10 Eylül 2024 Salı
İstanbul 25°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Çelik Kubbe NATO’ya bağlı olmamalı

Uğur Güven

Uğur Güven

Gazete Yazarı

A+ A-

Bildiğiniz üzere dünyanın çoğu yerinde bölgesel savaşlar ve çatışmalar yaşanıyor. Ukrayna- Rusya çatışması şu an Avrupa’nın genel durumunu etkilerken, İsrail ve Hamas arasındaki çatışma da İran ve Lübnan’a sıçrama olasılığı nedeniyle Ortadoğu’da dikkatle izleniyor. Buna ek olarak Çin ve Tayvan arasındaki sınır gerginliği ve Çin ile Filipinler arasındaki deniz anlaşmazlığı her an büyüyebilir. Hatta Hindistan ve Çin arasında gerçekleşen son zamanlardaki sınır gerginlikleri de eklendiğinde dünya bir nevi barut fıçısı gibi diyebiliriz.

Elbette Yüce Önder Atatürk’ün dediği gibi Yurtta Sulh Cihanda Sulh ilkesi gereği en doğrusu ülkemizin Barış içinde yaşaması, savaşlara mecbur kalmadıkça karışmaması ve diğer savaş ve çatışma olan yerlerde Barışın hızla sağlanması için katkıda bulunmasıdır.

Ancak bir yandan da ülkemizin hava savunma sistemlerinin güçlendirilmesi ve olası bir savaşta ülkemizin tüm düşmanlara karşı güçlü bir savunma sisteminin olması şart. Dahada ötesi bu savunma sistemi NATO’ya bağlı olmamalı ve tamamen Türkiye’nin kendi özgün teknolojisinde ve özgün komutasında olmalıdır.

SAVUNMA AÇIĞI VAR

Bilindiği üzere 2. Dünya Savaşından veri tüm taktiksel savaşlarda hava savunma ve hava saldırı gücü çok önemli bir rol oynuyor. Ülkemizin oldukça güçlü bir Hava Kuvvetleri var ve oldukça cengâver ve başarılı pilotlardan oluşuyor. Ancak hava savunma teknolojisinde oldukça ciddi eksiklerimiz var.

Her ne kadar Rusya’dan S400 sistemleri almış olsak da oldukça kısıtlı bir savunma şemsiyesi yaratmaktadır ve İsrail’in Demir Kubbe sistemine benzer bir sistemimiz olması ve bu sistemin İstanbul, Ankara gibi büyük şehirlerimizi, tüm ülkedeki askeri tesislerimizi ve diğer stratejik lokasyonları ve elbette halkımızı koruması şarttır. Şu sıralar konuşulan Çelik Kubbe Sistemi bu boşluğu kapatmak üzere tasarlanmaktadır.

Herhangi bir hava saldırısı olduğunda (bombalanma veya füze atılması gibi) yapılması gereken ilk iş ulusal radar sistemimizin bunları olabildiğince erken saptamasıdır. Ne kadar erken gelen füzeler, savaş jetleri ve SİHA’lar saptanabilirse o kadar erken savunma için manevra yapma imkânı doğacaktır.

İdeal olan saldırı başlar başlamaz daha hava saldırı araçları veya balistik füzeler ülkemiz sınırlarına ulaşmadan onları tespit etmek ve derhal takibe almaktır. Bunun için sadece lokal Radar sistemlerine güvenilmemeli havada olan AWACS tarzı uçaklarla da takip yapılmalıdır.

AWACS uçağı, genellikle gelen uçakları, gemileri, araçları, füzeleri ve diğer mermileri tespit etmek ve savaş ve saldırı uçakları saldırılarına rehberlik sağlamak için kullanılan bir hava radar sistemidir.

HAVA SAVUNMADA YAPAY ZEKA ALGORİTMASI

Gelen tehdit algılandıktan sonra yapılması gereken ise hızla bu gelen saldırıyı karşılayacak savunma sistemlerinin devreye girmesidir. Komuta ve kontrol merkezi, tespit edilen tehditleri değerlendirir. Bu aşamada tehditlerin hangi hedefe yöneldiği, tehdit düzeyi ve kaçırılma olasılığı hesaplanır. Özellikle birden fazla tehdit olan durumlarda öncelikle büyük şehirlerin ve kritik askeri tesislerin korunması algoritmada ön planda olur.

Genelde bu aşamada kullanılan bir yapay zekâ algoritması ile her tehdidin puanlanması ve ona göre önem sıralanması söz konusu olmaktadır. Bu protokol devreye girdikten sonraki bir sonraki faz ise bu tehditleri karşılayacak savunma sisteminin devreye sokulup tehditleri düşürecek şekilde devreye girmesidir.

Sistem, hangi fırlatma bataryasının kullanılacağına, hangi füzenin ateşleneceğine ve hangi hedefin vurulacağına karar verir. Füzeler, seçilen fırlatma bataryasından hedefe yönlendirilir. Füzeler, güdüm sistemleri sayesinde hedefi takip eder ve belirlenen noktada imha eder.

Bu aşama, tehditlerin etkili bir şekilde bertaraf edilmesini sağlar ve korunmak istenen bölgeye zarar gelmesini önler. Tabi bu birden fazla tehditlerde her tehdit için kullanılan algoritmadır ve her tehdit için tekrar edilir.

HİPERSONİK UÇUŞ

Bu sistemde en zor olan aşama füzenin gelen tehdide karşı yolunu kesmesi ve onu yok etmesidir. SİHA ve hatta savaş jetlerinde ses altı hızlar söz konusu ise bu nispeten kolaydır ama size karşı balistik füze fırlatıldıysa (Tomahawk ya da Scud tarzı) o zaman bu füzeler ses hızını kolayca aşıp süpersonik hatta bazı ileri düzey füzelerde hipersonik (ses hızından 5 kat daha hızlı) uçuş profili sergilerler.

Ayrıca başlıklarında aktif olan navigasyon sistemleri onlara karşı yönlendirilmiş füzelere karşı kısıtlıda olsa manevra yeteneği sağlamaktadır. Ses üstü hızda bir füzeyi durdurmak için zaman oldukça azdır ve ses hızını aşan füzenizin olması gerekir ve karşı füzenin uçuş algoritmasını tespit etmeli, nerede olacağını tahmin etmeli ve onu intercept (yolunu kesip yok etmek) etmelidir. Bunlar kolay bir şey gibi gelse de oldukça zordur ve başarı için muhakkak yapay zekâ algoritmaları kullanılmalıdır.

Ayrıca bu savunma füzelerinin oldukça pahalı ve üretiminin zor olduğu düşünülürse genelde her tehdide karşı sadece tek füze fırlatılabilir (özellikle onlarca tehditlin geldiği durumlarda) ve bu yüzden başarılı olamama durumuda vardır. Bu yüzden hesaplamalar, füze hızı ve yapay zeka algoritmaları öne çıkmaktadır. Yapay Zeka algoritmanız ne kadar hızlı savunma profili oluşturupaynı zamanda attığınız füzenin ne kadar hızlıysa şansınız o kadar artacaktır.

Genelde bu füzeler mobil bataryalardan fırlatılsa da büyük şehirlerde kalıcı bataryalarda oluşturulabilir, nitekim İsrail’de Demir Kubbe sisteminde hem mobil hem statik bataryalar kullanmakta ve her saldırı hedefi için 1.5 füze sistemi kullanmaktadır.

Yani her iki hedef için fazladan bir füze fırlatılmakta ve ancak ana füze başarısız olursa devreye girmektedir. Tabii sürekli saldırı profili varsa ve balistik füzeler sizin füze savunma sisteminizi geçiyorsa ABD’nin Deniz Kuvvetlerinin kullandığı Aegis sistemlerinde kullanılan Phalanx Close-In Weapon System (CIWS)ile düşük irtifada yüksek hızlı delici mermilerle (dakikada binlerce fırlatan) düşürülmeye çalışılır.

Görüldüğü üzere Çelik Kubbe’nin oldukça komplike bir sistem olması gerekir ve radar, komuta kontrol, yapay zeka, hipersonik füze, CIWS sistemi gibi muhtelif komponentleri barındırması ve birbirleriyle uyum halinde çalışması gerekir. Bu yapıldığında gerçekten çok kuvvetli bir hava savunma sistemimiz olacaktır ancak bunun yapılabilmesi için askeri birimler, devlet, üniversiteler ve özel sektör uyum içinde çalışmalı ve ciddi bütçeler ayrılmalıdır. Ben kendi çapımda katkıya hazırım ve iyi bir çalışma ülkemizin savunmasını çok güçlendirecektir.

NATO Çelik Kubbe ABD Rusya İsrail