10 Ocak 2025 Cuma
İstanbul 14°
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Büyük oyun sahnede-(TAMAMI)

Kurtul Altuğ

Kurtul Altuğ

Eski Yazar

A+ A-

Türkiye dışındaki güçlerin kurguladıkları ve 2005’ten bu yana sahneye koydukları oyun, bölücü anayasayla eski İngiliz Dışişleri Bakanı Parlmenston’un deyimiyle gerçekten “ Capo’d opera” ihtişamıyla Türkiye’yi sömürgeleştirme ve bağımsızlığını yok etme trajedisine dönüşüyor. 1838 İngiliz Ticaret Antlaşması’yla başlayan ve 1839 Tanzimat Fermanı’yla Osmanlı’nın boynuna geçirilen esaret halkası şimdi hiç karşılığı olmayan Gümrük Birliği Antlaşması’yla Türkiye’nin boynuna geçirilmek üzere.

Tanzimat Fermanı’nın vaadleri arasında bulunan yargı reformu İnsan hak ve özgürlükleri ve de Batı’nın çatal, bıçak devrimini “Batılılaşma Hareketi” olarak nasıl yutturuyorsa, AB 21. yüzyılda Türkiye’ye dayattığı antlaşmalar ve uyum yasalarıyla 100 yıldan sonra Sevr’i anımsatan görüntülerle eş başkanlar eliyle “Gelişmiş demokrasi” diye Türk Halkı’na yutturuyor.

Silivri ve Hasdal, Küba yakınlarındaki Guantanamo’dan farksız. Seçilmiş milletvekilleri, gazeteciler, yazarlar, aydınlar tasfiye edilen subaylar yıllardır yargısız infaz ediliyor. Ermeni Soykırımı iddiasının paçavrasını çıkaran Mehmet Perinçek gibi gencecik insanlar özgürlüklerinden yoksunlar. Özel yetkili mahkemeler siyasetin bile sabrını taşıracak kararlar almakta. Anayasaya göre hemen salıverilmesi gereken seçilmiş milletvekillerini oradan çıkarabilecek parlamento gücünün başındaki zat, bu konuda “aciz kaldığını” ifade ediyor. Cari açık alabildiğine büyümüş, haklarını isteyen her sınıftan insan sokaklarda. Ülkemizin Güneydoğusu’nda iç savaş provaları yapılıyor, her gün bir şehit haberiyle uyanıyoruz.

Bay Kılıçdaroğlu ne yapıyor?

Müdafaai Hukuk’tan gelen, ilkeleri Atatürk tarafından tespit edilmiş bir partimiz var. Adı CHP idi. Şimdi onun başındaki yönetim tüm bu demokratik ve ekonomik gidişat karşısında ne yapıyor biliyor musunuz?

“TSK bu işin üstesinden gelemiyor bırakın biz uzlaşalım ve terörü uzlaşmayla çözelim” diyerek AKP’nin kucağına sığınıyor. Oysa AKP’nin sorunu, Kürt sorunundan öte, istediği anayasayı çıkaracak ve meşruiyet kazandıracak güçleri ( özellikle CHP’yi) yanına almak. Aslında AKP terör sorununu bakın nereden destek alarak çözmeye uğraşıyor.

Pes Kılıçdaroğlu sen de bu oyunun gönüllü figüranı olmaktan öte bir şey yapmıyorsun. Hatta “gerekirse bu iş için genel başkanlık koltuğunu bile bırakmaya razısın.” Allah yolunu açık etsin.

İsmet Paşa ne demişti “macera başarıya ulaşsa bile macera niteliğini kaybetmez.” Korkarım bunun sonunda Ankara’nın başkent olması bile tehlikeye düşebilir.

Bayan Clinton neden bu kadar çok Türkiye’yi ziyaret ediyor ve neden içişlerimize karışıyor?

“Dün İstanbul’da yapılan Küresel Terör Karşıtı Forum toplantısında konuşan ABD Dışişleri Bakanı Bayan Clinton,” PKK Türkiye’de on binlerce insanın canını alan terör ve şiddet eylemlerini sürdürüyor. ABD Türkiye’nin terörle mücadelesinde güçlü bir şekilde yanındadır. Geçen 10 yılda dünyada 120.000 terör zanlısı tutuklandı, bunlardan 35.000’i mahkum oldu. Birlikte yaptığımız çalışmalar sayesinde vatandaşlarımız daha güvendedir” demiş. Bu sözlere her halde aynı toplantıda bulunan Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu teşekkür etmiştir. Ama ne yazık ki, bizim vatandaşlarımız daha çok güvenlik içinde değildir. Bayan Clinton konuşurken Hakkari’de bir şehit daha verdik. Şişli’de bir bomba patladı. Gözaltına alındığı söylenen teröristlerden hiç biri Kuzey Irak’ta yakalanmadı. Orası PKK terörü için güvenilir bir bölge olmaya devam ediyor. ABD de maalesef Irak’ta 150.000 asker bulundurduğu dönemde PKK’ya karşı tek bir operasyon yapmadı. Clinton İstanbul’da terörle mücadeleden söz ederken Ankara’da iktidar ve ana muhalefet liderleri teröre nasıl siyasi çözüm bulunacağını görüşüyorlardı. Zaten Amerika da yıllarca kendisi terörle mücadele ederken Türkiye’ye siyasi çözüm önerdi. Terör sadece güzel sözlerle ve vaatlerle önlenebilseydi şimdi Türkiye huzur ve güvenlik içinde yaşayan bir ülke olurdu.”

Bulmacanın çözümü işte bu ziyarette. Kılıçdaroğlu Stokholm’de alınan kararları uygulamakla görevli bir Soros dostu. Dostu ne kelime, TESEV yöneticisi.

CHP tabanı hala aklınız başınıza gelmedi