22 Kasım 2024 Cuma
İstanbul
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Cesur ve bilimsel futbolun akıl hocasıydı!

Ercan Dolapçı

Ercan Dolapçı

Site Yazarı

A+ A-

Gazeteci ve spor yazarı Hıncal Uluç'u 83 yaşında kaybettik. Uluç, uzun süredir hastanede tedavi görüyordu, üç aydır yoğun bakımdaydı. Renkli ve neşeli bir isim olan Uluç, Aydınlık dergisinde uzun bir dönem “4 Soru 1 Kahkaha” köşesinde haftalık spor değerlendirmeleri yaptı.

SPORLA DOLU HAYAT

Hıncal Uluç 1939 yılında Kilis'te doğdu. Subay ailenin çocuğu olarak çeşitli illerde eğitimini tamamladı. Gazeteciliğe uzun yıllar yaşadığı Ankara'da, Mehmet Ali Kışlalı'nın desteğiyle Yenigün gazetesinde spor sayfası yaparak başladı. 17 yaşındaydı. Askerlik dönüşü Kışlalı'nın başında bulunduğu Yankı dergisinde çalışmaya başladı. Bir yandan da haftada iki gün Cumhuriyet gazetesinde spor alanında yazılar yazdı. Ayrıca televizyon sayfası da yaptı.

Uluç, 1980'de İstanbul'a gelerek Ercan Arıklı'nın kurduğu Gelişim Yayınları'nda çalışmaya başladı. Erkekçe dergisini yönetti. 1990'a kadar Cumhuriyet gazetesinde spor yazıları yazdı. Sabah gazetesine geçti. Burada hem spor hem de magazin yazıları kaleme almaya başladı. Yazıları nedeniyle saldırıya uğradı, kısa süreli de olsa hapis cezası aldı. Televizyonlarda da spor yorumculuğu yaptı. Renkli kişiliği ve kahkahalarıyla sevilen bir isim oldu.

CESUR FUTBOLA DESTEK

Galatasaraylı olan Hıncal Uluç, bunu açıkça belirtmesine rağmen kendi takımını da eleştirmekten geri durmadı. Atak ve cesur futbolu savundu. Korkak futboldan ve yöneticilerden nefret etti. Onları en sert şekilde eleştirdi. Futbolda bilimselliğe ve tekniğe önem verilmesini savundu.

Uluç, Galatasaray'ın Jupp Derwall (1984-87) ve Mustafa Denizli-Fatih Terim dönemindeki atağını “devrimci dönem” olarak nitelendirdi. Galatasaray, 1988-2000 yılları arasında Avrupa'daki başarılarıyla Türk futbolcusu ve yöneticisinin üzerinde bulunan korkuyu yendi. Uluç, bu başarıyı en iyi analiz eden spor adamı oldu. Bu nedenle birçok kişiyi Galatasaraylı yaptı...

AYDINLIK'TA 4 SORU 1 KAHKAHA

Hıncal Uluç, Aydınlık dergisinde 1998-2000 yılları arasında “4 Soru 1 Kahkaha” köşesinde haftalık spor değerlendirmeleri yaptı. Zaman zaman da siyasi konularda görüş beyan etti.

Uluç, Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek ile ilgili olarak bir anısını 2016 yılında köşesine şöyle taşımıştı:

“Ankara gençlik yıllarından dostum, meslektaşım Doğu Perinçek'e rastladım, salı gecesi, Pera Palas'taki Gülsin Onay gecesinde.. Önce kokteyl vardı.. Baktım, neredeyse 15 yıldır görmediğim Doğu bir köşede.. Sarılıştık.. 'Nasılsın patron' dedim, gülerek..

Cesur ve bilimsel futbolun akıl hocasıydı! - Resim : 1
15 Kasım 1998 tarihli Aydınlık dergisinden.

1990 yılında kimbilir kaçıncı kez hapse girerken beni aramış ve 'Aman Hıncal ben içerdeyken dergiye göz kulak ol' demişti.. Bugünkü Aydınlık gazetesinin kökü olacak 2000'e Doğru adlı bir haftalık dergi çıkarıyordu.. 'Şule (Eşi) beni arasın, ne lazımsa yaparım' dedim.. O zaman Sabah'ta bu köşeye yeni başlamışım.. Şule 'Her hafta spor üzerine bir soru cevap yapalım' dedi.. Doğu çıkıp işin başına geçene kadar sürdürdük.. 'Patron' şakam ordan..

Aslında Doğu ile fikirlerimiz pek uyuşmazdı. O 'Komünizm' Türkiye'de yasak olduğu için 'Bilimsel sosyalizm' dediği, Marksist'ti. Öyle uçtaydı ki, 'Maocu' derlerdi.. Ben ılımlı, sosyal demokrat.. Ama biz o zamanlar, fikirleri dostluğa karıştırmamayı bilirdik.(...) Doğu, Ergenekon davasında 117 yıla mahkum olmuş, Anayasa Mahkemesi kararı ile dışarı çıkmıştı. En çok çekenlerdendi yani.. 'Şimdi geçmişi unutmak, sadece ileriye bakmak zamanı' dedi, Ergenekon'dan Silivri'de sürünmüş adam, arkadaşına..

'Önce Türkiye tam bağımsızlığına ulaşsın. Onun bunun müdahalesinden, yönetiminden kurtulsun, kendi kaderimizi kendimiz çizeceğimiz duruma gelelim. Fetö'yü, terörü çözelim. Kandil'i bitirelim. Ondan sonra aramızdaki sorunları ele alacak çok vaktimiz olur, merak etme..'

Aydınlık, ülkemizin en sert muhalefet yapan gazetelerinin başında geliyor.. Ama aynı zamanda 'Muhalefet' dersi de veriyor.” (Sabah, 25 Kasım 2016.)

ŞULE PERİNÇEK: BİR DURUŞU VARDI

Aydınlık yazarı Şule Perinçek, Hıncal Uluç'u şu ifadelerle andı: “Bir kişi daha eksildi. Bir dönemin gazetecilerinden biri daha gitti. Birbirimize benzer miydik... Hem evet hem hayır. Zaman zaman karşı durduğumuz, eleştirilerimiz de oldu. Amerikancı darbe dönemlerinde koşup geldikleri destek de oldukları da. Hıncal Uluç en eski abilerimden, dostlarımızdan. 2000'e Doğru'nun Toplum-Kültür-Sanat bölümlerini yönettiğimde dost ve abi elini hep uzattı. Bir dönemin gazetecilerinin bir duruşu vardı, tarzı vardı. Bir kişilik. Yazıdan bile anlardınız. Bunu Hıncal Uluç yazmış derdiniz. Ya da yazmamış.

“Bir keresinde yazısının sonuna şaka olsun diye ek yapmışlar birlikte çalıştığı gençler. Anlamıştık. Kendisi de ertesi gün gazetede görünce o ünlü kahkahalarından birini kopardı mı bilmiyorum. Korkudan sormadım. Spor basınında bir tabuyu yıkmıştı. Yazarlar ilk kez tuttuğu takımı açıklamaya başladılar. O da bir gerçekçilik... Bilelim ki ona göre değerlendirmelerini değerlendirelim, öyle değil mi... Çok tartışılmıştı. Tarafsızlıklarını yitirecekler diye. Sonra Galatasaraylılar'ı Fener maçlarına gönderme başladı... Şimdi nasıl acaba? Taraftarlığın ve de tarafsızlığın, yani nesnel ve saygılı olmanın; ve de gerçek aşkın, mesleğe bağlılığın adı ve içeriği çok değişti. Yine de biz dediğimiz var. O da yaşla ilgili değil zaten.”

Şule Perinçek Aydınlık