22 Kasım 2024 Cuma
İstanbul
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Bunları ‘Ekonomi’ götürecek! (IV)

Ufuk Söylemez

Ufuk Söylemez

Eski Yazar

A+ A-

Okurlarımız hatırlayacaklardır, son iki yılda "Bunları Ekonomi Götürecek" başlığıyla 3 ayrı yazı kaleme almıştım bu köşede.
İlki 24 Ocak 2017, ikincisi 15 Mayıs 2018, üçüncüsü ise, 12 Şubat 2019 tarihlerinde yayımlandı.
Yerel seçimler sonrasında AKP, sosyo-ekonomik ve sosyo-kültürel olarak ülkenin en önemli ve büyük şehirlerini kaybetti.
Sanayinin, esnafın, emeklinin, işçinin, işsizliğin en yoğun yaşadığı ve yaşandığı ve ekonomik krizin yükünü en ağır biçimde hisseden kesimlerin yoğun olarak yaşadığı ve AKP iktidarının 25 yıldır egemen olduğu kentler de artık "yeter" dedi.
Yerel seçimlerden önce de şöyle yazmıştım; "...Çift haneli enflasyon, çift haneli faizler ve çift haneli işsizliğe, ekonomide enflasyon içinde yaşanan durgunluğa ve daralmaya, partizanlığın ve yolsuzluk iddialarının ayyuka çıkmasına ve ağır borç yüküne rağmen, iktidarın oylarını arttırması ve/veya koruması mümkün görülmemektedir.
Kuşkusuz ki, çok kanallı ve tek sesli hale getirilen medya, partizan-militan ve cemaatçi bürokrasinin keyfi ve baskıcı uygulamaları, kaynağı ve sahibi meçhul kara para hareketlerindeki artış, hukuk devletinden uzaklaşan otoriter ve kamplaştıran söylemlerle, ekonomik gerçekler ve sıkıntılar örtbas edilmek ve popülist uygulamalarla, krizin oylara olumsuz etkisi azaltılmak istense de, artık "mızrağı çuvala sığdırmak" kolay ve de mümkün görülmemektedir..."
Bugün de aynı görüşteyim. Sokaktaki adam tedirgin ve mutsuz. Kasabından-manavına, işadamından-işçisine, KOBİ’sinden-köylüsüne, çalışanından-emeklisine kimse önünü göremiyor. Giderek derinleşen krizin ağırlığı adım adım üzerlerine çöküyor.
Ancak, görünen o ki, ekonominin içine sürüklendiği vahim halin siyasi sorumluluğu da elbette ki bugünkü siyasal iktidara fatura edildi ve edilmeyi sürdürecek.
Çünkü ekonomik kriz ve sıkıntılar her daim siyasi iktidarın sorumluluğuna bir fatura çıkartır, çıkartmıştır ve de çıkaracaktır.
Nitekim mızrak çuvala sığmadı.
Binali Yıldırım milyonların oy kullandığı İstanbul yerel seçimlerine "murdar" dedi.
Ama cevaben yükselen sesler de anlamlıydı. Ne dediler? "...kedi ulaşamadığı ciğere murdar dermiş..." İşte böyle.
Şimdi bir başka öngörümü bir kez daha paylaşmak istiyorum. Bu yerel seçim sonuçlarından sonra, AKP tek parti-tek adam iktidarını 4,5 yıl daha kolay kolay sürdüremeyebilir. Eğer bu kafa, bu politikalar ve bu ehliyetsiz-liyakatsiz kadrolarda ısrar edilirse, derinleşen ekonomik kriz, giderek toplumsal huzursuzluk ve mutsuzluğu arttırabilir ve ister istemez erken genel seçim şartlarının oluşmasına ve erken genel seçime gidilmesine neden olabilir.
Bunları ekonomi götürecek derken, nasıl isabetli ve gerçekçi bir öngörüyü ortaya koyduysak, şimdi de geniş paydada, Milli bir Mutabakat sağlanmadan, ne bir ekonomik istikrar programının, ne de bu siyasi kadronun başarı şansının artık neredeyse imkânsız olacağını öngörüyorum.
İzleyip bir kez daha hep birlikte göreceğiz bence...