China Daily’deki makalem: Türkiye ile yakın ilişki Çin’in yararına
Bu hafta Çin’de İngilizce yayımlanan en büyük gazete olan “China Daily” (Günlük Çin) gazetesinde 20 Mart 2025 tarihinde “Çin ile Türkiye'nin yakın bağları iki ülkenin de yararına" başlığıyla yayımlanan makalemi bilginize sunuyorum. Aydınlık okurları açısından bu fikirler yabancı değil ancak bu yazının özelliği Çin gazetesinde yayımlanmış olmasıdır.
Çin ve Türkiye kilit jeopolitik oyuncular ve çok kutuplu bir dünyayı inşasına omuz veren eden iki başat ülkedir. Ancak, ikili ticaretteki dengesiz büyüme, hükümet öncülüğündeki girişimlerden ziyade piyasa güçleri tarafından yönlendirilmektedir.
Türkiye Çin'den ağırlıklı olarak yarı mamul ve hammadde ithal ediyor ve bunları işleyerek diğer ülkelere yeniden ihraç ediyor. Türkiye'nin Çin’e alternatif tedarikçilere erişimi sınırlı. Türkiye’nin Çin'e ihracatı ise başlıca doğal taşlar ve mineraller. Türk işletmelerinin nispeten küçük ölçekli olması ve iki ülke arasındaki coğrafi mesafe, Türk işletmelerinin Çin pazarında önemli bir varlık göstermesini engelliyor.
Hükümetler tarafından düzenlenmeyince, doğal olarak pazar dinamikleri daha büyük ekonomik oyuncuları destekliyor. Bu durum iki ülke arasındaki ticaret dengesizliğini daha da kötüleştiriyor. Örneğin, 2023 yılında iki ülke arasındaki ticaret hacmi 43,4 milyar dolara ulaşmış olsa da aradaki eşitsizlik hâlâ çok büyük: Toplam ikili ticarette Çin’in payı yüzde 93 iken Türkiye yüzde 7'lik bir paya sahip.
Türkiye’nin ihracatının artırılmasında Türk ürünlerinin Çin'in geliri artan nüfusu arasında henüz kayda değer bir pazar tanınırlığı kazanamamış olması önemli bir sorundur.
DEVLETLERİN KAPSAMLI YAKLAŞIMI ZORUNLU
Bu dengesizliğin giderilmesi, ekonomik ilişkilerin yönetilmesini gerektiren kapsamlı bir yaklaşımı gerektiriyor. Ticaret açığının düzeltilmesinde kilit bir unsur olan Türkiye'deki Çin yatırımlarına daha yakından bakıldığında endişe verici bir eğilim görülmektedir. Çin, Kuşak ve Yol ülkelerindeki yatırımlarını önemli ölçüde artırdı. Ancak 2014'ten bu yana, Türkiye'nin Kuşak ve Yol Girişimi'ne resmen katılmasından beri Türkiye'nin payı asgari düzeyde kalmıştır.
Çin'in Türkiye'deki doğrudan yatırımları, büyük ölçüde Çin hükümetinin “Ankara'nın tutarsızlığı”na ilişkin algısı nedeniyle nispeten küçük kalmaktadır. Öte yandan, Ticaret dengesizliği, Türkiye’nin Çin mallarına karşı tarife dışı engelleri uygulanmasına yol açıyor, bu da ikili ilişkilere daha fazla belirsizlik katıyor.
TÜRKİYE’NİN AVRASYA’YA İHTİYACI
Türkiye, Batı Asya’nın en büyük ekonomisi ve en güçlü ordusuna sahip. Ancak Türkiye'nin ekonomi politikası ve bankacılık sistemi Batılı modellere dayanmasına rağmen, enerji güvenliği ve endüstriyel ara mallar için Avrasya ülkelerine ihtiyaç duyuyor.
Türkiye Ticaret Bakanlığı'na göre, 2024 yılında Çin ve Rusya Türkiye'nin en fazla ithalat yaptığı birinci ve ikinci ülke oldu. Türkiye'nin en büyük ve ikinci büyük ticaret ortağı ise sırasıyla Rusya ve Çin.
Bu iki ülke, Türkiye'nin yaklaşık 606 milyar dolarlık toplam ihracat ve ithalatının 100 milyar dolarlık kısmını oluşturuyor. Yani Türkiye, dış ticaretinin altıda birini Çin ve Rusya ile gerçekleştiriyor. Türkiye'nin ihracat yaptığı başlıca ülkeler arasında ise Almanya, ABD, Birleşik Krallık, Birleşik Arap Emirlikleri, Irak, İtalya ve Fransa yer almaktadır.
ÇİN İÇİN STRATEJİK AVANTAJ
Türkiye'nin bu pazarlardaki varlığı Çin için stratejik bir avantaj sağlıyor. Türkiye'nin ekonomik önemini daha da arttıran şey ise Asya, Avrupa ve Afrika'nın kesiştiği, üç tarafı denizlerle çevrili coğrafi konumudur.
Türkiye, 2014 yılında Kuşak ve Yol Girişimi'ne resmen katılarak etkisini Asya ve Avrupa arasındaki demiryolu bağlantısına kadar genişletmeyi amaçlıyor. Türkiye, Batı Asya ve Avrupa arasında ekonomik bir köprü olarak “hayati rolünü” vurgulamak amacıyla “Kalkınma Yolu” projesini başlatmak için Irak ve Katar ile el ele verdi.
TÜRKİYE ÇİN’İN ÜRETİM VE DAĞITIM ÜSSÜ OLMALI
Öte yandan Avrupa ve Batı Asya'ya olan coğrafi uzaklığı ve deniz yollarına olan aşırı bağımlılığı, Batı'nın Çin'in yüksek teknoloji sektörüne getirdiği kısıtlamalar, Çin’in dış ticareti için ciddi risk oluşturuyor. Çin, bu zorlukların üstesinden gelmek için Türkiye'yi bir üretim ve dağıtım merkezi olarak kullanabilir.
1996'dan beri AB Gümrük Birliği üyesi olan Türkiye, Avrupa Birliği'ne tam üye olmasa bile Türkiye’deki yabancı yatırımlara önemli bir avantaj sunmaktadır: Türkiye'de üretilen Çin ürünleri AB pazarlarına sıfır gümrük vergisi ile girebilmektedir. Aynı şekilde, Türkiye'de üretilen ürünler, AB ve ABD kısıtlamalarını aşarak Türkiye'nin serbest bölgelerinden Kuzey Afrika dahil olmak üzere Avrupa ve Orta Doğu'ya sorunsuz bir şekilde ulaştırılabiliyor.
Daha da önemlisi, Çin ve Türkiye arasında herhangi bir pazar çatışması ya da siyasi rekabet bulunmamaktadır. Her iki ülke de eşitlik temelinde, kurallara dayalı çok kutuplu bir dünyanın inşasında etkin rol üstleniyor. Karşılıklı faydaya dayalı daha derin bir ekonomik işbirliği, Çin üzerinde ekonomik ve diğer alanlarda giderek artan bir baskı kuran Batı'ya karşı Türkiye'nin daha sağlam bir duruş sergilemesini sağlayacaktır.
Türkiye'nin potansiyel BRICS üyeliği ile örneklendirilen çok kutuplu bir dünyanın teşvik edilmesindeki rolü kritik önem taşımaktadır. Çin'in Türkiye'nin stratejik önemini kabul etmesi ve cesur girişimlerde bulunması, karşılıklı çıkarları ve uluslararası refahı önemli ölçüde ilerletebilir.
Değerli Aydinlik.com.tr okurları.
Aydinlik.com.tr ekibi olarak Türkiye’de ve dünyada yaşanan ve haber değeri taşıyan her türlü gelişmeyi sizlere en hızlı, en objektif ve en doyurucu şekilde ulaştırmak için çalışıyoruz. Yoğun gündem içerisinde sunduğumuz haberlerimizle ve olaylarla ilgili eleştiri, görüş, yorumlarınız bizler için çok önemli. Fakat karşılıklı saygı ve yasalara uygunluk çerçevesinde oluşturduğumuz yorum platformlarında daha sağlıklı bir tartışma ortamını temin etmek amacıyla ortaya koyduğumuz bazı yorum ve moderasyon kurallarımıza dikkatinizi çekmek istiyoruz.
Sayfamızda Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına ve evrensel insan haklarına aykırı yorumlar onaylanmaz ve silinir. Okurlarımız tarafından yapılan yorumların, (yorum yapan diğer okurlarımıza yönelik yorumlar da dahil olmak üzere) kişilere, ülkelere, topluluklara, sosyal sınıflara ırk, cinsiyet, din, dil başta olmak üzere ayrımcılık unsurları taşıması durumunda yorum editörlerimiz yorumları onaylamayacaktır ve yorumlar silinecektir. Onaylanmayacak ve silinecek yorumlar kategorisinde aşağılama, nefret söylemi, küfür, hakaret, kadın ve çocuk istismarı, hayvanlara yönelik şiddet söylemi içeren yorumlar da yer almaktadır. Suçu ve suçluyu övmek, Türkiye Cumhuriyeti yasalarına göre suçtur. Bu nedenle bu tarz okur yorumları da doğal olarak Aydinlik.com.tr yorum sayfalarında yer almayacaktır.
Ayrıca Aydinlik.com.tr yorum sayfalarında Türkiye Cumhuriyeti mahkemelerinde doğruluğu ispat edilemeyecek iddia, itham ve karalama içeren, halkın tamamını veya bir bölümünü kin ve düşmanlığa tahrik eden, provokatif yorumlar da yapılamaz.
Yorumlarda markaların ticari itibarını zedeleyici, karalayıcı ve herhangi bir şekilde ticari zarara yol açabilecek yorumlar onaylanmayacak ve silinecektir. Aynı şekilde bir markaya yönelik promosyon veya reklam amaçlı yorumlar da onaylanmayacak ve silinecek yorumlar kategorisindedir. Başka hiçbir siteden alınan linkler Aydinlik.com.tr yorum sayfalarında paylaşılamaz.
Aydinlik.com.tr yorum sayfalarında paylaşılan tüm yorumların yasal sorumluluğu yorumu yapan okura aittir ve Aydinlik.com.tr bunlardan sorumlu tutulamaz.
Aydinlik.com.tr yorum sayfalarında yorum yapan her okur, yukarıda belirtilen kuralları, sitemizde yayınlanan Kullanım Koşulları’nı ve Gizlilik Sözleşmesi’ni peşinen okumuş ve kabul etmiş sayılır.
Bizlerle ve diğer okurlarımızla yorum kurallarına uygun yorumlarınızı, görüşlerinizi yasalar, saygı, nezaket, birlikte yaşama kuralları ve insan haklarına uygun şekilde paylaştığınız için teşekkür ederiz.