Cemaatin oyu HDP’ye mi?
Amacının ne olduğu tam olarak bilinmeyen Fethullah Cemati’nin AKP’nin saflığından (!) yararlanarak demokrasinin üstünü nasıl siyah bir şal örtmek, yutsever, Atatürkçü, devrimci insanları nasıl bir karanlıkta boğmak istediklerine hep birlikte tanık olduk. Fethullah’ın bir Humeyni gibi devletin başına geçmek ve bir İslam devleti kurmak tutkusu anlaşılınca AKP ile girdikleri savaşta yenik düşen aydınlanmanın ve hukukun cellatları ya kaçtı ya cezaevine konuldu. 1 Kasım seçimleri yenilenlerin rövanş günü olacağı dillendiriliyor. Cemaatin amacı AKP’nin bir daha iktidar olmaması. Cemaatin oy gücü ne kadar bilinmiyor. Fazla güçlü bir oy tabanı olduğu sanılmıyor ama mevcut oy gücü ile de, en azından bazı illerde, sonuçları etkileyebileceği bir varsayım olarak ele alınıyor. Cemaatin, “AP’nin düşmanı benim dostumdur” düşüncesi ile 1 Kasım seçimlerinde HDP’den yana duruş sergilemesi anlaşılır bir davranıştır.
HDP AKP’DEN BESLENİYORAKP’nin demokrasiye, ekonomiye, uluslararası ilişkilere, siyasi ahlâka verdiği zararlar saymakla bitmez. AKP’nin yeniden tek başına iktidarı bu ülkenin siyasi ufkunda bir karabasandır. Bunun mutlak önlenmesi gerektiğine inananlar AKP’ye seçim sandığında en çok zarar verecek parti olarak HDP’yi görmekte ve tanıdığım pek çok CHP’li, MHP’li HDP’ye oy vereceğini söylemektedir. Diyeceğim AKP’ye karşı duranlar sadece Cemaat mensupları değil aynı zamanda başka siyasetin seçmenleri de AKP’nin iktidar yolunun ancak HDP desteklenerek sağlanabileceğine inanmaktadır. Başka bir deyişle HDP AKP nefretinden ciddi olarak oy kazanacak gibi durmaktadır. AKP’den kurtulmak isteyenler onu engelleyeceğine inandıkları HDP’ye, onu sorgulamadan, oy verme eğiliminde gözükmektdirler.
HDP SİYASİ YELPAZENİN NERESİNDE?7 Haziran seçiminde HDP çok önemli bir çıkış sergildi ve önemli bir başarı kazandı. Seçim sonrasında yazdığımız bir yazıda HDP’ye bazı önerilerde bulunmuştuk ama bu önerilerin hiçbiri dikkate alınmadı. HDP kendini etnik azınlığın partisi olmaktan, bölgesl söylemlerden kurtaramadıkça, PKK ile, Kandil ile, Öcalan ile arasına kalın duvarlar örmedikçe, PKK terörüne ve PKK’ya açıkca karşı çıkmadıkça ve ileride bu yüzü belirginleşip değişmeyeceği anlaşıldıktan sonra, belirli bir kesimin dışında, kendisinden yana beslenen umutları yok edecek ve önemli bir desteği kaybedecektir. HDP’den yana beslenen umut onun en kısa zamanda ayrımcılık yapan bölge partisi olmaktan kendini kurtarıp Türkiye partisi olma yolunda çaba göstermesiydi. Bunu yapamadı ve bu umudu veremedi. Buna rağmen etnik yapının dışında HDP’ye oy verenlerin AKP belasından kurtulmak için zoraki oy verdiği gerçeğini HDP’nin doğru değerlendirmesi gerek. Türk siyasetinin yeni bir sese, yeni bir söyleme, yeni siyasi kadrolara ihtiyacı var. HDP bugüne kadar olduğu gibi ekonomi, dış siyaset, işçi sorunları, sendikalar konusunda tamamen susarak sadece bir Kürt Partisi izlemini yaratmaya devam ederse yakın bir gelecekte ülkenin siyasi haritasından kolayca silinebilir de.
YA VATAN PARTİSİ?Vatan Partisi söylemi, programı, inançlı kadroları ile bu ülkede iktidar olmaya en yakışan partidir ama bir türlü zincirlerini kıramamaktadır. Toplamda 161.000 oyluk seçim sonucu bu partinin görkemli duruşuna ve potansiyaline hiç yakışmıyor. Umarım 1 Kasım’da bu sayı çok daha büyür ve Vatan Partisi ülkenin geleceği için yeni bir umut kaynağı olur. Eğer sonuç gene hüsran olursa o zaman parti yetkilileri tüm il başkanlarını, partinin ve solun ideolojik aydınlarını toplayıp mutlaka bir özeleştiri yapmalı ve kendi duruşunu, kadrolarını, nerde yanlış yapıldığını sorgulamalıdır. Bu ülkenin Vatan Partisi’ne ve onun duruşuna mutlak ihtiyacı vardır. Seçim sonrasında eğer muhalefette kalırsa CHP, bu parti ile işbirliği yapmadığı için dizlerini epey döğecek ve yanlışına hayıflanacaktır sanırım.