkelerine gitmek hedefindedir. Bu ülkelerden birisinin de Avusturya’da olduğu Nehammer tarafından dile getirilir. Bulgaristan ile insan kaçakçılığı ön görüşmesi sonrasında, Bulgar sınırdaki durumu yerinde görmek ve değerlendirmek için Nehammer helikopterle Bulgar Cumhurbaşkanı Rumen Radev ve İçişleri Bakanı İvan Demerşiew ile sınıra giderler. 236 kilometre uzunluğundaki Türkiye ve Bulgaristan sınırında bariyerlerin insan kaçakçıları için herhangi ciddi bir engel teşkil etmediği tespit edilir. Ve acilen çeşitli çalışmaların gerekli olduğuna dair karşılıklı mutabakata varılır.
Avusturya Başbakanı Nehammer ve Bulgaristan Cumhurbaşkanı ortak bir basın toplantısı düzenlerler ve sınırların yeniden düzenlenebilmesi için “Bulgaristan’ın AB’den iki milyar avro destek verilmelidir” vurguları öne çıkar. Avrupa Birliği Bulgaristan’a “acilen ciddi destek sağlamalıdır” ki, “Sınır duvar; tel örgü, kamera ve dronelerle güçlendirilmelidir” bunun için de “AB’nin uygulamalarında değişikliğe gitmesi şarttır” denilir. Görüşme bu çap ve çerçeve kapsamında yapılırken, ana tema Avrupa’nın Türkiye’ye sınırı güvenli değildir, kalın ve aşılmaz bir duvar örülmelidir.
Bu konu Avusturya’da çeşitli çevreler tarafından ülkede yaşayan Türklere duyurulmak istendi. Bu çevreler, AB'nin Bulgaristan Türkiye sınırına duvar örmek istemesi Türkiye'nin suçu günahıymış gibi Avusturya'da yaşayan Türklere “100 yıllık Türkiye’nin hali” diyerek olumsuz bir yansıtmaya girdi. Yurt dışında yaşayan gurbetçinin daha çok morale ihtiyacı varken, çeşitli zamanlarda, farklı konularda dönem dönem onların moralini aşağılara çeken haberler yorumlar gündeme getirilmekte. Avrupa yıllardır başta Akdeniz, Ege Denizi olmak üzere Afrika ve Asya’dan gelecek düzensiz göçmenlere engel olmak için kilometrelerce uzunluğunda ve metrelerce yükseklikte duvarlar ördü ve hala örmekte. Türkiye'nin Bulgaristan ile komşuluğundan dolayı da doğal olarak sınırı bulunmaktadır. Avrupa Birliği bir kale oluşturmak için 236 kilometre olan Türkiye Bulgaristan sınırına metreler yüksekliğinde duvar ördürme konusunda "100 yıllık Türkiye'nin" burada suçu günahı nedir sahi?
Beton duvar örülmemiş olsa bile son kırk elli yıl içerisinde vize duvarları konulmamış mıydı? Vize uygulanmadığı dönemlerde bile bu gizli duvar vardı. Avusturya’nın vize uyulamadığı zamanlarda bir kaç defa Viyana’da çalışan babamın yanına gelmek istemiştim. Her defasında sınırda polisin duvarı ile karşılaşmıştım. Her defasında cebimdeki para miktarını sormuşlardı bana. Her türlü masrafımın karşılandığını gösteren noter tastikli belgelere ve gösterdiğim paraya kaba bir Almanca ile “nix nix” diyerek Yuguslavya’ya geri çevirdiklerini hala hatırlarım.
AB'nin tek taraflı olarak yapmış olduğu bir şeyi 100 yıllık Türkiye’ye bir negatiflik olarak yansıtan arkadaşlara sözüm şudur: Türkiye’yi günümüzde idare edenlere karşı laf ederken düşünelim derim. Siyasiler geçicidir, kalıcı olan Türkiye Cumhuriyeti’dir. Mustafa Kemal'in söylediği gibi “Cumhuriyet ilelebet payidar kalacaktır”, onun için 100 yıllık Türkiye’nin muhalefeti veya iktidarı kim olursa olsun, Türkiye Cumhuriyeti Türk milletinindir.