11 Ocak 2025 Cumartesi
İstanbul 11°
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Cemaat CHP’yi kurtaramadı

Engin Ünsal

Engin Ünsal

Eski Yazar

A+ A-

Türkiye bugüne kadar böylesine yolsuzluğa bulaşmış bir hükümet tarafından yönetilmedi. Bu ülke devletin tüm varlıklarını talan etmeye yeminli böyle bir iktidar görmedi. İşsizlik, açlık, gelecek korkusu böyle büyümedi. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin güvence altına aldığı özgürlükler hiçbir dönemde bugün olduğu gibi toptan yok edilmedi. Bu ülke evinde 30 milyon Euro bulunduran bir Başbakan tanımadı. Nasıl oluyor da böylesine kokuşmuş, toplumu düşman kamplara bölmüş bir parti yüzde 45 oy alabiliyor? Buna verilecek tek yanıt 1946’dan beri demokrasi deneyimi yaşayan bu ülkede henüz demokrasinin alt yapısının ve demokrasi kültürünün oluşmadığıdır. Demokrasi ayırt etme, algılama yeteneğini öngören seçmen topluluğunun siyasal rejimidir. Bu yetenek seçmenlerimizde henüz oluşmadı. Bir kilo pirincin, bir şişe yağın yargı bağımsızlığından, özgür basından daha önemli olarak algılandığı ülkelerde demokrasi diye seçim sandıklarını göstermek çok yanıltıcıdır.

CHP neden başarısız oldu?

Tüm bu olumsuzluklara karşın yerel seçim gelecek için bir umut yaratamaz mıydı? Elbette yaratabilirdi eğer ana muhalefet partisi adam gibi parti olsaydı. Bir siyasi parti temel ilkelerini bırakıp ilkesiz politika yapmaya çalışırsa sonuçta CHP’nin düştüğü duruma düşer. Kendi özünün kaynaklarını genişletip işleyeceği, çağın gelişmelerine uygun politikalar üreteceği, kadrolarını eğiterek fişek gibi örgütler kuracağı yerde bir parti kendi geçmişine yabancılaşmaya başlar, yeni CHP diye ne olduğu belirsiz bir söylemin ardına düşüp bu belirsizliği topluma ve kendi örgütüne “yeni politika” diye yutturmaya kalkarsa sudan çıkmış balığa döner. Tıpkı CHP’nin yeni kadroları gibi. Kendi içinden kadrolar yetiştireceğine başka siyasetlerin kadrolarından medet ummaya başlayan bir parti iflas etmiş demektir. CHP sosyal demokrat parti olduğu savındadır ama emekçilerle zerre kadar ilgisi yoktur. Bir islam Cumhuriyeti kurma hayalindeki Cemaat’ten yardım isteyen laik CHP siyasetin büyük çelişkisini bu topluma ve örgütüne yaşatmıştır. Devşirme adaylarla seçime giren CHP kendi örgütünü küstürmüş ve heyecanını yok etmiştir.

Quo Vadis CHP?

Bu tutumu ile CHP’nin örgütü “Bu parti nereye götürülmek isteniyor?” sorusunu sormaya başlamış ve birçok CHP’li, başta İP olmak üzere, başka partilere oy vermişlerdir. CHP’nin Genel Başkanı CHP’nin geçen yerel seçimde aldığı yüzde 23 oya kıyaslayarak bu seçimde yüzde 28 oy aldıklarını ve bunun başarı olduğunu savunabilmiştir. Bu yüzde 5’lik oy artışı CHP’nin çalışmasından değil Cemaat’in ve AKP küskünlerinin katkısından kaynaklanmaktadır. Bu artışta CHP’nin hiçbir katkısı olamamış aksine elindeki önemli Başkanlıkları kaybederek oyları ve itibarı gerilemiştir. Başbakanın söylediklerine cevap yetiştirmeye çalışan ve partisinin neler yapacağına hiç değinemeyen bir parti lideri lider değildir. Lider kadro kuran, eğiten, yeni projeler üreten, örgütüne heyecan veren kişidir. Gidin bugün CHP ilçe merkezlerine bakın çoşku yerine sessizlik, umut yerine kuşku egemendir o boş odalarda. Benim görevde olduğum dönemlerde o odalar sloganlarla inler, salonlar insan almazdı çünkü o zamanın lideri olan Ecevit örgüte bir umut ve heyecan getirmişti ve ödülünü de 1973’te birinci parti olarak almıştı.

Ne olacak bu CHP’ye?

CHP’nin artık misyonunu tamamladığı ve kapatılması gerektiği, yerine köklerini yadsımayan, demokratik laik cumhuriyete inanan, günün sosyo-ekonomik gerçekleri ile örtüşen bir programı olan bir partinin kurulması parti kademelerinde konuşulmaya başlanmıştır. Bu yeni partinin Genel Başkanının adı bile dillendirilmektedir. Bu partinin toplumun üreten kesimine ağırlıklı olarak dayanması emeğin ve ulusal girişimcilerin öncülüğünde olması vurgulanmaktadır. Türkiye’nin bu talan esasına dayalı kirli siyasete daha uzun süre dayanabileceğini sanmıyorum. Yolsuzluğu belirlenmiş siyasetçiyi, “Çalmış ama iyi işler yapıyor” diye öven, seks kaseti olan siyasetçiyi “Helal olsun erkek adammış” diye algılayan bir toplumda demokrasi fidanı sağlıklı büyüyemez. CHP ya kendini kapatıp malvarlığını ilerici güçleri de kucaklayan kurulacak yeni partiye vermeli ve siyasi tarihin galerisinde yerini almalı ya da yeni bir hamleyle emek kesimi ile, ulusal girişimcilerle, yurtseverlerle barışarak, dinamik ve ayağı yere basan projeler hazırlayarak, kadrolarını eğiterek, içindeki ayrık otlarını temizleyerek yeni bir sayfa açmalıdır. 2014 yerel seçimleri CHP için büyük bir bozgundur ve CHP’nin çaresizliğini ortaya koymuştur. Ana muhalefet partisi eğer gerekli adımları atmazsa bu ülkeye çok yazık olacaktır.