CHP de Vatan da yanlış yaptı

7 Haziran seçimleri demokrasi tarihimizde bir dönüm noktası idi. Demokratik kurum ve kuralları yok edip tek adamı öne çıkaran, Hitler’in faşist yönetimini bile aşan bir siyasal güç ile Atatürk Cumhuriyeti’ni iyice karanlığa gömecek ya da seçmen demokrasinin bu dayanılmaz tahribatını, hırsızlığı, yolsuzluğu siyasetin doğal yolu olarak algılayan AKP’ye gereken dersi verecekti. Sonuçta seçmenin sağ duyusu AKP’nin ve muktedirin suratına bir Osmanlı tokatı atarak AKP’yi iktidardan indirdi. Burada ilginç olan bunca yolsuzluğa, bunca hırsızlığa, böylesine bir ekonomik çöküntüye rağmen seçmenin AKP’yi gene de birinci parti yapmasıdır. AKP’nin yüzde 9 oy kaybettiği bu seçimde beklenirdi ki ana muhalefet partisi ve solun tek Atatürkçü, ulusalcı partisi olan Vatan Partisi oylarını artırarak ülkenin siyasal geleceğini aydınlatsın, ama öyle olmadı. CHP oylarını artıramadığı gibi 3 milletvekili kaybetti, Vatan Partisi de ancak 161 bin oy alarak büyük bir düş kırıklığı yaşattı. 

CHP’NİN YANLIŞLARI 

CHP adayların bir bölümünü önseçim yolu ile belirleyerek parti içi demokrasinin güzel bir öneğini verdi fakat kontenjandan öylesine kötü adaylar göstererek, önseçimde üyelerin karşına çıkacak yüreği olmayan partinin üst düzey yöneticilerini kontenjan zırhı ile koruyarak partili üyelerin tüm heyecanını yok etti. Y-CHP diye saçma ve anlamsız bir söylemi gündeme getirerek CHP’nin geçmişini, altı okunu, partinin kurucusu Atatük ilkelerini reddetme yoluna gitti. Dersimli Kemal’im söylemi ile Atatürk’e ve Cumhuriyete başkaldıranların yanında saf tuttu ama bu da işe yaramadı çünkü Tuncelili seçmenler CHP’nin iki milletvekilini de elinden aldı. “CHP’nin türbanla sorunu yok, ülkenin laiklik sorunu yok” diyerek CHP’li üyelerle ters düştü. 25 milyonluk emekçi kesime partinin kapılarını kapattı, bir tek işçiyi ya da sendikacıyı aday göstermeyerek işçi oylarını alamadı. Kendisinin de anlamadığı Mega Kent projesi havada kaldı. Emekliye iki maaş vaadi dışında hiçbir yeni ekonomik proje üretemedi. Vatan Partisi’nin ittifak önerisini reddederek seçimde sinerji yaratma fırsatını elinin tersi ile itti. Sonuçta partili üyelerin HDP’ye oy vermesine neden olarak hüsrana uğradı ve kurtuluşu AKP ile koalisyon umuduna bağlayarak ayakta kalmaya çalıştı. Deniz Baykal ise ayrı bir fenomen. 2002’de kuyudan çıkardığı Tayyip Erdoğan’ı bu sefer Yüce Divan’dan kurtarmak için sinsi bir koalisyon mimarlığına soyundu. Siyaset tarihinin CHP’yi affedeceğini sanmıyorum. Bunca hata yapan CHP olası bir erken seçimde, eğer düşürülmezse, barajın altında bile kalabilir. 

YA VATAN PARTİSİ? 

Siyasal yelpazenin etkili ve başarılı olabilecek tek partisi olan Vatan Partisi’nin aldığı oy tam bir hezimettir. Gazetesi, te-levizyonu, taş gibi bir gençlik örgütü, çalışkan kadınları olan Vatan Partisi için seçimler bir düş kırıklığı olmuştur. Yöneticiler seçmenle neden kucaklaşamadıklarını masaya yatırmalı ve hatalarını büyüteç altına almalı- dırlar. Ekonomide büyük çöküntü, dorukta bir geçim sıkıntısı, 5 milyon dolaylarında bir işsizler ordusu, işçi sınıfının örgütlenmesi ve hak aramasını engelleyen işverenler ve AKP iktidarı gerçeğine rağmen Vatan Partisi’nin ancak 161 bin oy alması gerçekten düşündürücüdür. Kanımca parti, işçi sınıfını ciddi olarak ıskalamıştır. Örgütlendiği illerde ve ilçelerde İşçi Büroları aracılığı ile fabrikalara, grev çadırlarına girememiş, örgütlendiği yerlerde işçiye sınıf bilinci, siyasal bilinç verecek eğitim çalışmaları yapamamış, son aşamada kurduğu Merkez İşçi Bürosu doğru ama etkisiz bir duruş sergilemiştir. Bu büronun hazırladığı ve Vatan Partisi’nin çalışanlar için yapmayı düşündüğü, emekçiler için kuracağı yeni düzeni anlatan son derece iyi hazırlanmış broşür maalesef işçilere, sendikalara ya ulaştırılamamamış ya da yeterince anlatılamamış ve Vatan Partisi işçi sınıfını kanatları altına alıp onunla sıcak ilişki kuramayarak işçi oylarını sahiplenememiştir. Partinin ilkeleri, Atatürkçü ve ulusalcı çizgisi son derece doğrudur ama kadroları seçmene kendini anlatamamış ve seçimlerde başarılı olamamıştır. 

SİYASETTE DÜN DÜNDÜR BUGÜN BUGÜNDÜR 

Bu satırların yazıldığı sırada henüz AKP-CHP koalisyonu kurulmamış ama CHP böyle bir koalisyona hazır olduğunun sinyallerini vermiştir. Seçim öncesi bu sütunda yazdığım AKP-CHP hükümet olasılığı siyasetin kaypak yüzüdür. Düne kadar suçladığın AKP, Yüce Divan’a göndereceğini söylediğin muktedir ile CHP’nin nasıl siyaset yapacağı ve seçmenin, parti üyelerinin yüzüne nasıl bakacağı da merak konusu olacaktır.