Ceyhan Mumcu ile Tarihten güncele: İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulu’na ihtiyacımız var
MUSTAFA İLKER YÜCEL
-
Tuzla Piyade Okulu’nda 10 Kasım’daki anma töreninde Atatürk fotoğrafı takmayan bir askeri okul öğrencisine diğer subaylar müdahale etti ve sonrasında da gerilim devam etti. Soruşturma sonucunda olaya karışan 7 teğmen Türk Silahlı Kuvvetleri’nden ihraç edildi. Olay ve alınan kararla ilgili değerlendirmenizi alarak başlayalım dilerseniz.
Mustafa Kemal Atatürk, Osmanlı Devleti’nin başkenti işgal edildikten sonra Ankara’yı merkez yaparak Türk milletinin bağımsız ve özgür yaşamasını sağlayan bir lider. Ayrıca hanedana tabi olmayı da kaldırdı Türk milletine yakışan bir yönetim inşa etti. Hayatta en hakiki mürşit bilimdir diyerek de ufkumuzu genişletti. Atatürk’e düşmanlık Türk milletinin geleceğine düşmanlıktır. Önce bunun altını çizelim. Mustafa Kemal sevgisi geleceğe yönelik bir mesajdır. Atatürk’ün resmini üstelik 10 Kasım’da takmayan teğmenin derdini anlamak lazım. Nasıl bir eğitimden geçtiler ve kimler onu bu kadar duyarsız hale getirdi esas sorun burada. Diğer teğmenler bu müdahale işini okul yönetimine mi bırakmalıydı? Bu bir tartışma konusu. Yönetim ve komuta kademesinde bir zafiyet görüntüsü oldu. Bu da TSK’ya büyük zarar verecek bir durum. Ben soruşturma dosyasını veya metnini okumadım ama ortaya dökülen bilgilere göre ceza her iki teğmen grubuna eşit bir şekilde verilmemeliydi. Çünkü bir taraf devletin temelini savunuyor, diğeri devletin temel değerine saygısızlık içinde. Disiplini korumak için ceza verilebilir ama fiile göre de cezanın oranı göz önünde bulundurulmalıydı.
-
Siz bir sohbetimizde ‘eş başkanlık’ diye bir makam yok demiştiniz. DEM Parti belediye başkan adaylarını duyururken eş başkanlık adayı olarak duyurdu. Hukuk sisteminde yeri var mı?
Yok. Bu yüzden bütün partiler tek aday gösteriyor. PKK’ya yakınlığıyla bilinen parti sözüm ona eşitlik adına usulsüz bir şekilde eş başkan adayları gösteriyor. Çift başkan yani. Hangisi idare edecek, kim imza atacak? Hukukçuları bu konuda tartışmaya çağırıyorum. Yüksek Seçin Kurulu eğer seçime sokuyorsa bunun izahatı yapmalı. Yarım milyara yakın paramızı da gittiler kasasına koydular. Burada sıkıntı var.
-
Geçen haftanın en önemli konularından biri de Can Atalay hakkındaki karardı. Karar neden tartışma yarattı?
Can Atalay meselesi Yargıtay'la Anayasa Mahkemesi arasında bir problem oldu. Aslında Türk hukuk sisteminde içtihatı birleştirme vardır. Yargıtay bünyesinde bu olur. Mahkemenin kararını Yargıtay bozar... Mahkemelerin kararı ceza genel kuruluna gider... Hukuk Mahkemesi hukuk genel kuruluna gider... Daireler arasında içtihat farkı çıkarsa içtihat giderilir… Türkiye Büyük Millet Meclisi tek maddelik bir kanun teklifini acele gündeme getirmeli. Anayasa Mahkemesi ile Yargıtay arasındaki içtihatları gidermek için İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu adında bir kurum oluşturulmalı. Bu kurulda Danıştay ve Yargıtay üyeleri, uyuşmazlık mahkemesi üyeleri, Anayasa Mahkemesi üyeleri, temiz mahkemeleri üyeler hukuki olarak konuları enine boyuna ele almalı ve içtihat farkını gidermeli. Çünkü Anayasa Mahkemesi'nin Hak kaybına ilişkin kararlarında daima böyle problemler çıkacaktır. Mesela şimdi Uğur Mumcu davası. Yargılama çok uzadı. Onun üzerine Anayasa Mahkemesi hak kaybı var diye kararı bozdu. Bu bozma üzerine yeniden bir süre usulü işlemler tekrarlandı. Ve mahkeme eski kararında ısrar etti. Yani Anayasa Mahkemesi bozmasına karşı yerel mahkeme, bozma üzerine yeniden ne eksik varsa, ne hata yapılmışsa AYM’nin işaret ettiği hatalar hızla giderilip tekrar karar verilmeli ve kamuoyu tatmin edilmeli. Onun için İçtihadı Birleştirme Yüksek Kurulu diye bir kurulun oluşması gerekiyor. Bu öneriyi hukukçu meslektaşlarımın dikkatine sunarım. Bu konuyu Çıkış Yolu programında Sayın Doğu Perinçek’e sorarsanız memnun olurum. Hukuk doktoru olarak, konunun uzmanı olarak nasıl bir yorum yapacak merak ediyorum.
-
Çok teşekkürler. Haftaya görüşmek üzere.