Cenevre ve Brüksel devreye girmelidir -(TAMAMI)
Uluslar arası işçi hareketinin ve işçi sendikaları federasyonlarının merkezleri Cenevre ve Brüksel’de bulunmaktadır ve işçi sendikalarımızın çoğu bu merkezlerde bulunan kuruluşların üyesidir. Türk sendikacılığında ki olumsuz gelişmeleri iyileştirmek için bu merkezlerin devreye girmesi gerekmektedir.
Uluslar arası normların ışığında sendikacılığımızın ciddi sıkıntıları vardır ve ülkemizde sendika özgürlüğü yok edilmek istenmektedir. Yok edilme ve yok olma süreci iki nedenden kaynaklanmaktadır. Bunlardan birincisi iktidar partisinin sendika özgürlüğüne müdahalesidir. AKP özgür sendikalar değil kendisine bağımlı sendikalar istemekte ve bu tür sendikaları yaratmakta da son derece başarılı olmaktadır. Bir iktidar partisinin kendisine bağımlı sendikalar istemesinin nedeni açıktır; grevler, işçi direnişleri, sokaklara taşan gösteriler iktidarı fevkalâde rahatsız eder. Bu nedenle işçilerin protesto fonksiyonunu boşa çıkarmak iktidar için önemlidir. Sendika yöneticileri için bu yol rahat ve külfetsiz bır yoldur çünkü hükümete biat eden sendikalar hükümet ve bürokratlarının desteği ile üye sayılarını arttırabilirler. Üye kazanmak için yorucu, pahalı çalışmalara girişmelerine gerek kalmaz.
Bu bağlamda ikinci neden işçilerden kaynaklanmaktadır. Ülkemizde sanayi ve hizmetlerde çalışan 15 milyon insan henüz bir sınıf niteliğini kazanamamıştır. Bu nedenle toplumcu değil bireycidir. Kendi çıkarları toplumsal çıkarların önünde gelir. Sendika yerine işverene bağlılığı, ister korku ister bilinçsizlikten kaynaklansın, önceliklidir. Bu nedenle ancak 700-800 dolayında işçi sendika üyesi olabilmiştir. Sendika üyesi olanların da sendikalarına bağlılığı zayıftır çünkü sendikalara sınıfsal değil çıkarsal açıdan bakmaktadırlar. Onlar için sendika bir ücret zammı sağlama aracıdır. Bunun ötesinde sendikaların sosyal ve siyasal önemi onları ilgilendirmemektedir. Sendikasının çağrısı üzerine direnişlere, gösterilere, 1 Mayıs’lara, eğitim çalışmalarına hattâ grevlere bile katılmakta gönülsüzdürler.
Bu iki nedenle ülkemizde işçi sendikaları toplumsal önemlerini, sosyo-ekonomik ve siyasal etkilerini yitirmişlerdir. Toplumun en önemli, toplumsal gidişi en belirleyici, yönlendirici olması gereken işçi sendikaları rüzgarın önünde birer rüzgar gülü olmuşlardır.Bu nedenle ülkemizde özgür sendikacılık yok olmakta, işçi haklarını korumak hükümetin ve işverenlerin insafına kalmaktadır.
Oysa sendikalar demokrasinin varlığı için çok önemlidir ve uluslararası kuruluşların görevi demokrasinin ve sendika özgürlüğünün korunmasında birer koruyucu kalkan olmalarıdır. Bağımsız sendikacılığı ayakta tutmak için hükümetleri ve sendika yöneticilerini uyarmak zorundadırlar. Bu kuruluşların Türk sendikaları için bir kampanya başlatmaları ve işçi eğitimine öncelik vererek işçilerin sınıfsal nitelik kazanmasına ve toplum içinde etkili olabilmelerine zemin hazırlamaları gerekir. Uluslararası işçi Federasyonları kendi üyeleri için, üye sendikaların yapmadığı, yapamadığı eğitimler yerine özel eğitim projeleri hazırlamaları ve bu projelerde işçilere işçi sınıfının tarihi, kara Avrupa’sında sendikaların siyaset ilişkisi, üye kazanma yöntemleri, üye-sendika arası ilişkilerin nasıl olması gerektiği, sendika içi disiplinin nasıl sağlanacağı anlatılmalıdır.
İşçilerimiz ve sendika üyeleri eğitimsizdir. Sendikaların ne olduğu, neler yapabileceği konusunda bilinçsizdir. Siuasal ortamda hiçbir etkileri yoktur oysa sayısal güçleri istedikleri partiyi iktidara getirecek kadar önemlidir ama bu gerçeğin ayırdında değiller. Bu nedenle bu ülkenin Parlâmentosu sürekli işverenlerin yararına yasalar çıkarmaktadır. Yasama organının neden işçiden yana düzenlemeler yapamadığını kimseler sorgulamamaktadır.
Uluslararası işçi hareketinin çok güçlü eğitim fonları vardır. Bu fonları kullanarak işçi hareketimizin küllerinden yeni, diri, özgür, toplumcu bir işçi hareketi ve sınıfsal niteliği olan işçiler yaratamalıdır. Uluslararası işçi hareketinin varlık sebebi sendika özgürlüğünün varlığı için mücadele etmektir. Eğer bu yapılmazsa bu hareketin Türkiye ayağiında özgür, bağımsız ve güçlü sendikalar yerine kağıttan kaplanlar var olacaktır.