Bütün bunlar tesadüf mü?

| ABD’de “şahin” ekip kritik görevlere geldi.

| “ABD’deki İsrail” güçlendi.

| Trump İran’la yaptığı nükleer anlaşmayı tek taraflı iptal etti.

SURİYE’DE

| Suriye’de Fırat’ın doğusuna “Arap ordusu” yerleştiriliyor.

| NATO müdahalesi konuşulmaya başlandı.

| DEAŞ tehlikesinin yerini İran’ın bölgedeki varlığı aldı.

| ABD, İran tehdidi geçene kadar bölgede kalacağını ilan etti.

| Suriye ve Irak’ın kuzeyine silah yığmaya devam ediyor.

| “2. İsrail”in bağımsızlık fiyaskosu telefi edilmeye çalışılıyor.

EKONOMİK OPERASYON

| Rusya, Türkiye ve İran’a yönelik ekonomik operasyon devreye girdi.

| Üç ülkede de döviz tutulamıyor.

| Ekonomik krizle iç kargaşa yaratma planı devrede.

| Irak’ta seçimler yapıldı. Katılım düşük, seçim güvenliği yok.

IRAK’TA

| Kerkük’te Arap ve Türkmen oyları çalındı.

| Kerkük’ün demografik yapısı değiştirilmeye çalışılıyor.

| Irak’ta gerilim yükseldi. Irak iç mücadele içine sokuluyor.

FİLİSTİN’DE

| ABD eş zamanlı olarak, 14 Mayıs’ta İsrail Büyükelçiliğini Kudüs’e taşıdı.

| Filistinliler ayaklandı.

| İsrail katliama başladı.

| Dünya gündemi Kudüs oldu.

FAALİYETLER ARTTI

| ABD ve İsrail’in Suriye, İran, Türkiye’deki faaliyetleri yoğunlaştı.

| Erdoğan İngiltere’ye gitti. Uluslararası finans çevreleriyle görüştü. İngiliz devletinden beklenenin üstünde ilgi gördü. Ortadoğu yemeğinin piştiği mutfakta, İngiliz istihbaratına yakın Chatham House’te konuştu.

| ...

EŞZAMANLI OLARAK

Bütün bu olaylar yaklaşık bir ay içinde yaşandı. Hepsinin arkasında ABD ve İsrail var.

Sadece bunlar mı?

Bu gelişmelerle eş zamanlı olarak Türkiye de “baskın seçime” sürüklendi.

Bahçeli yine kilit rol(!) oynadı.

Türkiye, Rusya ve İran’la birlikte hareket ederek bölgede etkili olmuştu. Seçim kararı ile birlikte iç mücadeleye yönlendirildi.

Şu anda herkes baskın seçimle uğraşıyor. Cumhurbaşkanı adayları, siyasi partiler meydanlarda. Gündem büyük ölçüde içe dönmüş durumda.

Belli ki istenen bu!

SARRAF DAVASI

Ne tesadüftür ki Sarraf davasında Hakan Atilla için verilen kararın açıklanması da aynı tarihe rastladı.

ABD’nin devlet olarak kullandığı davaların açıldığı New York Eyalet Bölge Mahkemesi Atilla’ya 32 ay hapis cezası verdi.

Türk bankalarına yönelik ceza da ayrı. Mahkeme suçu sabitledi. Şimdi ABD Hazine Bakanlığı devrede. Bir de gizlilik kararı olan dosyalar var. Yani tehdit sürüyor. Neler olacağını önümüzdeki günlerde göreceğiz.

SEÇİM SONRASI

Erdoğan seçimlerde başarılı olamazsa A, B, C planlarından söz ediyor. “Türkiye’nin önünün tıkanmasına” izin vermeyeceğini söylüyor. Açıklamaları kafaları karıştırdı. Ne demek istediği tartışılıyor.

Bu arada, seçim sonrası iç kargaşa hesapları yapanlar var.

Geçtiğimiz bir ay içinde olanlar adeta baş döndüren cinsten.

Bütün bunlar tesadüf olabilir mi?

Sizce bu işte bir gariplik yok mu?

TÜRKİYE’Yİ GÜÇSÜZ BIRAKMA

Plan belli. 24 Haziran seçimlerinde sonuç ne olursa olsun istikrarsız bir Türkiye hedefleniyor. Türkiye güçsüz bırakılarak, her istediklerini yaptırmayı hesaplayanlar var.

Durum ciddi. Ama Cumhurbaşkanı Erdoğan da, AKP yöneticileri de, Meclis’te temsil edilen muhalefet partileri de yangına körükle gidiyor.

Son dönemlerde “Bu işin sonu kötü. Otobüs uçuruma yuvarlanmak üzere. İçinde hepimiz varız. Milli bir Hükümet dışında seçenek yok. Hiç olmazsa 2 yıl milli bir hükümet iş başında olmalı. Kriz aşıldıktan sonra gerekirse yeni seçim yapılır” diyenlerin sayısı hızla artıyor.

Aklın yolu bir!