Çanakkale’de doğan güneşi gördük
1.Meşrutiyet, Tanzimat’ın yarattığı ekonomik ve toplumsal alandaki yıkıma, karışıklık ve 1871’den sonra ağırlaşan, emperyalist kapitalist Avrupa’nın baskı ve zulmüne karşı bilinçlerde bir sıçramaya, yeni bir arayış ve tasarıma yol açmıştı. Tanzimat padişahın iradesiyle gelmişti.
Genç Osmanlılar geniş bir tabana oturmuyordu ama yeni bir programı vardı. Kitleleri etkileyen bir güç olmaya başlayan bir seçenek olarak ortaya çıkıyordu. Abdülaziz tahttan, Fuat Paşa’nın sefaretler için söylediği gibi “pabuççu muştası gibi” yandan da değil, dipten tepkiyle indirildi.
Abdülhamid’in istibdat döneminde de bu çizgi, büyüyerek sürecek ve 1908 Devrimine önderlik edecekti. Aynı çizginin devamı daha büyük bir atılım ve değişiklikle Cumhuriyet’in liderlerini de yetiştirdi.
Cumhuriyet Devrimi’nin sağlıklı bir temele oturmasını, kararlı ve devrimci özelliklerini kazanmasının önünü açtı. Kemalist devrimin, dünyada bizim gibi ülkelerde kendi alanında bir ilk devrimin başarıya ulaşmasında en önemli tayin edici unsurlardan biridir. Bütün bu aşamalarda emperyalizmle mücadele çerçevesinde bir toplum ve kültür tasarımı da giderek oluştu.
1945’teki kırılma, 1950’ler, Küçük Amerika olmada yarışma süreci, Missouri zırhlısının alkışlarla karşılanmasından 68’lerde 6. Filonun denize dökülmesine varan iki çizginin mücadelesi. 12 Mart 1971’de Amerikancı darbe, o yetmedi 12 Eylül darbesi geldi… 15-16 Temmuz’da yine emperyalizme karşı iki çizgi mücadelesi sürdü.
Bu iki çizgi kıyasıya birbiriyle çatışarak bugünlere geldi.
Yalnızca siyaset alanında mı…
Toplumsal yaşam, kültür, sanat, inanç, moda, kılık kıyafet, kadın-erkek ilişkilerinden akıllı-aptalı tanımlayan değer yargılarına kadar her alanda meydan muharebesi verildi.
En karanlık dönemlerde Türkiye’de bu mirasa sahip çıkan siyaset, Türkiye istese de istemese de Atatürk’ü keşfedecektir, saptamasını yaptı.
Bu bilgiye dayanıyorduk. Çünkü Atatürk de Türk Devriminin programındaki emperyalizme karşı, halkçı çizginin devamı ve ilerleticisidir.
Hatta şunu söylemek de bilimsel bir gerçektir.
Vatan Partisi’nin doğru siyasetlerinin, ileriyi görebilme yeteneğinin en büyük mirası bu kökten gelmesi, bu sağlıklı çizginin deneyimlerini içselleştirmesindedir.
Ayrıca çok önemli bir özellik daha katmıştır.
Geleceğin eşitlikçi dünyasını kurmak üzere ilerletecektir. Tıpkı Atatürk’ün Meşrutiyet’ten alıp Cumhuriyete taşıması gibi, tıpkı onun imtiyazsız, sınıfsız, kaynaşmış bir kitle hayali gibi…
Bu sağlıklı ve sağlam temel bugüne kadar doğru yönde ilerlemeye olanak vermiştir. Geleceğe ışık tutmaktadır. Doğan güneşi görmek gerekir.
İşte Çanakkale’de Öncü Gençlik Yaz Akademisi’nde “Türk Devrimi’nde İki Çizgi Mücadelesi” dersini verirken biz de bu güneşi bir kez daha gördük.
Yüreğimiz ısındı.
Her zamanki gibi genç arkadaşlarım büyük mutluluk... büyük alış-veriş... büyük onur ... büyük umut yaşattılar bize.
Var olsunlar!
EN ZOR GÜZELLİK YARIŞMASI
Muğla’nın Menteşe ilçesinde geleneksel Buzağı Güzellik Yarışması’nın bu yıl 37’ncisi düzenlenmiş. Yerkesik Köyünde düzenlenen, seçimi zor bu yarışmaya 25 buzağı hem güzellik hem de süsleme alanlarında mücadele etti. Yarışmada üç kategoride dereceye giren buzağılar belirlendi. Simental kategorisinde birinci Efe Kanal’ın buzağısı olurken, birinciliği Montofon kategorisinde Alperen Sarıoğlu’nun, Holstein kategorisinde ise Cem Savran’ın buzağısı kazandı.