Büyüme gerçek mi?
TÜİK (Türkiye İstatistik Kurumu) 28 Şubat 2025 tarihinde 2024 yılı büyüme rakamlarını açıkladı. Rakamlar gerçekten yanıltıcı olabiliyor.
TÜİK 3 veri üzerinden büyüme rakamlarını analiz ederek yayınlıyor.
1- Cari fiyatlarla Türk Lirası (Bu analizde enflasyon ve kur değişikliği hesaplanmıyor. Çok gerçekçi olmayan bir yöntem. Zaten bunu kimse yorumlarında değerlendirmiyor.)
2- Cari fiyatlar Dolar Kuru ile değerlendirilerek hesaplanan GSYH. Bu veri esas olarak uluslararası karşılaştırmalarda kullanılan bir veri. Onun için önemli.
3- Zincirleme hacim endeksi yöntemi ile GSYH hesaplama ise en gerçekçi olanı. Ancak bu verinin de hangi rakamlardan oluştuğu çok önem arz ediyor.
Yukarıdaki tablo TÜİK tarafından yayınlanan 2024 yılı büyüme rakamlarını gösteriyor.
Tablonun en sağındaki sütun zincirleme hacim endeksi ile bir önceki döneme göre oransal artışı gösteriyor.
Tabloya göre 2023 yılında 221,6 olan zincirleme endeks 2024 yılında yüzde 3,2 artarak 228,7 olarak gerçekleşmiş. Bu artışı daha sonra tekrar ele alacağız.
GSYH rakamlarının dolar bazında hesaplanmasında ise müthiş bir artış söz konusu. 2023 yılı sonunda GSYH 1 milyar 132 milyon dolar iken 2024 yıl sonunda GSYH yüzde 17 gibi bir artış ile 1 milyar 322 milyon dolara yükselmiş.
Bu yükselmenin temel nedenini hemen söyleyelim. Ekonomi yönetiminin izlediği sözde anti enflasyonist politikalar ile kur artışını sınırlaması bu kadar büyük bir GSYH artışına neden olmuştur. Sonuç olarak bu artışa “hormonlu artış” diyebiliriz. Gerçekte böyle bir artış yoktur.
Tekrar gelelim, en gerçekçi GSYH göstergesi olan zincirleme endeks hesaplamasına göre gerçekten milli gelir doğru artmış mı?
Zincirleme endekse göre 1 yılda milli gelirimiz yüzde 3,2 artmış. Bu aranda artış Türkiye için düşük bir artış ortalaması. Her ne kadar dünyada ticaret daralması yaşanıyorsa da, Trump nedeniyle genel olarak dünyada içe kapanma sinyalleri güçlense de Türkiye en az yüzde 5 dolaylarında büyümeli, hedefi yüzde 10 büyüme olmalıdır. Türkiye ancak bu büyüme oranları ile sanayileşmiş bir ülke haline gelir.
Yine 2024 yılı büyümesinin hangi sektörlere dayandığına bakarsak aslında sağlıklı bir büyüme yaşanmadığını rahatlıkla söyleyebiliriz.
2024 yılı büyümenin motoru yüzde 9,3 ile inşaat sektörü. Bu sektördeki büyüme zaten sağlıksız bir büyümedir. Bir de bu büyümenin deprem bölgesindeki zorunlu inşaat faaliyetinden geldiğini düşünürse sağlıksız ve sürdürülebilir olmayan bir büyüme olduğunu anlarız. GSYH’daki büyümeye ikinci katkı sağlayan sektör ise yüzde 4,9 ile finans ve sigorta faaliyetleri. Yani büyümemiz tamamen üretim dışı faaliyetlere dayanıyor. Bu büyüme de sağlıksız ve sürdürülebilir değil.
Büyümede en sağlıklı sektör olan sanayi ise yüzde 0,5 ile neredeyse büyümemiş gibi.
Sonuçta 2024 yılı büyümesi için zaten düşük, ancak aynı zamanda sürdürülebilir değil diyebiliriz.
Şu notu da koymak gerek. Gelişmekteki ülke kategorisinde olan Türkiye’nin, büyümeden ziyade kalkınma ile ilgili büyüklüklere dikkat etmesi gerekir. Eğitim, sağlık, ulaşım, doğru gıdaya ulaşım ve gelir dağılımı gibi noktalar bizler için büyümeden çok daha fazla önemlidir.
Büyüme doğru ele alınmazsa sağlıksız büyüyen çocuk gibidir. Doğru beslenmeyen çocuk büyür ama obezdir. Yeterli sağlık hizmeti ve gıda alamayan çocuk yine büyür ama birçok yönden sağlıksız olarak büyür. Acısı sonraki yıllarda çıkar.