Bunlar insan içine nasıl çıkacaklar?

Türkiye’yi içeriden fethetmeye çalışan Fethullahçılar, işe Necip Hablemitoğlu, Ahmet Taner Kışlalı, Danıştay saldırısı ile başladılar. Peşinden Trabzon’da Rahip Santoro öldürtüldü. Sonra sıra Hrant Dink’e geldi. Zirve Kitabevi saldırısı da bu komplonun bir parçası idi. Yargının örgüt adına operasyon yapması da Van’da Şemdinli Kitabevi davası adı altında başlatılmış ve TSK hedef tahtasına konulmuştu.
Buna İstanbul’da ele geçirilen el bombaları ayrı bir hız kattı. Ergenekon tuzağı böyle kuruldu. FETÖ’cü ve AKP’ci basın el bombaları yakalandığını yazıyor, TV’ler bunu duyuruyordu ama ortada o bombalar yoktu. İşin garibi o el bombaları asla kanıt olarak ortaya konulamadı ama varmış gibi işlem yürütüldü. Kamuoyu olmayan belgeler, kanıtlar, tanıklar varmış gibi kandırılıyordu.
FETÖ’NÜN OĞULLARI-GELİNLERİ DEVREDE
İşte burada Fethullah’ın gelinleri ile oğulları devreye girdiler. Bunlara 2007 Kasım ayında bir de yalan makinesi bir gazete verildi: Taraf... Başına Türk düşmanı, Türkiye düşmanı, cumhuriyet düşmanı müfteri Ahmet Altan oturtuldu. Ankara’daki CIA elemanlarının Fethullahçı polis şefleriyle birlikte hazırladıkları yalan haberler ve sahte operasyonlar buradan kamuoyuna sunuldu. Tam bir kara propaganda makinesi gibi işletildi bu komplocuların gazetesi. Buna Sabah, Yeni Şafak, Star, Akit gibi AKP gazeteleri tam destek verdiler. Buralarda köşe yazarı olarak çalışanlar FETÖ projelerinin propagandasını yaptılar. Psikolojik harp elemanı gibi çalışanların arasında kimler yoktu ki... Başta bizi mahkemeye veren Şamil Tayyar... Nagehan Alçı, Nazlı Ilıcak, Ahmet-Mehmet Altan, Cengiz Çandar, Hasan Cemal, her devrin adamı Oral Çalışlar, Ali Bayramoğlu, güya Prof. Murat Belge, AKP’nin mayın eşeği olduğunu itiraf eden Prof. Baskın Oran, FETÖ tamtamcısı Aydın Engin... Işıkçılar denilen Amerikan severler... Antikomünizm üstünden Amerikancılık yapan Akitçiler...Ve bunlara benzeyen onlarca gelin veya oğul... Akrep yuvası Taraf’tan gazeteci diye piyasaya sürülen FETÖ ajanlarını saymıyorum bile... Örgütün yılmaz savunucusu oldular... Bu amaçla Hrant’ın Arkadaşları diye topluluk oluşturup FETÖ’nün işlettiği cinayetleri Atatürkçülere, milliyetçilere yıkmaya çabaladılar. Öyle ki her devrin kadın yazarı Nagehan Alçı, kendisini FETÖ savcısı yerine koyup bu komploya karşı yazılar yazan Emin Çölaşan’ın yargılanmasını istedi. Kocası Rasim, FETÖ’nün polis müdürü ve Hrant Dink cinayeti zanlısı ile Ali Fuat Yılmazer ile senli benli oldu, ondan fikir alıp yazılar yazdı. Ahmet Altan, içlerinde benim de bulunduğum 140 aydını darbeci gösterip mahkum ettirmeye kalkıştı.
Ve bu süreçte AKP iktidarı gazete ve TV’lerdeki bu psikolojik harp elemanlarını destekledi; onları paraya boğdu...
AK FETÖCÜLER EL ÜSTÜNDE
Şimdi geldiğimiz noktada FETÖ büyük ölçüde mahkum oldu ama bu örgütün medyadaki paralı elemanları ortalıkta hiçbir şey olmamış gibi dolaşıyorlar. Düşünün ki Ahmet Altan bile Taraf Gazetesi’nde yaptığı rezillikler yüzünden değil 15 Temmuz’la ilgili bilinçaltı mesaj vermekten suçlanıp tutuklandı. Futbol dünyamızdaki FETÖ’cüler aynı biçimde TV’lerde konuşup durmaktalar.
Yani yargımız, halen FETÖ’nün propaganda elemanlarına dokunabilmiş değil.
Peki medyadaki bu kripto FETÖ’cüleri kim koruyor?
Çok açık: Bugünkü AKP iktidarı...
Dünün başbakanı Binali Yıldırım ikide bir Ergenekon’dan söz etmiyor muydu?
Yandaş yazarlar, gazeteciler halen o havada değiller mi?
Bunların derdi FETÖ metö değil, önemsiz FETÖ’cüleri yargılayıp hesap sorma havası veriyorlar. Bu aracı kullanarak Türkiye Cumhuriyeti ile hesaplaşmaya devam ediyorlar. Tek dertleri var: Laik cumhuriyetin simgesi Gazi Mustafa Kemal Atatürk... Belediyeleri, STK’ları, televizyonları, parti teşkilatları Büyük Atatürk’le uğraşmayı birinci iş bellemişler... AKP’den ödül almak peşindeki soysuz takımı da Atatürk heykellerine saldırarak kendini göstermeye çalışıyor.
Yeni Türkiye dedikleri gerici Türkiye budur işte.