Cenevre 2, Batı ve El Kaide
Cenevre 2 Toplantısı'nın Suriye sürecinde yansıttığı temel gerçek, başında ABD'nin bulunduğu Batı'nın Beşar Esad'la masaya oturmak zorunda kalmış olmasıdır. O kadar ki, Batı'nın "Esad'sız geçiş" formülünün Suriye içindeki esas muhatabı bile, artık Esad Yönetimi'dir. Suriye'nin "Batı destekli muhalefeti" bu toplantıda figüran konumundadır. ABD'nin Suriye'deki mevcut seçeneksizliğinin biçimsel olarak da açığa çıkmasının önüne geçebilmek için, kolundan tutulup zorla masaya oturtulmuştur. ABD de dahil hiçbir kuvvetin onlardan masada "Suriye muhalefeti"ne ayrılmış yeri doldurmalarından başka beklentisi yoktur.
Suriye içinde Baas'a muhalefet eden güçler de mevcuttur. Bu güçler "vatan savunması" için, Esad'ın önderliğinde emperyalist saldırıya karşı Baas'la birlikte mücadele etmektedir. Cenevre 2 Toplantısı'nda Suriye'nin tam temsili için, Suriye'deki gerçek muhalefetin de masada olması gerektiğini savunan Esad Yönetimi, buna engel olan ise Batı'dır.
Batı'nın sıkışıklığı ve "işkence fotoğrafları"
Cenevre 2, ABD ve Batı açısından günü kurtarma ve Suriye içinde belli bir manevra alanını koruma toplantısıdır. Amerika, hem kendisine yandaş yeni silahlı güçler yaratma, hem de Esad Yönetimi ile bir pazarlık zemini oluşturma peşindedir. Ama Suriye'de kazanmakta olan Esad'ın önderliğinde savaşan Suriye'dir. ABD ve Batı iyice durumdadır.
Cenevre 2 öncesinde servis edilen "işkence resimleri" Batı'nın bu sıkışıklığının göstergesinden başka bir şey değildir. Burada "foto operasyonu"nun yalnızca bu durumu yansıtan iki yönü üstünde durmak istiyorum. Birincisi, adeta araya birkaç gün daha girerse, fotoğraflara ilişkin iddiaların sahteliğinin toplantı öncesinde ortaya çıkmasından korkulurcasına, resim servisi toplantının hemen öncesinde yapılmıştır.
İkincisi, korkunçlukları konusunda herkesin mutabık kaldığı fotoğrafların bazı bölümlerinin bantlanmış olmasıdır. Bantlarla ilgili açıklamada ikili bir numaralandırma sisteminden söz ediliyor.
Numaralardan biri, işkenceyi yapan ve öldüren birimi, diğeri de hastanede verilen sahte ölüm raporunu kodluyormuş. Çekilen resim de, işkence ve infaz emrini her kim verdiyse, emrin yerine getirildiğinin kanıtı olarak ona sunuluyormuş. Resimlere konan bantlar da, bu sistemi icat edip numaralandırmayı yapanların koydukları numaraları görüp ilgili delilleri karartmalarını engellemek içinmiş. Her ne kadar anlatılan sistemin iddia edilen amaçlara nasıl hizmet ettiğini anlamak olanaklı değilse de, bantların işlevine ilişkin kesin olan bir şey var. Yapılan açıklamalarda işkence kurbanlarından hiçbirinin adının açıklanmamasına koşut olarak, bantlama fotoğraflardaki kurbanların kimliklerinin belirlenmesine olanak bırakmıyor.
ABD ve El Kaide
ABD, 2001'de İkiz Kuleler olayından sonra El Kaide'yi yok etmek üzere bütün dünyaya savaş açtı. Afganistan'ı işgal etti. Afganistan'dan "görev yerine getirilmiş olarak" geri çekilebilmek için, Usame bin Ladin, ABD üst yöneticilerinin canlı yayınla izlediği bir operasyonla öldürüldü. 2014'te çekilişin tamamlanacağı ilan edilen Afganistan'da bugün Amerika Taliban'la masaya oturmaya çalışırken, bölge ülkeleri baş başa kalacakları "köktendinci terör" tehdidiyle nasıl başa çıkacaklarının planını yapıyor.
ABD, Irak'ı işgal etti. El Kaide bugün Irak'ta devletleşmeye çalışıyor. Suriye'ye örtülü savaş açtı. Suriye'de El Kaide terörü hızla büyüdü. Demek ki, kaide şu: El Kaide her yerde Amerika'nın saldırılarından beslenerek hızla gelişiyor. ABD, El Kaide'nin güçlenmesinden gerçekten kaygı duyuyorsa, bu kaygıyı gidermenin en etkili yolu oraya buraya saldırmaktan vazgeçmesidir.