Çarlık Rusyası’nın Of’tan kurtuluşu
Ethem Sancak, Erkan Önsel, Şule Perinçek, İbrahim Okan Özkan, Hakan Kılıç ve Adil Hacıömeroğlu arkadaşlarımla birlikte 5 Mart 2024 Salı günü İstanbul Fatih’te Of Hayrat Vakfı’nın ve Derneği'nin konuğu olduk. Derneğin Başkanı Emrullah Tellioğlu ve arkadaşları bizi Ofluların candan konukseverliğiyle ağırladılar. Vatan Partisi Heyetindeki Erkan Önsel ve Adil Hacıömeroğlu, Maçkalı ve Oflu kimlikleriyle hem ev sahibi hem de konuk konumundaydılar.
40 gün önce 26 Ocak 2024 günü Bakırköy sahilinde Genç Trabzonlular Derneği’nde Başkan Tufan Balekoğlu ve arkadaşlarının davetinde buluşmuştuk. Sağolsunlar, çok güzel bir akşamdı. Hararetli görüş alışverişi oldu ve Üreten Türkiye’yi kurma kararında birleşmiştik. Tufan Balekoğlu, Of Hayrat Vakfı ve Derneği Daveti’nin de ev sahipleri arasındaydı.
Oflu kardeşlerimiz “Cemiyette Muhabbet Günleri” diye ad vermişler, adına yaraşır saatler yaşadık. Of’un kara lahanası ve kabak tatlısıyla biz de Oflu olmaya özendik. Ancak Oflu olmak öyle kolay değil, önce kahraman olacaksınız, sonra belki Oflu olabilirsiniz.
Ethem Sancak, Of’un fahrî hemşehrisidir. Her zamanki sevecen üslubuyla Of ve Trabzon hikâyeleri anlattı. Hem düşündürdü hem de güldürdü.
VATANIMIZA MEMLEKETİMİZ TOPRAĞINDA AYAK BASARIZ
Hemşeri derneklerinin bizleri yalnız yöremize değil, vatanımıza bağlayan bir işlevi oluyor. Vatan, soyut bir kavram değil, yalnızca bir toprak parçası da değildir, bütün vatandaşların bilinçlerinin yeşerdiği topraktır. Kişi, doğduğu, büyüdüğü, üzerine ter döktüğü, dağlarında yol bulduğu, derelerinde çimdiği, aşık olduğu, harmanını kaldırdığı, çarşılarında ekmeğini kazandığı, ayağını bastığı toprakta vatana bağlanıyor ve kök salıyor.
Ofluların göğsünü kabartan bir başka gururları var. Bu topraklara yalnız ter değil, en çok kan dökenlerimizdendir onlar.
BİLİNCİMİZE MIHLANAN SÖZLER
Bir hafta önce 28 Şubat günü Of’un kurtuluşunun 106. Yıldönümünü kutlamışlardı. Of Hayrat Derneği Başkanı Emrullah Tellioğlu, hepimizin bilincine mıhlanan bir konuşma yaptı: “28 Şubat, Of’un Rus işgalinden kurtuluşunun yıldönümüdür, ama aynı zamanda Rusya’nın da Of’tan kurtuluşunun yıldönümüdür.”
Ne kadar övünseler yeridir. Oflular Çarlık Rusyası işgalcilerine kök söktürmüşler, oralara geldiklerine pişman etmişler, birçoğu da artık o topraklarda Of’un şehitleriyle birlikte yatıyorlar.
ÇANAKKALE VE OF DESTANLARI
Türklerin ve Rusların tarihi, 1568-1570 Astrahan Seferi’nden Birinci Dünya Savaşının sonlarına kadar iki büyük imparatorluk arasında üç yüzyıl süren savaşların tarihidir. 1917 Ekim Devrimi’nden bu yana yaşadığımız ise, iki başı dik ve devrimci halkın silah arkadaşlığı ve dayanışma tarihidir. Trabzonlular ve Oflular, bu devrim tarihinin başında destan yazdılar. Çanakkale Destanı yanında bir de Of Destanı vardır.
TÜRKİYE VE RUSYA’NIN SİLAH ARKADAŞLIĞI
Türkiye’nin Birinci Dünya Savaşı’ndaki direnişi, Türklerin ve Rusların ortak geleceğinin kapısını açtı. 1908 Hürriyet Devriminin kurduğu Milliyetçi Türkiye, Birinci Dünya Savaşında İngiliz, Fransız ve Çarlık emperyalizmine direnişiyle Rusya’da 1917 Şubat ve Ekim Devrimlerinin koşullarını yarattı. Rus Devriminde Türk milletinin de payı vardır.
Devamı var: Çarlığı yıkan Rus Devrimi, Kurtuluş Savaşı zaferimizin önünü açtı. Rus Devriminden önce üç büyük düşmanımız vardı: Rus Çarlığı, İngiltere ve Fransa. Rus Devriminden sonra iki düşmanımız kaldı. Dahası bir de büyük dost kazandık: Devrim Rusyası. Mustafa Kemal Paşa ile Lenin o dostluk mevzisinde silah arkadaşı oldular.
20. Yüzyılın Dünya Devrimi Tarihi, Türkiye ve Rusya’nın silah arkadaşlığıyla başladı. Büyük Taaruza hazırlığın yapıldığı Ilgın Askerî Manevrası’nda Sovyet Büyükelçisi Aralov, Askerî Ateşe Abilov ve diğer Sovyet subayları vardı. Kocatepe’de Mustafa Kemal Paşa’nın hemen arkasında Rus asker şapkası ve Rus asker kaputuyla Sovyet komutanları vardı. Onlarla silah arkadaşlığımız, Atatürk’ün emriyle anıtlaştı. Taksim Meydanı’nda her bayram Atatürk, Fevzi Çakmak, İnönü ve Tevfik Rüştü Aras ile birlikte Aralov ve Frunze’nin heykellerine çelenk koyuyoruz.
BİR KEZ DAHA ÇAĞ AÇAN SİLAH ARKADAŞLIĞI
Bugün Türkiye-Rusya dostluğu, yine çağ kuran bir mevzidedir. Rus halkının sarsılmaz güvenini kazanan Putin’i kutluyoruz, sağlam duruşuyla aynı zamanda Türkiye dostluğunun güvenilir önderidir. Türk Milleti ve Vatan Partisi ise, önümüzdeki büyük zorlukları aşmada Rus Dostluğunun değerini çok iyi biliyor. Türkiye ve Rusya devletleri, Çin, İran ve diğer Asya devletleriyle birlikte Yükselen Asya Uygarlığının öncü konumlarında yer alıyorlar. Rusya ile aynı zamanda silah arkadaşıyız. Onların Karadeniz cephesinde, Ukrayna’da ABD emperyalizmine karşı yürüttükleri savaş Türkiye’nin de savaşıdır. Bizim Doğu Akdeniz ve Güney sınırlarımızın ötesindeki silahlı mücadelemiz ise, ayrı zamanda Rusya’nın mücadelesidir. Bu ortak cephede karşılıklı güven, zaferin de güvencesidir. Türk ve Rus Devrimleri, birbirlerini kurtaran devrimlerdir. Dün öyleydi, bugün de öyledir. Of’la ve Trabzon’la başlayan her serüven, bizi aydınlık geleceklere götürüyor.