22 Kasım 2024 Cuma
İstanbul 18°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Büyük sanayici duruşu 2B köylüsü ve Şıhbızınlar

Doğu Perinçek

Doğu Perinçek

Gazete Yazarı

A+ A-

Salı sabahı Aydınlık’ı elime alınca, “İşte demokratik devrimlere damgasını vuran büyük sanayicinin tarihî duruşu” dedim.

Dünyanın Ülker ürünleriyle tanıdığı Yıldız Holding’in başındaki sanayicimiz Murat Ülker, “Toprak işleyenin, su kullananın” diyor.

Murat Beyi önemle izliyoruz, yalnız bisküvi üretmiyor, sanayicinin tarihî programını güncelliyor. O program, Asya’nın yükseliş ikliminde filizleniyor. O programda plan var, kamu ile özel kesimin eşgüdümü var, Türkiye’nin ekmek teknesi var. Özetle IMF dayatmalarıyla paslanmaya terk edilen üretim ekonomisinin pasını silmek, çarkını çevirmek var.

ÜRETİCİNİN SESİ

Tarihin içinden gelen ses bu.

Feodal düzene son veren, saltanatın tahtını deviren, köylük alanlara çiftçinin özel mülkiyetini getiren ses!

Üreticinin sesi!

Sanayideki üretici ile tarımdaki üreticinin tarihsel dayanışması da diyebiliriz. Onlar el ele verince dünyanın çehresi değişmişti. Kapitalizmin başını çeken ülkelerdeki bu tarihsel ittifakı Mazlumlar Dünyası gecikerek yaşıyor. Ama daha köktenci devrimlerle, sanayiciyle birlikte emekçiyi seferber ederek yaşıyor.

BÜYÜK SANAYİCİ BİLİNCİ

Büyük sanayici bilincini nasıl tanımlarsınız diye sorarsanız, işte Murat Ülker’in bu duruşunu örnek verebiliriz.

Geçen yıl İstanbul Sanayi Odası Başkanı Sayın Erdal Bahçıvan ile görüşmüştüm. Bana “Sanayicinin önündeki en büyük engel kent arazilerindeki rantlardır” demişti. Ne kadar önemli bir saptama ve işte aynı duruş.

Evet kırlık alanlardan ve kent topraklarından elde edilen rantlar, sanayileşmenin önündeki en büyük engeldir.

Sayın Murat Ülker, gıda sanayisindeki konumuyla bir ayağı tarımdadır. Undu, şekerdi, yağdı, hepsi çiftçinin ürünleri. O nedenle çiftçinin özgürleşmesi, çiftçinin toprağa ve üretim olanaklarına sahip olması, büyük sanayicilerin de sorunu.

KAYNAKLAR NEREYE AKACAK

Sorun, Türkiye’nin önündeki sorundur: Kaynaklar nereye akacak, üretilenler Ortaçağ kalıntısı rantçılara ve faizcilere mi akacak, yoksa üreticilere mi?

Üreticinin ürettiği kaynaklardan söz ediyoruz. O kaynaklar yeniden üretime mi dönecek, milyonlarca işsiz iş sahibi olup üretim süreçlerine mi katılacak, yoksa kaynaklar üretime ayak bağı olanlara mı sunulacak? Dahası dışarıya mı akıtılacak? Türkiye’nin kanayan yarasıdır bu!

TOPRAĞI İŞLEYEN HAYVANI OTLATAN 2B KÖYLÜLERİ

Murat Ülker’in “Toprak işleyenin su kullananın” şiarı, bugün daha da güncel. Ormandan kalma 2B topraklarını atalarından bu yana işleyen, o topraklarda hayvan otlatan köylü çözüm bekliyor. O köylüyü o topraklardan sürecek vicdan var mı?

Verelim o toprağı işleyene, eksin biçsin, buğday üretsin, hayvan otlatsın, et üretsin, yağ üretsin, yün üretsin. Türkiye eskisi gibi tarım ürünlerinde kendine yeter olsun, dahası dışa satsın.

İzmir Buca Belenaşı Köyü Muhtarı İsmet İlhan sağolsun İstanbul’a kadar geldi, bana yörük keyfiyesi ve kalpağı getirdi. Başımda Türkiye’yi kurtaran üreticinin kalpağıyla soruyorum:

2B arazisi kent rantına mı dönüştürülsün, yoksa üreticinin elinde ekmek teknesi mi olsun?

O arazileri betonla sıvaması için rantçılara sunmanın hele bugün hiçbir anlamı yok!

2B arazilerini işleyene vermek, devlet aklıdır, çiftçiyi özgürleştirmenin yöntemidir, Üretim Ekonomisinin şartıdır, demokrasinin gereğidir.

ŞIHBIZIN KÖYLÜSÜ TOPRAĞINA NASIL DÖNER

Hazine topraklarını topraksız ve yoksul köylüye dağıtalım.

Şehirlerin varoşlarına yığılan insanlarımız köylerine dönsün. Kentlerde perişan olmaktan kurtulsun, gençlerimiz suç örgütlerinin ağına düşmesin.

Verelim Diyarbakır Şıhbızın aşiretinden her aileye elli koyun, köyüne dönsün, koyunları beslesin, Türkiye’nin et sorununu çözsün. Elli koyunun bedelini belli bir takvim içinde ödesin. Bölücü terörün zemini böyle yok edilir.

ANKARA’DAN BEKLENEN IŞIK

Çiftçilerimiz, gözleri Ankara’da Hükümetimizden, Tarım Bakanlığımızdan, yine Çevre ve Şehircilik Bakanlığımızdan bir ışık bekliyorlar.

İndiriniz şu 2B Arazileri için belirlenen bedelleri, kaldırın köylünün omuzlarındaki ağır yükleri.

Terör yüzünden köylerini terk eden insanımıza bir umut verin, her aileye 50 koyun umut götürsün!

Ateşleyiniz şu 2B köylüsünün üretim şevkini.

İsmet İlhan da sevinsin, Şıhbızınların önderi Ersin Kaya da sevinsin, Murat Ülker de sevinsin, Erdal Bahçıvan da sevinsin, üretici sevinsin, Türkiye’nin üretim ufukları aydınlansın!

Büyük sanayici duruşu 2B köylüsü ve Şıhbızınlar - Resim: 1